Ticaret Bakanlığı’nın merakla beklenen “Türkiye’de E-Ticaretin Görünümü Raporu” yayınlandı ve sonuçlar, dijital ekonominin ülkemizdeki köklü ve geri dönülmez yükselişini bir kez daha teyit etti.
Rakamlar konuşuyor: Türkiye’de e-ticaret sektörü, 2024 yılında 3 trilyon Türk Lirası gibi tarihi bir eşiği aşarak dikkat çekici bir büyüme ivmesi yakaladı. 600 bini aşkın işletmenin dahil olduğu bu devasa ekosistemde, yıl boyunca 6 milyara yakın işlem gerçekleşti. Bu veriler, e-ticaretin artık sadece bir alternatif değil, Türk ekonomisinin ve günlük hayatımızın ana damarlarından biri haline geldiğini net bir şekilde ortaya koyuyor.
Perakendenin dijital yüzü
Raporun en dikkat çekici bulgularından biri, perakende e-ticaretin gösterdiği olağanüstü performans. Yıl içinde %63,7 gibi etkileyici bir büyüme oranı yakalayan perakende e-ticaret, toplamda 1 trilyon 619 milyar Türk Lirası hacme ulaştı.
İşlem sayısı ise 1 milyar 850 milyon adedi bularak, bireysel tüketicilerin online alışverişe olan adaptasyonunun ve güveninin ne denli güçlendiğini kanıtlıyor. Pandemiyle hızlanan bu dönüşüm, kalıcı bir alışkanlığa evrilmiş durumda.
Dolar bazında da istikrarlı büyüme
Türk Lirası bazındaki büyümenin yanı sıra, sektörün döviz bazındaki performansı da oldukça etkileyici. 2019 yılında 23 milyar 940 milyon ABD Doları seviyesinde olan e-ticaret hacmi, 2024 yılı sonunda 89 milyar 580 milyon dolara fırladı.
Bu beş yıllık süreçte yaşanan %274’lük artış, kur dalgalanmalarından bağımsız olarak, sektörün uluslararası ölçekte de istikrarlı ve güçlü bir büyüme trendinde olduğunu gösteriyor.
GSYH’nin %6,5’i E-Ticaretten
E-ticaretin Türkiye ekonomisindeki yeri de giderek sağlamlaşıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2024 yılı Gayri Safi Yurt İçi Hasılası (GSYH) 43,4 trilyon Türk Lirası olarak gerçekleşirken, e-ticaretin bu devasa pasta içindeki payı %6,5’e ulaştı. Genel ticaret içindeki e-ticaret oranı ise %19,1 gibi önemli bir seviyeye yükseldi.
Bu rakamlar, dijital kanalların artık geleneksel ticaretin önemli bir tamamlayıcısı ve hatta bazı alanlarda itici gücü olduğunu ortaya koyuyor.
600 binden fazla işletme sahada
Bu büyük hacmin arkasında, Türkiye genelinde e-ticaret faaliyeti yürüten 600 bin 800 işletme bulunuyor. Bu işletmelerin dağılımına baktığımızda, %78,6’sının şahıs firmaları olması, KOBİ’lerin ve bireysel girişimcilerin dijital dönüşüme ne kadar hızlı adapte olduğunu gösteriyor. Limited şirketler %17,8, anonim şirketler ise %3,6’lık bir paya sahip.
Girişimci profiline baktığımızda ise ilginç detaylar göze çarpıyor. İşletme sahiplerinin %72,8’i erkek, %27,2’si kadınlardan oluşuyor. Kadın girişimcilerin büyük çoğunluğunun 30-34 yaş aralığında yoğunlaşması, genç kadınların e-ticaretteki aktif rolünü vurgularken, erkeklerde bu yaş grubunun 35-39 aralığına kayması da dikkat çekici.
E-Ticaretin kalbi nerede atıyor
Hem satış hem de alışveriş yoğunluğu açısından sürpriz olmayan bir şekilde İstanbul liderliğini koruyor. Ancak Ankara, İzmir, Kocaeli, Bursa ve Antalya da e-ticaretin en aktif illeri olarak öne çıkıyor. Bu durum, dijital ticaretin büyük metropollerin yanı sıra sanayi ve turizm potansiyeli yüksek diğer şehirlere de yayıldığını gösteriyor.
