Yıl boyunca Digital Report için UX analizleri yapan kullanıcı deneyimi ajansı Userspots’un deneyimli ekibi bu sayımıza özel olarak 10 kategoride 2021’in kullanıcı deneyimi açısından en başarılı platformlarını belirledi.
Kullanıcı deneyimi açısından en başarılı platformlar (2021)
İşte karşınızda 2021 yılında kullanıcı deneyimini en başarılı şekilde sunan platformlar:
Proje yönetimi: Monday
Asana, Trello, Teamgantt gibi benzerlerinin farklı iyi özelliklerini içinde barındıran ve kullanım kolaylığı ile ön plana çıkan Monday, özellikle tasarım ve yazılım ekiplerinin birlikte çalıştığı projelerde, proje yönetiminde işlerin ekipler arası aktarımı ve takibi açısından çok başarılı.
En önemli özelliklerini sıralamak gerekirse:
- Arayüz tasarımı, bir bakışta bir proje altındaki işlerin durumunu, işleyişte hangi adımda olduğunu, mevcutta kimin ne üzerinde çalıştığını hızlıca görmeye olanak sağlıyor.
- Takım içinde iş yükü dağılımını filtre özelliği üzerinden görmek çok kolay. Kimler iş yoğunluğundan tükenmişlik sendromunun eşiğinde bir bakışta görülüp müdahale edilebiliyor.
- İşler bazında tüm iletişimin, dosya takibinin uygulama üzerinde tutulması çok büyük kolaylık ve geçmişe dönük veri depolama için çok faydalı.
- Çok kolay ve kullanıcı dostu bir “kural seti” yazma özelliği bulunuyor. Uyarılar, işlerin ekipler arası aktarımı belirlenen kurala göre otomatize edilebiliyor.
2021’in trafik ve dijital reklam şampiyonları
Kripto Para: Binance
Binance App, çıkışından itibaren altı ay gibi kısa bir sürede kripto ticaretinde dünyanın en büyük borsası haline gelen ve sektöründeki en yenilikçi platformlardan birisi. Böyle bir uygulamada görmeyi istediğimiz ilk şey olan hızlı işlem yapma beklentisini önce mobil yaklaşımıyla oldukça iyi karşılıyor. Genel kullanım kolaylığı, kripto dünyasını tek bir uygulamada ekosistem halinde barındırması ve çok dilli platform erişilebilirliği sunması da öne çıkan özelliklerinden.
Kripto dünyasına yeni girenlere ve daha ileri düzeyde işlem yapan kullanıcılara tek bir uygulamada basit ve gelişmiş ticaret özellikleri sunması tercih edilmesini sağlayan en büyük nedenlerden biri. Kullanıcıların farklı ihtiyaçlarıma göre basitlik ve hız ön planda tutulurken, daha geniş bir kripto ürün ve hizmet portföyüne sorunsuz erişim sunularak mevcut varlıklarını emir otomasyonları, likidite havuzları, vadeli işlemler ve krediler gibi zengin trade araçlarıyla genişletmek isteyenlere yönelik arayüzler de sunuluyor. Uygulama aynı zamanda eşler arası ticaret platformuyla birlikte (P2P) Alipay, WeChat Pay gibi ödeme seçeneklerini destekleyen bir altyapıya sahip. Entegre ödeme sistemlerinin yanında çoğu Super App’te olan yerleşik ödeme seçeneği de mevcut (Binance Pay).
Onboarding sürecinde bir finans uygulamasında yadırgamayacağımız karmaşıklığı tooltip’ler ile hafifletmeye çalışıyor. Pazaryerine yönlendiren alışık olmadığımız “drag gesture” hareketi gibi. Yalnızca girişimciler için tasarlanmış launchpad tarzı araçların bulunduğu pazaryeri, profesyoneller için sıcaklık haritasını kabartan noktalardan biri. Kullanıcı kitlesini olabildiğince geniş tutmaya çabalay:an Binance App, dashboard arayüzünü kişiselleştirme imkanı da sunuyor.
