Meta’nın “öde veya kabul et” politikası, kullanıcılarına iki seçenek sunuyor: Hedefli reklamlar için veri takibine izin vermek veya reklamsız erişim için ödeme yapmak.
Uygulanacak politika, Avrupa Birliği’nin (AB) Dijital Pazarlar Yasası (DMA) kapsamındaki ikinci soruşturmasına neden oluyor. Mart 2023’te yürürlüğe giren DMA, büyük dijital firmaların (Meta, Google, Apple gibi) hakim piyasa pozisyonlarını kötüye kullanmasını engellemeyi amaçlıyor.
Facebook ve Instagram’ın çatı şirketi olan Meta, AB düzenleyicilerinin dikkatini çekiyor. Bu politika, AB’nin büyük teknoloji şirketlerini düzenleme ve adil rekabeti sağlama çabalarında önemli bir anı işaret ediyor. AB yetkilileri, kullanıcıların kişisel verilerinin Meta tarafından hedefli reklamlar için kullanılması ile reklamsız erişim için ödeme arasında seçim yapmalarını sağlayan bu yaklaşımı sorguluyor.
Meta’nın mevcut durumu ve DMA soruşturması
Apple’dan sonra Meta da benzer bir incelemeyle karşı karşıya kalıyor. Meta’nın “öde veya kabul et” politikası, Facebook ve Instagram’da kullanıcılarına iki seçenek sunuyor: Veri takibi için onay vermek veya reklamsız kullanım için abonelik ücreti ödemek. Avrupa Komisyonu’nun ön bulguları, bu yaklaşımın DMA’ya uygun olmadığını öne sürüyor. Düzenleyici, Meta’nın kullanıcıları kişisel verilerinin takibi için zorladığını ve daha az kişiselleştirilmiş ancak eşdeğer bir versiyon sunmadığını savunuyor.
DMA, kullanıcıların veri gizliliği konusunda gerçek bir alternatif elde etmesini amaçlıyor. DMA’nın 5(2) maddesine göre, Meta gibi büyük şirketler, farklı hizmetleri arasındaki kişisel verileri birleştirmeden önce kullanıcıların onayını almak zorunda. Meta’nın sosyal ağlardaki güçlü konumu, kullanıcılarından daha fazla veri toplamasına olanak tanıyor ve bu da reklamcılık alanında rakiplerine haksız bir avantaj sağlıyor. Komisyon, Meta’nın bu yaklaşımının, veri takibini kabul etmeyen kullanıcılara gerçek bir alternatif sunmadığını belirtiyor. Çünkü sunulan ücretli abonelik seçeneği, ücretsiz erişimle aynı özelliklere sahip değil.
Apple’ın DMA ile ilk karşılaşması
Apple, DMA kapsamında suçlamalarla karşı karşıya kalan ilk büyük teknoloji şirketi oluyor. Avrupa Komisyonu’nun Apple’a yönelik soruşturması, App Store uygulamaları üzerinden adil rekabeti engellediği iddialarıyla ilgili. Apple’ın geliştiricilerin müşterilere App Store dışındaki satın alma seçenekleri hakkında bilgi vermesini kısıtlayan “yönlendirme” uygulamaları ana mesele oluyor. Komisyon, bu kısıtlamaların geliştiricilerin müşterilere daha ucuz teklifler hakkında serbestçe bilgi vermesini engellediğini ve bu durumun Apple’ın DMA’ya uyumunu zorlaştırdığını belirtiyor.
Apple’ın “link-out” süreci de inceleniyor. Bu süreç, geliştiricilerin uygulamalarında müşterileri satın alma için bir web sayfasına yönlendiren bir bağlantı eklemelerine olanak tanıyor. Bu bağlantılara getirilen kısıtlamalar, etkin rekabetin önündeki engeller olarak görülüyor. Ayrıca Apple’ın geliştiriciler için uyguladığı “Ana Teknoloji Ücreti” gibi sözleşme şartları da DMA gereksinimlerine uygun olup olmadığı açısından değerlendiriliyor. Apple’a yönelik bu soruşturma, Komisyon’un DMA’yı uygulama yaklaşımını şekillendiriyor ve AB’nin dijital kapı bekçilerinin gücünü dizginleme konusundaki kararlılığını vurguluyor.
Gelecekte ne olacak?
Meta için bu soruşturmanın riskleri büyük. DMA’ya uymamak, küresel yıllık cirosunun %10’una kadar para cezası ve tekrarlanan ihlallerde %20’ye kadar artan cezalarla sonuçlanabilir. Daha da önemlisi, bu soruşturmanın sonucu, Meta’nın büyük ölçüde gözetim reklamcılığına dayanan mevcut iş modelini terk etmesine neden olabilir. Bu durum, yalnızca Meta için değil, kullanıcı verilerine dayanan hedefli reklamcılığa uzun süredir bağımlı olan tüm reklam teknolojisi endüstrisi için geniş kapsamlı etkiler yaratabilir.
AB’nin DMA ile hedeflediği amaç, kapı bekçilerinin hakimiyetlerinden yararlandığı avantajları ortadan kaldırarak rekabeti dengelemek. Meta’nın durumunda, hizmetleri arasında veri birleştirme yeteneği, reklam pazarında ona bir avantaj sağlıyor. Komisyonun ön görüşü, abonelik tabanlı bir seçeneğin, DMA’nın ücretsiz eşdeğer hizmet gerekliliğini karşılamadığını öne sürüyor. Bunun yerine, Meta’nın kullanıcı gizliliğine saygı duyan ve veri takibine gerçek bir alternatif sunan ücretsiz, daha az kişiselleştirilmiş bir versiyon sunmaya zorlanması mümkün olabilir.
Meta’nın yanıtı ve gelecek süreç
Meta, Komisyon’un bulgularına yanıt olarak “öde veya kabul et” politikasını savunuyor ve daha önceki bir AB mahkemesi kararını öne sürüyor. Meta, reklamsız abonelik sunmanın DMA’ya uygun olduğunu ve Avrupa’nın en yüksek mahkemesinin yönlendirmesine uyduğunu belirtiyor. Ancak Avrupa Komisyonu yetkilileri, mahkemenin kararının ücretli bir versiyonun yalnızca “gerekli olduğunda” sunulabileceğini öne sürdüğünü ve Meta’nın bu bağlamda neden bir ücretin gerekli olduğunu açıklamadığını savunuyor.
Anthropic yapay zekanın ahlakını sorguluyor
Soruşturma devam ederken, Meta’nın ön bulgulara resmi olarak yanıt verme fırsatı olacak. Avrupa Komisyonu, soruşturmayı Mart 2025’e kadar tamamlama amacıyla 12 aylık bir süre belirledi. Komisyonun Meta’ya karşı yürüttüğü bu uygulama, DMA’ya uyumu sağlama ve tüketici haklarını koruma stratejisinin bir parçasını oluşturuyor. Gizlilik savunuculuğu ve tüketici koruma grupları, Meta’nın uygulamalarını Komisyon’un dikkatine sunmada önemli bir rol oynuyor ve dijital pazarda düzenleyici denetimin gerekliliğini vurguluyor.
Öne çıkan kaynak görseli: chormail153750 / Vecteezy