Yemek lider, giyim hacim şampiyonu
İşletme sayısı bazında en büyük pay %21,63 ile yemek sektörüne ait. Bu, özellikle online yemek sipariş platformlarının yaygınlığını ve küçük ölçekli gıda işletmelerinin dijitalleşme eğilimini yansıtıyor.

Ancak e-ticaret hacmi söz konusu olduğunda zirve değişiyor: 301 milyar 340 milyon lira ile giyim, ayakkabı ve aksesuar sektörü hacim şampiyonu konumunda. Onu sırasıyla havayolları, seyahat-taşımacılık ve elektronik sektörleri takip ediyor. Bu da tüketicilerin online ortamda en çok hangi kategorilere bütçe ayırdığını gösteriyor.
Kadınlar harcama lideri
Pazar yerlerinde yapılan harcamaların cinsiyet dağılımına bakıldığında, %58 ile kadınların erkeklere (%42) göre daha fazla harcama yaptığı görülüyor. Kadınlar özellikle kişisel bakım, kozmetik, medikal ve evcil hayvan ürünlerine yönelirken; erkeklerin harcamaları elektronik, havayolları ve taşımacılık gibi kategorilerde yoğunlaşıyor.
Yaş gruplarına göre tüketim alışkanlıkları da farklılık gösteriyor. En fazla harcama, genel olarak 30-34 yaş grubunda gerçekleşiyor. 20-44 yaş aralığı giyim kategorisine odaklanırken, 35 yaş üstü kullanıcılar ev eşyaları, elektronik ve seyahat gibi daha yüksek bütçeli kategorilere yöneliyor. İlginç bir bulgu ise, yemek harcamalarının yaş arttıkça azalması.
Kasım kampanyaları ve cumartesi akşamları alışverişin zirve anları
Yılın en fazla işlem yapılan dönemi, şaşırtıcı olmayan bir şekilde Kasım ayındaki büyük indirim kampanyaları oluyor. Anneler Günü öncesi Mayıs ayında da ciddi bir alışveriş hareketliliği gözlemleniyor. En az alışveriş ise yılbaşı gecesi, yılın ilk günü ve dini bayramlarda yapılıyor.
Günlük dağılımda ise cumartesi günleri ve akşam 20.00 sonrası işlem yoğunluğunun artması, tüketicilerin hafta sonu ve akşam saatlerinde online alışverişe daha fazla zaman ayırdığını gösteriyor.
Hızlı Ticaret (Q-commerce) durdurulamıyor
Dakikalar içinde teslimat vaadiyle öne çıkan hızlı ticaret (Q-commerce), %98,1 gibi muazzam bir büyüme oranıyla 249 milyar 800 milyon liralık bir hacme ulaştı. Bu alandaki aslan payı, %66,18 ile yine yemek sektörüne ait. En çok satılan ürünün gazlı içecek, en çok sipariş edilen yemek türünün ise hamburger olması, hızlı tüketim alışkanlıklarının dijital yansımasını gösteriyor.
C2C ticareti büyüyor
Tüketiciden tüketiciye (C2C) yapılan işlemlerin hacmi de önemli bir artış göstererek 9 milyar 800 milyon liraya, işlem sayısı ise 17,5 milyona ulaştı. Bu modelin %53,25’ini giyim, ayakkabı ve aksesuar kategorisi oluşturuyor. C2C ticaretinin büyümesi, sürdürülebilirlik ve ikinci el ekonomisine olan ilginin arttığını gösteriyor.
Dijital eğlence de hacmini artırıyor
Oyunlar, yayın platformları (streaming) ve diğer dijital içerikler üzerinden yapılan harcamalar da kayda değer bir büyüklüğe ulaşarak toplamda 19 milyar 600 milyon lira hacim yarattı. Bu alandaki en büyük payı %55 ile dijital oyunlar alıyor.
Ticaret Bakanlığı’nın raporu, Türkiye’nin e-ticaret alanında kat ettiği mesafeyi ve bu alandaki dinamikleri net bir şekilde ortaya koyuyor. Rekor kıran hacimler, artan işletme ve kullanıcı sayıları, değişen tüketici tercihleri ve yeni iş modellerinin yükselişi, dijital ekonominin artık bir niş alan olmaktan çıkıp ana akım haline geldiğini kanıtlıyor.
Önümüzdeki dönemde, bu büyümenin sürdürülebilirliği, rekabet koşulları ve teknolojik yenilikler, Türkiye’nin e-ticaret geleceğini şekillendirmeye devam edecek.




