Çok basit, bant genişliği ayarlarıyla. Daha detaylı öğrenmek ister misin?
Twitter ve Facebook’un yavaşlamasından haberdarsın değil mi? En azından VPN nedir duymuşsundur. Dur hızlıca anlatayım, VPN, aslında bir başka ağa dahil olmanı sağlıyor. Fakat bizim örneğimizde, yabancı bir ağdaymış gibi internete erişmeni, böylece yasaklı sitelere girebilmeni ya da herhangi bir internet hizmetine başka bir noktadaymış gibi erişmeni sağlıyor.
Son günlerde Twitter ve Facebook’a VPN ile hızlı bir şekilde, VPN’siz de aşırı yavaş bağlanılabildiğine (bazen de hiç bağlanılamadığına) göre, herkes bağlantı hızından ziyade bir bit yeniği var diye düşündü. Haksızlar mıydı? Büyük ihtimalle hayır.
Bant genişliği dediğimiz şeyi enine hızı da boyuna düşünürsek, bu konuda her dilde otoyol benzetmesi yapıldığını görmek mümkün olacaktır. Ancak iş bu kadar basit değil.
Bant genişliğini otoyolla açıklamak yeterli değil
Bir internet servis sağlayıcı bu otoyoldaki tüm araçlara hakim olabilir. İstediği anda şerit ekleyip, şerit eksiltebilir. Her şeridin farklı özelliklerde olabileceğini söylemekte de fayda var.
Yani, İnternet hızı ve erişim hakkı her bir site, her bir IP için ayrı ayrı ayarlanabiliyor. Üstelik belli bir internet servis sağlayıcıdan gelen IP’leri bile kısıtlayarak sadece Uydunet kullananlara şu siteler yavaş olsun, üstelik toplam internet çıkışı de 8 Gigabit olsun, ama Superonline kullanan sınırsız girsin ama bilmemne sitesine saat 18’den sonra giremesin diyebilmek de mümkün.
Londra’nın efsane boğaz kesen network’leri mi diyelim? Ne diyelim?
Anlattıklarım birçok hizmetin birleşimiyle yapılabilecek bir sistem, fakat bugün HaberTürk’teki nasıl yavaşladı haberinde bahsedilen throttling sistemini de içeriyor. Yeri gelmişken; Network Throttling’in Türkçesi boğaz kesmek/sıkmak olarak çeviren gazeteci arkadaşlar, keşke işlerinin bir parçası olan araştırmayı da yapsalardı.
Türkiye Bilişim Derneği’nin bir bilişim terimleri sözlüğü var. Bunun dışında da bilişim sözlükleri var. Bir ağ uzmanıyla konuşsalar anlatırdı ama biz TBD’nin sözlüğüne bakalım. Throttle bu sözlüğe göre valf anlamında kullanılıyor. Yani bunu musluk olarak düşünmek hem bu kadar şiddet dolu bir ülkede bir ağ terimini bile vulgar bir şekilde düşünmemek açısından hem de anlamını daha doğru vermesi açısından mantıklı olacaktır.
Bu arada, hız kısıtlama yapabilmek (özellikle de sansürleme) için Türkiye’nin internet ana omurgasının savcılık ya da mahkeme kararına da ihtiyacı yok aslında.
İnternet başında oturdukları için, kısa sürede yapılacak ayarlarla hızı yerlerde süründürmek mümkün.
Olmaz ama…
Çözüm? Şeffaflık.
Herkese açık bir kontrol mekanizması kurmak. En azından emin olabilmek için.
İnternetin tarafsızlığını, şeffaflığını savunuyorsak, bu mekanizmaları (en azından internet çıkışını eskiden olduğu gibi) grafiksel görebilmeli, gerekiyorsa ana omurga ya da servis sağlayıcı bağlantılarını halka açık bir arayüz üzerinden temel ağ araçlarıyla test edebilmeliyiz.