Dijital Müzik Platformu: Spotify/Blender
Spotify, hem müzik hem de podcast yayınları ile ilgi odağımızda olan uygulamalardan biri. Yıl sonlarında tüm kullanıcılara dinleyici ve sanatçılarının yıllık müzik deneyimlerinin kullanım verisiyle ilgili kartları sunmaya başlamasının ardından; sosyal medya platformları paylaşımlarında da adından daha sık söz ettirmeye başladı.
2021’de ise bu yılın başarılı deneyimleri arasında örnek olarak gördüğümüz Spotify Blender hizmeti ile ilgileri üzerinde topladı. Daha önce Family Mix gibi sadece premium kullanıcılarına özel ortak çalma listesi hizmeti sunan Spotify bu sene tüm kullanıcıların kullanabileceği Blender özelliği ile karşımızda. Blender özelliği ile yine müzik ve paylaşım kavramlarını odağında tutarak iki kullanıcının en sevdikleri şarkılardan oluşan ortak bir çalma listesi oluşturuyor ve ikikullanıcının da kitaplığına bu listeyi yerleştiriyor.
Blend oluşturmak için seçtiğimiz arkadaşımızı oluşturduğumuz link ile herhangi bir sosyal medya platformundan davet edebiliyoruz. Ve sonunda karşılaştırma sonucu ortak sanatçılarımızı, ayrıştığımız müzik türlerini inceleyerek iki arkadaşın ortak müzik listesine ulaşıyoruz. Ortak listede hangi parçanın hangi arkadaştan geldiğini de okuyabilme fırsatımız var ve işin bir diğer güzel yanı liste düzenli olarak güncelleniyor. Kullanıcılar “blend” oluşturduğu arkadaşı ile müzik zevkinin ne oranda eşleştiği bilgisine de sahip olabiliyor.
2021’in en çok konuşulan akıllı telefonları
Online Perakende: Getir/Çarşı
Son yıllarda -özellikle pandeminin hayatımıza girmesiyle- hizmet sektörün ile ilgili beklentilerimizi önemli derecede şekillendiren Getir, 2021’de Getir Çarşı’yı duyurdu.
Peki Getir, Getir Çarşı ile nasıl bu senenin deneyim odağında oluyor?
- Esneklik: Kullanıcıyı kendi bünyesindeki marka ve ürünlere zorlamak yerine mahallede bulunan manav, kasap, petshop gibi farklı işletmeleri de bünyesine katarak geniş bir ürün yelpazesi sunuyor.
- Bilinirlik: Kullanıcıları alışkın oldukları, güvendikleri işletmelerden koparmadan dijital ve hızlı alışveriş dünyasına mahalle esnaflarını da dahil ediyor.
- Kültürel Değerler: Kendi içinde kurye hizmeti de sağlayan büyük işletmelere yönelmemiz sonucu zarar gören, kendi kurye sistemi olmayan küçük işletmeleri de bünyesine dahil edip, kurye seçeneği sunarak denkleme dahil ediyor ve değerlerimizi koruduğunu hissettiriyor.
- Minimalizm: Her hizmet için ayrı uygulamalar kullandığımız, telefonlarımızın uygulama çöplüğüne döndüğü zamanlarda birçok hizmeti aynı çatı altında toplayarak bir Super App olma yolunda ilerliyor.
Sosyal Medya: TikTok
TikTok’un kullanıcılarda bu kadar bağımlılık yaratmasının ve gitgide daha da popülerleşmesinin altında iyi bir UX stratejisi yatıyor. Çoğu sosyal medya uygulamasının aksine TikTok’a giriş yapan ve akışa düşen kullanıcı, yorucu bir karar verme aşaması ile karşılaşmıyor. Diğer uygulamalar kullanıcıya, öne çıkan hikayeleri izleme, detaylı içeriği kaydırarak inceleme gibi kararlar aldırırken TikTok, kullanıcının dikkatini dağıtacak tüm unsurları yok ederek içeriği gösteriyor.
Tam ekran modu ile kısa videolar vermek ve gelen kullanıcıyı içeriği izlemeye zorlamak aslında alınan büyük bir risk. Ancak bu riski alıp başarılı olmalarını sağlayan geçerli sebepler var.
