İnsan-hayvan arabirimi olsun, 60’larda soğuk savaş döneminde Jose Delgado’nun boğalara çip takması olsun, ameliyatlar, davranışsal şartlandırmalar olsun, insanlık bugüne kadar hayvanları birçok kez kontrol etti.
Bu seferki ise farklı; bilimciler optogenetik (belirli vücut parçalarının ışığa tepki vermesi) yöntemini kullandılar ve meyve sineğinin kalbini lazerle kontrol ettiler.
Nasıl oluyor?
Şöyle: sineğin kalbindeki hücreleri manipüle ediyorlar. Sonrası da şu an at, şu an atma gibi komutlara bakıyor. Üstelik sineğin büyük ya da yavru olması fark etmiyor. %100 çalışıyor.
Şu an insanlık için bunun söz konusu olmadığı konuşuluyor zira insan derisi, ışığın iç organlara ulşaması için fazla kalın. Yine de imkansız bir konsept değil. Kızılötesine yakın ışıkla yapılabilir. En kötü ihtimalle vücudun dışına koyulabilen kafaya göre takılıp çıkarılabilen kalp pilleri bile çıkabilir.
Vay anam, Bioshock gerçek mi oluyor? Onda insanlara genetik mutasyon geçirten bir deniz salyangozu vardı, bu işlemde olmasa da parlayan denizanası geni, canlılara yerleştirilebiliyor ve optogenetikte kullanılabiliyor.