Eğlence sektöründeki firmaların bizlerin neler istediğini anlamak için yorumlarımızı takip ettiği, röportajlar ve anketler yaptığı günler geride kaldı. Artık markalar kullandığınız cihaz fark etmeksizin neye tıkladığınızı, söz konusu içerikte ne kadar süre geçirdiğinizi ve hatta arkadaşlarınızla neler paylaştığınızı biliyor. Merak etmeyin, kimse aslında mesajlarınızı okumuyor veya siz dizi izlerken onlar da sizi izlemiyor. Onlara bu kabiliyeti sağlayan büyük veriyi nasıl işleyeceklerini bilmelerini.
Büyük veri ile tanışın
Büyük veri, büyük boyutlarda ve genellikle karmaşık, yapılandırılmamış durumdaki veriyi ifade eder. Kısaca dijital dünyada attığınız her adımın bir yığın şeklinde toplandığını hayal edebilirsiniz. Peki, bazen kütüphanenize koyduğunuz bir kitabı bulmak bile zorken, bu uygulamalar neyi seveceğimizi nasıl bu kadar iyi biliyor?
Büyük veri analizi veriyi anlama, işleme ve bilgiye dönüştürme kabiliyetidir. Özellikle günbegün daha da akıllanan yapay zeka algoritmaları sayesinde, bir uygulamada yeterince vakit geçirdiğinizde, onlara sizi en yakın arkadaşınız kadar iyi tanıma fırsatı veriyorsunuz; hatta belki de daha iyi… TikTok’a veya bu tarz başka bir uygulamaya ilk kaydolduğunuz anı hatırlayın: Neredeyse yaşadığınız yer dışında sizi cezbetmeyen kaç içerik gördünüz? Belki de bu yüzden hemen pes edip Instagram’a geri döndünüz ancak devam etseydiniz olacakları şöyle özetleyebiliriz: Instagram’da ne görüyorsanız benzerlerini yani kişisel ilgi alanlarınızı TikTok’da da görmeye başlayacaktınız. Bu sadece TikTok ile alakalı değil. Verilerinizle beslediğiniz tüm platformlarda sonuç her zaman aynı olacak ve içerikler sizin için kişiselleştirilecek.
Medya ve eğlence endüstrisi, izleyici davranışını anlayabilmek, rakiplerden ayrışmak ve izleyicilerin favorisi haline gelmek için çeşitli kaynaklardan aynı tür verileri birleştirir ve sürekli toplar. Bu günümüz dünyasının kanıksanan bir gerçeğidir. Müşterilerinizi ne kadar iyi tanırsanız, onların beğendiği şeylere o kadar sadık kalabilirsiniz; fiyatı, içeriği ve kullanıcı arayüzünü iyileştirebilirsiniz. Örneğin Amazon’un yıllık gelirlerinin yüzde 35’i tamamen büyük verinin etkili kullanılmasıyla üretiliyor.
Büyük verinin neyi istediğimizi anlama konusundaki maharetini anladık. Peki, bu teknoloji başka neler yapabiliyor?
Büyük veri neyi neden yaptığımızı biliyor
Abonelerin e-posta listenizden neden çıktıklarını anlamak yıllarca milyon dolarlık bir soruydu ve yanıtlanması zor görünüyordu. Büyük veri çağı öncesinde şirketler, sosyal medya da dahil olmak üzere birden fazla kaynaktan kullanıcı verilerini toplayıp anlamlandırmaya, noktaları birleştirmeye çalışıyordu. Ancak bu uzun ve zorlu bir görevdi; bilgilerin doğruluğu da garanti değildi. Büyük veri, müşterilerin neden bir hizmete abone olduklarını veya abonelikten neden çıktıklarını, müşterilerin ne tür içeriklerden hoşlandıklarını ve hangi içerikleri beğenmediklerini bilmeyi de mümkün kıldı. Medya ve eğlence şirketleri, tüketicilerin neden abone olduğunu ve abonelikten çıktığını anlayarak müşterileri çekmek ve elde tutmak için en iyi kampanyaları artık kolaylıkla oluşturabiliyor. Örneğin, Netflix’in etkili büyük veri kullanımı sonucu kullanıcılarını elde tutma oranı rakiplerini bir hayli geride bırakarak yüzde 93 seviyelerine kadar çıktıysa, bunda büyük verinin rolü çok büyük.
Artık tek bir prime time yok
Büyük veri, medya ve eğlence şirketlerinin müşterilerin içeriği görüntüleme olasılığının en yüksek olduğu zamanı ve hangi cihazları kullandıklarını anlamalarına yönelik analizler de sağlıyor. Büyük veri, izleyicilerin tam olarak görmek istediği içeriği ve bu içeriği en muhtemel zamanda görüntüleyeceklerinin bilgisine sahip. Bu kabiliyet, şirket ile müşteri arasındaki ilişkinin güçlendirilmesine yardımcı oluyor ve sadakatin artmasını sağlıyor.
Herkesin reklamı kendine
Şirketler zaten geleneksel demografik veriler kullanarak reklam kampanyaları oluşturabiliyordu. Günümüzde ise büyük veri çeşitli platformlardaki tüketici davranışının daha net anlaşılmasını sağlıyor. Büyük veri, reklam verenlerin ve şirketlerin, tüketicilerin görmek istediği reklam türlerini daha iyi anlamalarını kolaylaştırdı. Ayrıca izleyicilerin izlediği içerik türü, zamanı ve süresi hakkında da bilgi sağladı. Bu şekilde reklamverenler, dönüşümleri artıran daha kişiselleştirilmiş reklamlara geliştirme şansına sahip oldular. Özellikle üçüncü taraf çerezlerin ortadan kalkmasıyla, markalar giderek daha fazla temiz büyük veriye ve bunları işleme kabiliyetine ihtiyaç duymaya başladı. Bu durum, yeni nesil programatik reklamlardan, daha geleneksel reklam türlerine kadar çok köklü bir değişimi beraberinde getirdi.
Sonuç: 2,5 trilyon dolarlık dev bir sektör
Büyük veri eğlence sektöründe büyük bir dönüşüm yarattı ve bunun etkilerini artarak görmeye devam edeceğiz. İçerik üretimi, pazarlama, izleyici analitiği, teknolojik gelişmeler ve içerik dağıtımı gibi birçok alanda devrimler yaratan büyük veri, sektörün daha iyi hizmet vermesine ve izleyicilere daha tatmin edici deneyimler sunmasındaki birincil faktör konumunu uzun zaman kaybetmeyecek.
Bu yazı Digital Report Dergisinin 17. sayısında yayınlanmıştır.