- TikTok tasarımcıları, Hick yasasını baz alarak, kullanıcıya çok seçenek sunmanın, seçim yapılmasını zorlaştıracağını biliyorlar. Bu seçim sürecinin en hızlı versiyonunu da kullanıcıyı karşılayan akışlarda mevcut tüm seçenekleri aynı anda vermeden başarıyorlar. Kullanıcı her akışta tek bir fonksiyon veya aksiyona odaklanarak ilerliyor. Örneğin; kayıt işlemi doğum tarihi, telefon veya e-posta onayı ile çok hızlı gerçekleşiyor. Kayıt işlemi küçük adımlara bölünerek kullanıcıya sunuluyor ve böylece daha kolay algılanıyor.
- Kullanıcılar tarafından kabul edilmiş ve benimsenmiş bazı etkileşimler olduğunu gözden kaçırmamak gerekir. (Beğeni için iki kez tıklamak, bir sonraki gönderi için yukarı kaydırma, anasayfada sağa kaydırarak akış değiştirmek vb) TikTok, kullanıcılarını tutarlılık sağlayarak alışık oldukları doğal bir akışa sokuyor. Kullanıcı uygulamayı ne kadar kolay kullanırsa, uygulamaya o kadar bağlanıyor.
- Paylaşılan içeriklerde ilgili ana eylemler (Takip et, Beğen, Paylaş vb) başparmak erişimine göre en kolay aksiyon alınacak şekilde konumlandırılmıştır.
- Gönderi paylaşım aşamaları kendi içinde birçok ses, filtre, zamanlayıcı, açıklama alanı ve efektler gibi fonksiyonlar barındırır. TikTok bu aşamayı büyük kırmızı kayıt butonu ve fonksiyonları açık göstermesi ile basit bir halde sunuyor. Gönderileri zenginleştirmek için kullanıcıya ayrıca ”templates” seçeneği verip, tasarımda basitlikten yararlanarak hızlı sonuç sağlıyor.
Meditasyon: Headspace
Pandemi ile birlikte evde kendi kendimize daha fazla vakit geçirmemiz, yaşadığımız koşturmacanın içinde durup kendimize hiç vakit ayırmadığımızı farkına varmamızı sağladı. Bu noktada birçok kişi 2021’de karşımıza sıklıkla çıkan sağlık trendlerinden biri olan ve meditasyon yapmayı kolaylaştıran uygulamalara yöneldi. Bu uygulamalardan biri ise 30 milyondan fazla kullanıcısı olan ve sunduğu kullanıcı deneyimi ile diğer meditasyon uygulamalarını geri de bırakan Headspace oldu.
Headspace’i diğer uygulamalardan ayırıp, kullanıcı dostu bir meditasyon uygulaması yapan özellikleri neler?
- Uygulamaya giriş yaptığınızda sizi aksiyona yönlendiren tatlı animasyon, derin bir nefes alarak meditasyon yolculuğunuza başlamaya çağırıyor. Böylece uygulamaya kayıt olurken diğer uygulamalardan farklı bir deneyim yaşamış oluyorsunuz.
- Uygulamanın içinde birçok farklı özellik olmasına rağmen yormayan görsel hiyerarşisi sayesinde kaybolmadan ekranlar arasında geçiş yapabiliyorsunuz. Günlük bir meditasyon planı oluşturup adım adım ilerleyebilmeniz ise üstüne fazla düşünmeden meditasyonu günlük hayatınıza kolay bir şekilde dahil edebilmenizi sağlıyor.
- Sıcak renkli animasyonların sizinle beraber nefes alıp vermesi, bir egzersizi tamamladığınızda illüstrasyon karakterlerin size gülümsemeleri gibi geri bildirimleri anında görebiliyor olmanız yalnız olmadığınız hissini kuvvetlendirip devam etmeniz için motive ediyor.
- Ruh halinizi seçerek ve anlık düşüncelerinizi girerek meditasyonun hayatınızda nasıl bir fark yarattığını uygulamanın içinde takip edebiliyorsunuz. Ay içinde gerçekleşen hislerinizi girip, hislere uygun program tavsiyeleri alabiliyorsunuz.
