Ölçeklenme, yeni bir seviyeye giden bir başlangıçtır, ancak her startup buna ihtiyaç duyacak diye bir kaide yoktur. Örneğin, amacınız projenizi genişletmek veya yeni bir kâr düzeyine ulaşmak değilse, ölçeklendirmenin bir anlamı yoktur.
Her startup için ölçeklenme şart mı?
Bir startup kurmaya karar verdiğinizi varsayalım. Alışıldık pratiklere göre, önce ürününüzü küçük miktarlarda üretmeniz, insanların gerçekten satın alacağını test etmeniz ve doğrulamanız gerekiyor. Bu bir pilot veya prototip olabilir. Minimum geçerli ürün (MVP) hazırladığınızda, bu ürüne yönelik talep olup olmadığını, insanların ne kadar para ödemeye razı olduğunu, bu insanlardan kaçının pazarda olduğunu ve müşteriniz olup olmadığını görün.
Ürün iyiyse, insanlar onu satın alır ve iyi geri bildirim bırakırlar. Bu durumda, pilot aşamanın başarılı olduğunu varsayabiliriz. Bundan sonra ölçeklendirme aşaması gelir.
Ölçeklendirme, basit bir ifadeyle ürününüzü mümkün olan en geniş kitleye ilettiğiniz süreçtir. Bunu mevcut araçlarla yapabilirsiniz: Reklam verin, performans kanallarını kullanın, kulaktan kulağa pazarlama yapın, promosyon yapın. Bu sayede daha fazla insan hakkınızda bilgi edinecek ve bu pilot süreçte, her şey doğru işlerse, ürününüz daha çok satacaktır.
Ancak bu tozpembe senaryoda bir tuzak var: Sadece pazarlama yapabilmek değil, aynı zamanda doğabilecek ürün arzını karşılayabilecek kapasiteye sahip olmak da önemlidir. Kaynaklar kıtsa, müşterinin ürün ve şirketinizle olan ilişkisi bozulur ve çabalarınız boşa gider.
Tüm girişimlerin ölçeklendirilmesi gerekmez. Örneğin, ruhunuza iyi gelen, sosyal fayda odaklı bir iş yapmak istiyorsanız, bu durumda amacınızın milyonlar kazanmak ve milyonlarca insan için büyük bir iş kurmak değil, sevdiğiniz, keyif verecek ve size yetecek kadar getirisi olacak şeyi yapmak olması muhtemel. Bu durumda, ölçeklenmeye ihtiyacınız yok.
Diğer yandan, Elon Musk’ın tutkularına sahipseniz, ölçeklendirme olmadan rahat edemeyeceğiniz ve dolayısıyla ilerleyemeyeceğinizi de kabul edelim.
Ölçeklenme için geç olabilir mi?
Online ürünlerin olabildiğince erken pazara sunulması gerektiğine inanılıyor. Pilot süreçlerin iki haftadan bir yıla kadar sürdüğünü görüyoruz. Her şey, fikrin karmaşıklığına ve ölçeğine ve ayrıca minimum geçerli ürün hazırlamak için geçen süreye bağlı. Ürün gelişimi ne kadar uzun sürerse, startup’ın yükselmeme riski o kadar yüksek olur, zira her an benzer bir konsepte sahip bir şirket ya da ürün piyasada görünebilir.
Diyelim ki, ölçeklendirme için çok geç kaldınız. Koronavirüs salgınıyla bu yılın başında birçok eğitim kurumu uzaktan eğitime geçti. Henüz gelişmeye başlayan hizmetler de dahil olmak üzere, kimse buna hazır değildi. Sonuç olarak, öğrenciler, ebeveynler ve öğretmenler zorlanırken, uzaktan eğitim kavramının da itibarı sarsılmış oldu. Birçok kişi uzaktan eğitim yerine yüz yüze eğitime dönülmesinde ısrarcı. Artık bu görüşü değiştirmek ve aksini yüksek sesle söylemek zor. Ancak kullanılan servisler en başta hazır olsaydı, işler farklı olabilirdi.
En yaygın ölçeklenme hataları
Ölçeklenme, bir girişimin geliştirilmesinde çok önemli bir nokta ve buna aşamalı olarak hazırlanmak gerekiyor. En iyisi, işinizin farklı alanlarını (yazılım geliştirme, finans, pazarlama) kapsayacak bir kontrol listesi hazırlamak ve bu listeyi takip etmektir. Bu listedeki tüm koşulların karşılandığını ya da benzerlerinin gerçekleştiğini anladıktan sonra ölçeklenmeye başlayabilirsiniz.
