Yapay zeka (AI), deneyimsel pazarlamada heyecan verici fırsatlar sunuyor. Ancak, tüketiciler bu teknolojiyi kullanmanın potansiyel risklerinden endişe duyuyor.
ABD ve Birleşik Krallık’ta yapılan araştırmada, tüketicilerin sadece %23’ü (ABD) ve %19’u (Birleşik Krallık) kişisel verilerini AI destekli marka deneyimleri için paylaşmaya istekli olduklarını belirtti. Bu oranlar, Singapur, BAE ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde %56, %70 ve %71 seviyelerinde, bu da Batılı tüketicilerin yapay zekaya karşı daha fazla endişe duyduğunu gösteriyor.
Bu endişelerin arkasında pek çok faktör yatıyor. Batılı tüketicilerin güvenlik ve gizlilik konusunda duyduğu kaygılar, dezenformasyonun yaygınlaşması, yapay zeka hakkında felaket senaryoları ve kurumlara olan güvenin azalması gibi sebeplerle daha da derinleşiyor. Bu durum, birçok kişinin verilerini markalarla paylaşmaktan çekinmesine yol açıyor.
Tüketici verilerinin karşılığında ne bekliyor?
Araştırmaya göre, tüketicilerin %48’i daha kişiselleştirilmiş bir deneyim için verilerini paylaşmaya istekli olduklarını belirtti. Ancak, %63’ü bu verilerin karşılığında daha ilgi çekici etkileşimler, %59’u kişiselleştirme ve %57’si ise hem uygunluk hem de çevre bilinci bekliyor. Ayrıca, %30’u ise verilerini sadece nakit, mal veya hizmet karşılığında paylaşmak istediklerini belirtti. Bu da tüketicilerin sadece kişiselleştirilmiş bir deneyim değil, aynı zamanda şeffaflık ve değer talep ettiklerini gösteriyor.
AI ile deneyimsel pazarlamada şeffaflık ve güven
Yapay zeka, deneyimsel pazarlamada oldukça görünür bir rol oynuyor. AI, bireysel verilerle etkinlik veya marka etkileşimlerini kişiselleştirdiğinde, tüketiciler bu durumun farkında oluyorlar. Bu nedenle, markaların yapay zekanın nasıl kullanıldığını net bir şekilde iletmeleri ve paylaşılan verilerin karşılığında sunulan değerin açıkça belirtilmesi gerekiyor.
ABD ve İngiltere’deki tüketiciler neden şüpheci?
ABD ve İngiltere’deki tüketicilerin yapay zekaya olan güvensizlikleri, özellikle bu iki ülkede artan dezenformasyon, AI felaket senaryoları ve kurumlara olan güvenin azalması gibi faktörlerden kaynaklanıyor. Bu durum, bu pazarlardaki tüketicilerin verilerini markalarla paylaşma konusunda daha tereddütlü olmalarına yol açıyor.
Singapur, BAE ve Suudi Arabistan gibi pazarlarda ise tüketiciler AI ile güçlendirilmiş marka deneyimlerine daha olumlu bakıyor. Bu ülkelerde sırasıyla %56, %70 ve %71 oranında tüketici, verilerini yapay zeka ile kişiselleştirilmiş bir deneyim için paylaşmaya istekli. Bu da yapay zekanın farklı pazarlardaki algısının kültürel ve bölgesel farklılıklara bağlı olarak değişebileceğini gösteriyor.
Yapay zekanın sunduğu katma değer yetersiz
Tüketiciler, verilerini paylaştıklarında sadece kişiselleştirilmiş bir deneyim değil, aynı zamanda daha ilgi çekici ve anlamlı etkileşimler bekliyorlar. Araştırmaya göre, tüketicilerin %63’ü daha ilgi çekici etkileşimler, %59’u kişiselleştirme ve %57’si ise çevre bilinci bekliyor. Ayrıca, genç tüketiciler ve erkekler veri paylaşımı konusunda daha açıkken, kadınlar ve 50 yaş üzerindekiler daha temkinli davranıyor. Markalar, bu beklentileri karşılamak ve tüketici güvenini kazanmak için belli ki AI kullanımında şeffaf olmalı ve sundukları değeri net bir şekilde iletmeliler.