Öpöncelikli olarak belirteyim, neşredeceğim yazı kişisel düşüncelerim, Digital Report’yu bağlamaz.
Öncelikli: Troy Baker kimdir? Son iki üç yılda neredeyse oynadığın her oyunda sesi bulunabilecek bir sanatçı, son olarak da transfobluk ve faşistlik isnatlarıyla boğuşan bir ex-Twitter kullanıcısı.
Baker, Twitter’ı neden terk etti biliyor musun? Ahlaktı, etikti, herkes için sosyal adaletti, eşitçilikti, feministçilikti, anti-ırkçılıktı’cıların mobbing’i, dayılıkları, efelenmeleri, sataşmaları yüzünden. Peki bu bu dayılanmaya, sataşmaya, itibarsızlaştırmaya sebep olan Tweet’i neydi?
Şarkıcı Brian W. Foster’ın dediği “Bret Michaels, Caitlyn Jenner olmaya çalışan bir Mickey Rourke gibi görünüyor” tweet’ini RT’lemesiydi.
Bret Michaels, Poison adlı metal grubunun vokali.
Caitlyn Jenner, kızının götüyle dünya alemin dalga geçmesini kimsenin umursamadığı, (keza kendisi erkekken estetik ameliyatlarıyla dalga geçilmesi de umursanmamıştır) memeleri mevzubahis olunca ise internetin dellendiği transkadın. (Kim Kardashian neden umursanmıyor? Çünkü ne kadar kadın olsa da diğer kadınları da bir seks nesnesi gibi gösterip, patriyarşinin öntanımlı, önbellenmiş ‘kadın şöyle olmalıdır’ zorlamasına örnek olduğu için. Gebersin Kim Kardashian!)
Mickey Rourke, The Wrestler ve Sin City gibi filmlerde rol almış bir aktör.
Baker, hepimizin düşebileceği bir zindana düştü: Caitlyn Jenner ya da herhangi bir trans kişi hakkında ‘aman ne güzelsin be ablam yaaa, valla maşallah’ temelli olmayan herhangi bir şey söylemek… Bir insan alındırılmaz, yaralanmaz; insan kendi alınır, yaralanır. Kimse şahsî duygularını öne sürerek başka bir insanın ifade özgürlüğünü elinden alamaz.
Koca koca insanlarsınız, mantığı geçtim düşünce özgürlüğüne dair ders mi vereyim size?
Fun fact: Steryotip şakaları komiktir. Çünkü abartılıdırlar. Abartı da bir şey ifade ederken komik bir sonuç amaçlamak ya da bir ifadeyi güçlendirmek için kullanılabilir. Bağlam dahilinde ‘şaka’ yapılıyorsa, ciddi değildir. Oturun, hepinize sıfır.
Twitter’ın sorunuysa, herhangi bir steryotip ya siyaseten yanlış söylem sonrasında, kitle çok büyük ve muhtelif olduğu için zarar kontrolünün yapılamaması. Yani “bu yıl saatler tam Kadınlar Günü’nde geri alınıyor. Dünya bile kadınları sevmiyor xD xD zaaaaaa” diye gerzo bir şaka yapmış olsan ve bundan kızıl/pembe/yeşil/mor saçlı bir şeylere genel olarak çok kızmış bir kızcağız alınsa ve meşalesiyle tırpanıyla diğer köylüleri de ardına alarak “saldırgan ve iğrenç bir davranış” diye kapına dayansa, “heey dostum sadece eğleniyorduk haa” diyemiyorsun. En azından dersen Twitter’ıydı, Tumblr’ıydı, Gawker’ıydı, insanî yerler değil, umursanmıyor. “Vurun kahpeye” denmeye devam ediliyor.
Troy Baker da en iyisini yaptı: Oyunu kazanmanın tek yolu, oyunu oynamamak.