İnternet Tarayıcısı: Safari/Adres Bar
2021 yılında iOS 15 sürümü ile Apple, Safari’de radikal bir değişiklik gerçekleştirdi. Tarayıcıdaki adres barını sayfanın üstünden kaldırıp en altına taşıdı. Bu değişim, arama yapmak veya spesifik bir sayfaya gitmek isteyen kullanıcıları tarayıcının en üstünde bulunan adres barına tıklayarak sayfanın altında beliren klavyeyi açma işleminden kurtarmış oldu. Büyüyen ekran ölçüleri göz önünde bulundurulduğunda hızlı ulaşım için daha kolay bir yöntem yaratıldı.
Fakat, kullanıcıların bu yeni sisteme alışmasının zorlayacak birkaç nokta var. Safari’nin yapmış olduğu iOS 15 güncellemesi dışında, tüm mobil ve web tarayıcılarında (bunlara safari’nin eski sürümü de dahil) hala eski adres bar sistemi kullanılıyor, yani adres barların çoğu hala yukarıda. Ayrıca, bu zamana kadar gelmiş bir adres bar kullanım alışkanlığı var. Apple da bu gibi sebepleri öngörmüş olacak ki adres bar’ı, tarayıcısının en altında kullanmak istemeyen kişilerin değiştirebilmesi için adres bar’ın içerisindeki ayarlara barı yukarı taşıma özelliğini getirmiş. Adres bar içerisindeki “Aa” ikonuna tıklayarak yeniden konumlandırabiliyorsunuz..
iOS 15’in getirmiş olduğu alışkanlığımızı kıran bu yeniliğin, diğer app’lerin arama fonksiyonlarını etkileyip etkilemeyeceğini ilerleyen zamanlarda göreceğiz. Günümüzde kullanım ve erişilebilirlik açısından ekran ölçülerinin büyüdüğünü göz önüne alırsak kolaylık sağladığı aşikar.
E-ticaret Platformu: Trendyol/Fotoğraflı Yorum Özelliği
Alışveriş yapmak için bir e-ticaret sitesine giriyorsunuz, binlerce ürün arasından nihayet biri dikkatinizi çekiyor. Ürün detay sayfasını incelediğinizde puanı yüksek olmasına karşın kararsız kalmış birçok kullanıcı yorumuyla karşılaşıyorsunuz. Peki bu durumda ürünü satın alır mıydınız?
Bu duruma çözüm olarak Trendyol eklediği fotoğraflı yorum özelliği ile kullanıcılarının ürün seçiminde hataya açık noktaları en aza indirgeyerek kullanıcılarına mutlu bir alışveriş deneyimi yaşatıyor. İyi bir UX tasarımı kullanıcıları doğru yönlendirmeli, doğru geri bildirim alabilmelerini sağlamalı ve kullanıcısına hayal kırıklığı yaşatmamalıdır. Bunun için iyi bir deneyim yaşatmak adına Jakob Nielsen’ın etkileşim tasarımına yönelik 10 genel ilkesi dikkate alınmış. Nielsen’ın dediği gibi “Net içerik, basit gezinme ve müşteri sorularına verilen yanıtlar, işletme değeri üzerinde en büyük etkiye sahiptir.”
Kullanıcı deneyimi açısından neden iyi?
- Kullanıcıların kolay ulaşabildiği bir bağlam içinde sunuluyor.
- Çözüm basit ve uygulanması kolay.
- Kullanıcıların uygulamayı kullanma konusunda kendilerini daha güvende hissetmelerini sağlıyor.
- Farklı kullanıcı gruplarını birbirleriyle ve dolayısıyla platformla da güven duymaya ve bağlantı kurmaya teşvik ediyor.
Oyun: Dark Souls 3 – Combat UX
Normalde bu türdeki oyunların hemen hepsinde düşmanı yenmeniz için gerekli tüm ekipmanlar oyun tarafından size sunulur. Fakat sunulsa bile elinizdeki ekipmanla bütün düşmanları benzer zorluklarda yenebilirsiniz. Mızrak da kullansanız, kılıç da kullansanız, ok da atsanız hemen hemen benzer bir zorlukla karşılaşırsınız. Kullandığınız silaha göre bir karaktere bürünmek istersiniz, ama silah değiştirdiğiniz zaman kombat sırasında değişen pek bir şey olmadığını fark edersiniz. Oyun hikayesi de bu açığı kapatmıyorsa bir saat sonra oyunu kapatmanız işten bile değil.