Örnek bir kontrol listesi aşağıdaki gibi olabilir:
- Pazara açılmış bir iş modeliniz ve çalışan bir prototipiniz var. Müşterileriniz var, olumlu ve olumsuz yorumlar yapıyorlar ve siz de bu geribildirimler üzerinden çalışmalarınıza devam ediyorsunuz.
- Yerleşik bir ekibiniz var: Önemli pozisyonlardaki kişileri işe aldınız ve startup’ın nasıl daha da büyüyeceği, diğer çalışanlara ihtiyaç duyulacağı konusunda da oturmuş bir anlayış var. Bu insanları işe almak için yeterli kaynaklarını var.
- Projenin birim maliyetleri hesaplanmış, ana pazarlama kanalları test edilmiş. Proje, finansman kaynaklarıyla uyumlu ilerliyor ve ölçeklendirme yapabileceğinizi biliyorsunuz.
- Varsa paydaşların ve yatırımcıların desteğini aldınız. Aynı frekanstasınız, bir eylem planı oluşturdunuz ve tüm katılımcılarla kabul edildi.
- Bir B planınız var: Neyin yanlış gidebileceğini düşündünüz ve her senaryo için bir eylem planınız var.
Yaptığınız işle ilgili benzer şirketlerin deneyimlerine bakın. Bu, riskleri önceden tahmin etmeye ve muhtemel bazı hatalardan kaçınmaya yardımcı olacaktır.
En yaygın görülen 3 ölçeklenme hatası ise aşağıdaki gibidir:
1. Üretimin mümkün olmaması
Harika bir ürününüz var, onu test eden bir ekibiniz var, iyi yorumlar alıyorsunuz. Ancak iş ölçeklenmeye geldiğinde, ürünün talebi karşılamaya yetmediği, tüketicinin hayal kırıklığına uğradığı ortaya çıkıyor.
İlginç bir şekilde, bu hem bir hata hem de kasıtlı bir hareket olarak görülebilir. Genellikle hem küçük hem de büyük şirketler tarafından ürün etrafında bir hype yaratmak için kullanılır. İnsanlar kuyruk olur, ürün hakkında konuşulur ve bunlar, ürünün yapay bir popülaritesini yaratır. Ancak bu durumda talebi karşılayamadığınızda, geri dönmesi zor bir düşüş yaşayabilirsiniz.
2. Kullanıcı geri bildirimlerine dikkat eksikliği
Müşteri yorumları hem yolculuğun başında hem de şirketin tüm operasyonu boyunca çok önemlidir. Sorunlar ortaya çıktığında, ekibin kullanıcı yorumlarını hızla görmesi ve bunlara yanıt vermesi gerekir. Kullanıcıların bu geri bildirimi ürüne nasıl aktaracaklarını anlamaları gerekir. İşletme ile iletişim şeması, müşteriler için olabildiğince şeffaf olmalıdır.
En belirgin araçlar, bir uygulama oluşturuyorsanız mağaza incelemeleridir; markanın sosyal ağlarını takip edin ve yorumları inceleyin; kendi sitenizdeki veya ortak sitelerdeki iletişim formu aracılığıyla gelen geribildirimleri de okuyun.
Günümüzde kullanıcılar, ürünle ilgili hemen hemen tüm sorunları sosyal ağlar aracılığıyla çözmeyi tercih ediyor ve çağrı merkezini aramıyor, ancak sosyal ağ üzerinden hemen tavsiye alıyor. Bu durumda markanın ürünle ilgili gerçek yorumları toparlamak da güçleşiyor.
3. Yetersiz bütçe ve zaman kaynağı
Kontrol listesine geri dönersek, ölçeklendirme süreci yavaşlatılamaz ve kullanıcılara karşı da saydam olunmalıdır: “Hesaplamaları yanlış yaptık, biraz daha fazla fona veya daha fazla çalışana ihtiyacımız var.”
Her zaman bütçenizi dikkatli bir şekilde planlayın ve ölçeklendirme senaryosunun planlanandan farklı olması ihtimaline karşı en az %30 ek kaynak ayırın.
Ölçeklenmeden en iyi şekilde nasıl yararlanılır?
Bir startup için en iyi ölçeklenme sürecinde aşağıdaki adımlar rehber olabilir:
- Ölçeklendirmeye ihtiyacınız olup olmadığını değerlendirin.
- Ölçeklendirme isteğinizi ölçebileceğiniz bir kontrol listesi oluşturun ve sürekli kontrol edin.
- Yaygın hatalardan kaçınmak için diğer şirketlerin deneyimlerine bakın.
- Yeni ürünler için üretim planlamasını titizlikle yapın.
- Kullanıcı geri bildirimlerine önem verin ve her birini inceleyin.