Şakanın incelemesine gelelim. Bu şaka, Caitlyn Jenner’ın translık statüsünü referans alan bir şaka bile olsa transfob olmazdı, ki fiziksel görünümünü referans aldı. Bir insanın herhangi bir ahlak, etik ve kurallar bütününe saygı duymaması, bununla dalga geçmesi, onlara karşı olduğu, düşmanlık beslediği anlamına gelmez. Yukarıda Asyalılara kötü sürücü dedim diye Asyalı düşmanı mı oldum mesela? Bu vesileyle, trans insanlara da tavsiyem, insanların ağzını (sanal ya da gerçek) dikemeyeceğinize göre, derdiniz varsa tabii, bununla yaşamayı öğrenin, kimsenin ekmeğine yağ sürmeyin.
Kendini yineleyenden, tekrar edenden, rutin olan, mundan hâle gelen şeylerden, mefhumlardan, fenomenlerden, nefret, ikrah ediyor, tiksiniyor, hiç sevmiyorum. Zira tekrar, cansızlaştırmaya, anlamsızlaştırmaya sebep olur. Bakın, zamanında üç hilal simgesi uzun saçlı insanların bıçaklanması, farklı giyinenlerin dövülmesiyle ilişkilendirilirdi… Ya şimdi? cCc PaPağaN ReYiZ cCc.
O kadar çok tekrar edildi, içi boşaltıldı ki, şu an cCc’nin gerçekte neye referanslandığını bilmeyen çocuklar var. Onur yürüyüşlerinde görüyoruz kendilerine ‘ibne*’ diyebilen, cesur, bu kelimenin hakaretsi anlamını söküp atmış, sıradanlaştırmış bir kesim mevcut. Cinsel yönelimi yüzünden birine zaten ibne diyerek hakaret edecek insan da kelime hazinesinin sığlığında boğuluyordur, çok umursamamak lazım.
*Açık şekilde yazma amacım, normalizasyonunu ve hakaret anlamını yitirmesini istemem.
Şakanın incelenmesine devam edersek, Bret Michaels, kadınsı görünen bir adam. Şakanın kurulu olduğu taban ise Caitlyn’in kadınlığı. Aslında lafın sokulduğu kişi (cümlenin öznesi) Bret Michaels. Yani Caitlyn Jenner’ın kadınlığını tanımazsak, şakanın bir anlamı olmuyor.
Şakayı şu şekilde yapsak nasıl olurdu?
“Bret Michaels, Hüsrettin Nizamettin olmaya çalışan bir Mickey Rourke’a benziyor”. Oldu mu? Olmadı. Neden? Hüsrettin halka mâl olmuş biri değil; ikonik bir karakter değil, referansı kimse bilmiyor. Peki “Brett Michaels, Lena Wachowski olmaya çalışan bir Mickey Rourke’a benziyor” oldu mu? Canavar gibi oldu hem de. Neden oldu? Çünkü Lena Wachowski halka mâl olmuş, ünlü birisi. Şaka yapılırken neden Caitlyn Jenner ismi kullanıldı, çünkü şu an o göz önünde, onu tanıyacak daha fazla insan var. Kâr Maksimizyonuna Giriş 101. Peki Caitlyn Jenner’ın ikonluk statüsünü, halka mâl olmuşluğunu reddetmemiz transfobinin ta kendisi olur mu? Olur. O hâlde göz önündesin ablacım, take it! diyorum. Ki kendisinin, söylediğine göre, bununla bir sorunu da yok, kraliçeyi, kraliçeden çok seven işssizlerin var.
Ama işte “HAYIR ÇÜNKÜ BİZ HAKLIYIZ CIS** PİSLİK” diyorlar.
**Fun fact 2: CIS’lik yani doğduğun bedende mutlu yaşaman ayıplanacak bir şey onlara göre. Anatomik olarak doğduğun bedenle, cinsel yönelimin eşleşiyorsa derdin var. Peşini bırakmazlar. Genellikle toplum tarafından kabul edilme aşkıyla yanıp tutuşan bebelerin hakaret etmek için kullandığı bir kelimedir.