Peki Dark Souls bu problemi nasıl elimine ediyor? UX ve GUX açısından önemli işler başarıyor.
- Oyuncuların oyun stillerine uygun silahlar bulmasına ve silahların farklı şekilde kullanımına izin veriyor.
- Oyun içi silahların kendilerine ait bir mekanik sağlıyor ve oyuncuya bu mekanizmaya yönelik feedback veriyor.
- Silah kullanım mekaniğinin oyuncunun beklediği şekilde çalışmasını sağlıyor. (Örneğin; oyuncu hafif ve hızlı bir silah kullanıyorsa, animasyonun bunu yansıtması gerekir.)
- Oyuncu saldırdığında ve savunduğunda yapılan eylemin sesi ve hızı oyuncunun kullanmakta olduğu silahın özellikleriyle tutarlılık gösteriyor.
- Saldırının püskürtülmesi anında düşman oyuncuya doğru geri bildirimi veriyor. Örneğin; kocaman bir düşmanın demir kalkanına vurduysanız bunu gerçekten hissediyorsunuz. Bu his kullandığınız silahın kimliğiyle de eşleşiyor.
Dark Souls anlam verilemeyen zorluğu ve oyun içi bilgilendirmenin olmaması gibi önemli oyun tasarım kurallarını çiğniyor. Fakat bir türe adını vermesi (souls-like) ve fantazi-aksiyon rol yapma oyunlarının en önemli öğeleri olan atmosfer, savaş mekanikleri ve karakter animasyonlarını birbirleriyle uyumlu şekilde oyuncuya sunması hem kendine ait bir dünya yaratmasını hem de bu dünyanın yaşamasını sağlıyor. Belki de bu yüzden bin defa ölüyor ama yine de bu oyunu oynamaya devam ediyoruz.
2021’de dünyada girişim ekosisteminde neler oldu?
Dil Öğrenme: Headway
İngilizce öğrenirken işitsel kaynaklar kadar yazılı kaynaklardan da yararlanmanın kelimeleri hem görsel olarak algılayabilmemiz hem de metin içerisindeki anlamlarıyla bütünleştirip daha kolay hatırlayabilmemiz için oldukça önemli olduğu aşikâr. Headway tam da bu amaca uygun bir uygulama.
Kişiselleştirilmiş ve sizinle konuşan uygulamaların popülerliği ve kullanımı yükselen bir trend. Headway, uygulamaya ilk girişinizde sanki kişilik analizi yaparmış gibi sorduğu eğlenceli bir dille hazırlanmış sorularıyla ilgilendiğiniz konuları, öğrenme sürecinizde nelerin sizi motive ettiğini öğrenmeye çalışıyor. Gün içerisinde hangi vakitlerde ne kadar süreli okumalar yapabileceğinizi sorarak uygulamayı daha verimli ve düzenli kullanabilmenizi amaçlıyor.
Headway ile;
- Uygulama içerisinde İngilizce okuma parçalarını internet bağlantısı gerektirmeden hem okuyabilir hem de dinleyebilirsiniz.
- Okuma metinlerinde geçen kelimeleri işaretleyip kaydedebilirsiniz. Böylece öğrendiğiniz yeni kelimelere her zaman ulaşabilir, tekrarlarınızı yapabilirsiniz.
- Kullandığı eğlenceli diliyle uyumlu arayüzü sayesinde arkadaş canlısı ve samimi bir izlenim veriyor ki bunu marka kimliğine ait tüm ayrıntılarda koruduğu tutarlılık olarak yorumlayabiliriz.
- Headway’i diğer uygulamalardan ayıran story’leri içerisinde mevcut okuma metinlerinden alıntılar yapabilir ve dilerseniz bunları sosyal medya üzerinde paylaşabilirsiniz.
Bu yazı Digital Report Dergisi 12. sayısında yayınlanmıştır.