Aslında mantıklı olanı birine bir konuda neden yanlış olabilecğini, kanıtlarla, araştırmalarla vs. göstermek ama internet bildiğin Vahşi Batı gibi. Argumentum ad populum diye bir mantıksal yanlış vardır. Çoğunluğun çoğunluk olması sebebiyle haklı olduğunu sanmak gibi. Hatta şimdi tüm bu yazdıklarıma örnek olması için iki örnek vereceğim:
1. “6 milyar insan bir yaratıcıya inanıyor, öyleyse yaratıcı var, sen haksızsın ibne, seni kınıyorum ve sana laflar hazırladım” (Çok sayıda insanın bir şey yapması onun doğruluğunu kanıtlamaz. Bağlamsal olarak da 6 milyar insanın bir şeyin varlığına olan inancı bilimsel veri değildir. Sinek de çürük meyveye üşüşür mesela. Ama çürük meyve tatlıdır, güzeldir diyemeyiz. En azından ben diyemem, seni bilmiyorum).
2. “Dünya üzerinde hiçbir yerde böyle bir uygulama yok” (E n’apayım, 150 küsur ülkenin bunu yapmayışı, edimin mantıksızlığını açıklıyor mu? Açıklamıyor. 15 tane deli akıl hastanesinde trencilik oynarken, “aslında tren yok” diyen doktora “sen haksızsın, tek kişisin, biz 15 kişiyiz haklıyız” diyorlar. Öyle. Oooh, şimdi de engelli düşmanı, ableist oldum. Yarasın).
Kolektif efervesan denen bir mefhum var. Topluluk psikolojisi ve bireylerin aynı şeyi paylaştıkları diğer bireylerden güç alması üzerine (buradan Milgram deneyi, Naziler, Lotr’daki davul çalan baştroller, petrol fiyatları, Putin’in başarısı, futbol severlik, aidiyet ihtiyacı üzerine girerdim ama çok uzayacak) temellendirilmiş. Tek başına yapmayacağın bir şeyi, toplulukla yapıyorsun örneğin.
O yüzden bu kişiler de ekürilerini artlarına alıp beş yüz kişi “yürüyün hurraaa” diyerek itibarsızlaştırma ve yıldırma girişimlerinde bulunuyorlar. Çok oldukları için de haklılar tabii. Çünkü boka konan bir milyon sinek yanılıyor olamaz. Ne ironiktir ki, trans bireyleri intihara sürükleyen online bullying dediğimiz çevrimiçi saldırganlık, rahat vermeme mefhumunu da güzelce canlandırıyorlar. Zira Troy Baker’a yaptıkları online bullying’den başka bir şey değil.
Yani en son “bizi şu saçmalığınıza alet etmeyin” diyen homoseksüel insanlar gördüm. Çünkü bu sinirli çocuklar “yaşasın gey hakları” ve ekstra duyarlılık ve ıvır zıvırla Türk ordusu seviyesinde mantığın sınırını zorlarken gerçek homoseksüeller böyle bir hareket (movement)’le ilişkilendirilmek istemediler.
Çok merak ediyorum ve kısa zamanda da trans insanlarla gerçek hayatta bu mevzuları konuşmak istiyorum. Bu Sosyal Adalet hareketi, azınlıkların, transların, eşcinsellerin sırtından geçinen bir aylak bakkal ordusundan mu oluşuyor?
Bir insanın bedeninde olan şey beni ilgilendirmiyor. Bu yüzden kendisini ikinci sınıf vatandaş görmüyorum, hatta erkek egemen bir toplumda cesurca çıkmasını da tebrik ediyorum. Hatta insanlara edilebilecek hakaretlerin ruh hâlini etkileyebileceğinin de farkındayım. Bu yüzden yapılan şaka ve doğrudan kişiye yapılan hakaretin, bully’ing de arasındaki çizgiden haberim var.
Küçük bir ara! En kötü esprimiz böyle olsun köşesi:
Programımız kaldığı yerden devam ediyor:
Buradan anladığım “biz çokuz, halka ilişkiler şirketleri de firmalar için zarar kontrolü yapmak zorunda. Çok olduğumuz için siz de bizim istediklerimizi yapmak zorundasınız”dır. Troy’a yapılan bully’ing’in benzeri Warframe geliştiricilerinden birine de yapıldı. Yani “ayağınızı denk alın, geliyoruz” diyorlar.
Çevrimiçi ortamlar artık o kadar pislik yerler hâline geldi ki, 2007 – 2010 arasında çok trollük yaptım sağda solda, canlandırdığım o aptal karakterlerle aynı zeka seviyesinde binlerce gerçek insan olduğunu görmek umudumu köreltiyor. (Poe’s Law?) Zira ne kadar takipçin varsa, o kadar ciddiye alınıyorsun, bir RT’ye basmanla kitleler ‘hurraaaa’ edebiliyor.
Reddit’te de geçen benzer mevzular oldu, yazdım. Bu offensive, ‘tatsız’, ırkçı şaka yapanların, diğer insanları siteden kaçırdığı iddia edildi ve bu tarz subredditler (alt siteler) kapatıldı. Bunun üzerine ayaklanma başladı ve geçici CEO’nun istifasıyla sonuçlandı. Çevrimiçi komuniteler şu ara bu tarz işlerle uğraşıyor. Irkçı şakaların yapılmaya devam etmesinin sebebi, bunlardan alınan birilerinin olması. Ekmekteki yağsınız, haberiniz yok. Kimse (gerçek hayatta da) umursamasa millet sıkılıp bırakacak. Malzemesiniz.
Aktivistlik denilen şey sorunları dile getirmek, sorunları çözmek üzerine olmalıdır, suçsuz, hatta eşcinsel evliliği ülke çapında yasallaşınca “Beyaz Saray hiçbu kadar güzel görünmedi” diyen bir adama saldırmak değil.
Farz edelim Baker transfob olsun, bu adam trans insanlara sağlık hizmeti vermeyi reddeden bir doktor değil, bu adam trans insanları suçsuzken içeri atacak bir hakim değil, bu adam bir aktör, bilgisayar oyunlarında motion-capture (hareket canlandırması) ve seslendirme yapıyor, şu an kötüleyerek, saldırarak adamı ekmeğinden edebilirsiniz. Ne oldu, adam kazanılmaz bir oyunu oynayacağına, ESC’ye basıp quit attı, bullying başarılı, farkındalık yaratmak, “ayrımcılık yanlıştır” deme girişimi başarısız oldu.
Yazımı finalize etmeden, önce çok sevdiğim bir alıntıyı paylaşayım:
Garry Trudeau’nun 1991 yılındaki Yale Üniversitesi mezuniyet törenindeki konuşması:
“Sevgili Dekan Kagan, seçkin fakülteler, aileler, dostlar, mezunlar, gizli servis ajanları, sınıf ajanları, sınıf insanları, renk insanları, renkli insanlar, boylu insanlar, yatay olarak kısıtlanmışlar, saçlı insanlar, farklı takkeliler, optik olarak engelliler, kısıtlı bir şekilde görebilenler, tam olarak görebilenler, görme fiilini gerçekleştiremeyenler, avrupamerkezciler, afrikamerkezciler, Eurail’e sahip afrikamerkezciler, eksantrik olarak eğimliler, cinsel isteksizler, seksi insanlar, seksist domuzlar, hayvan dostlarımızın yoldaşları, dünya dostları, patron dostları, geçici istihdam edilmişler, farklı istihdam edilmişler, farklı olarak seçilenler, seçme olanağına sahip insanlar, hisse senedine sahip insanlar, elden çıkarılanlar, yapısökümcüler, ev yapıcılar, ev çocukları, evsizler, geçici olarak barınak edinebilmişler, ve tanrı bizi onlardan kurtarsın, kalıcı olarak parlementoda barınak edinebilmişler”
Sonra da, Troy’un şu yazdığım mevzuya çok da güzel, cuk diye oturan Joker seslendirmesinin son cümlesini ekleyeyim:
Transeksüellik ve eşcinselliğin herhangi bir akıl hastalığı olmadığını biliyorum. Keşke aynısını internetteki çevrimiçi transeksüellik ve eşcinsellik için de söyleyebilseydim…
Eyvallah,
Kaan