Blok zinciri tabanlı kripto paralar, çevrimiçi olarak iyi bir alışveriş deneyimini sağlamanın ötesinde, bugün pek konuşulmayan çok daha büyük bir potansiyele sahipler. Merkezi olmayan işlemler ve dijital ekonomi sayesinde ülkelerin hiper enflasyondan kurtulmasına yardımcı olabilecek yetenekleri var. Günümüzde tüketicilerin ve aslında daha büyük ölçekte bakarsak, ulusal para birimlerinin maruz kaldığı saldırıdan bir şekilde kurtulabilmek için ödemelerini tamamen veya kısmen kripto paralar ile yaptığı pek çok durum var. Bunun en iyi örneklerinden biri ise Venezuela. Uzun yıllardır yüksek enflasyonla mücadele eden bu Güney Amerika ülkesinde yerel nüfusun ekonomik kriz karşısında kripto paraları nasıl kullandığına bir göz atalım.
Venezuela hiperenflasyonu
2017 yılının kasım ayında aylık enflasyonun yüzde 50 barajını aşmasıyla hiper enflasyon sürecine giren ülkede, milyonlarca insan temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta güçlük çekiyor.
Bu süreçte ulusal parası Bolivar’ın değerini koruyabilmek için parasından toplamda 11 sıfır silmek zorunda kalan Venezuela’da gelen son rakamlar biraz daha iyimser olsa da yaşanan geniş çaplı ekonomik kriz sürüyor. Venezuela Merkez Bankası (BCV) verilerine göre, 2021’de enflasyon yüzde 686,4 oldu. Aylık bazda en yüksek enflasyon oranının Ocak 2021’de yüzde 46,4 olarak kaydedilmesiyle, ülkede enflasyondan çıkış şartı olarak kabul edilen üst üste 12 ay yüzde 50’nin altında enflasyon koşulu sağlanmış oldu.
Kriz döneminde Venezuelalı ailelerin çoğunun krizle mücadele edebilmesinin tek yolu, yurtdışında aile üyeleri olmasıydı. Döviz ile gurbette çalışan Venezuelalılar ailerine para gönderek onları suyun yüzünde tutmaya yardımcı olabildiler.
Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki göçmenlerden Venezuela’ya milyonlarca ABD doları aktı. Ancak siyasi gerilimler alevlendikten sonra bu transferleri yapabilmek çok daha zor hale geldi.
Bu noktada yerel halk bir şekilde hayatta kalmak için alternatif bir yöntem bulmak zorunda kaldı. Venezuela’da Bolivar’ın değeri o kadar fazla düştü ki insanların bir şişe süt almak için bile bir kucak dolusu para ödemesi gerekiyordu. Bu durumda da vatandaşlar Bitcoin ve Dash gibi kripto para birimlerine yöneldiler. Dijital para birimi Dash‘in yayınladığı Ocak 2020 raporuna göre, Venezuela‘daki kullanıcılara ait aktif kripto para cüzdanlarının sayısı Mayıs 2019’dan bu yana %562 oranında arttı. Bu artışın önemli bir kısmı Aralık ayında yaşandı ve %29’luk bir yükseliş oldu. Açık kaynak kodlu kripto para birimi Dash’e olan bu ilgi hükümeti de harekete geçirdi.
Venezuela Başkanı Nicolas Maduro, enflasyondan kurtulmak için kendi petrol destekli kripto parası Petro’yu piyasaya sürdü. Ancak vatandaşlar bu para birimi de hükümet tarafından kontrol edildiği için çekimser kaldılar.
Kripto paralar neden daha kolay yönetilebiliyor?
Kripto para ekosisteminde oldukça yaygın olan coin burn ya da token burn olarak da bilinen coin yakma işlemi, mevcut kripto paraların belli bir kısmının kalıcı biçimde dolaşımdan çıkarılması anlamına geliyor. Böylece söz konusu kripto paranın arzı bir gecede azalıyor ve değeri korunmuş oluyor.
Bu yöntem, para biriminin performansının başka bir ülkenin veya para biriminin durumuna bağlı olmaması nedeniyle para birimi dolara ya da başka bir para birimine sabitlemeye, yani stabil coin yaratmaya göre de son derece kullanışlı.
Örneğin geçmişte para birimlerini ABD dolarına sabitleyen Tayland, bu süreci yönetemediği için ekonomik olarak büyük zorluklarla karşı karşıya kalmıştı.
Kripto paralar ise, normal para birimleri gibi yerel ve küresel arz ve talebe tepki veriyorlar. Ancak bu para birimlerini yaymaya dahil olan hükümet veya şirketler, topluluktan bazı kripto paraları geri almaları veya rezervlerinin bir kısmını yakmaları gerektiğinde sert önlemler alabiliyorlar.
Bununla birlikte, kripto paralar, hükümetlerin elinde olduğu zaman güvenilirliklerini kısmen kaybediyorlar. Dash gibi bu alandaki bazı şirketler ise para birimlerinin sürekliliği konusunda Venezuela hükümetinden çok daha yetenekliler. Bu nedenle yerel halk Petro’yu sanki hiç var olmamış gibi görmezden gelebiliyor. Peki Venezuela hükümeti Petro’yu tanıtırken tam olarak neyi hedefliyordu?
Yaptırımlara karşı kalkan
Venezuela gibi ülkelerin blok zincirinin toplu entegrasyonuna sıcak bakmalarının asıl nedeni, diğer ülkeler tarafından uygulanan ekonomik yaptırımlardan kaynaklanıyor.
Örneğin Venezuela, Bolivar’ın toparlanmasını engelleyen ABD yaptırımlarından muzdarip.
Buna başka iyi örnekler olarak Rusya ve Gürcistan’ı göstermek mümkün. Rusya’nın olası yaptırımları nedeniyle geçtiğimiz yıllarda ulusal para biriminde büyük bir değer kaybı yaşayan Gürcistan’daki yaptırım beklentisi, para birimininin dolar karşısında %10’a varan oranda değer kaybıyla sonuçlandı.
Bunun çözümü ise ulusal düzeyde kapsamlı bir blok zinciri platformuna sahip olmak. Çeşitli yaptırımları karşılayabilen ülkeler, büyük bir pazardan kopma riskini de ortadan kaldırıyor.
Özetle blok zincirinin enflasyonla mücadele eden ülkelere faydalarını para birimlerini yabancı bir paraya bağlamak zorunda kalmadan arzı kesebilme ve uluslararası ticaret için alternatif bir ödeme sistemi sunabilmesi gibi iki başlıkta özetlemek mümkün.
Blok zinciri enflasyonla mücadelede etkin bir araç olma potansiyeline sahip
Blok zinciri teknolojisini bir güven protokolü olarak ele almamız gerekiyor. Bu çerçevede katılımcılar ve kullanıcılar arasında, veriye dayalı olarak, mutlak güveni tesis etmek için bu teknolojinin pek çok farklı kullanım şekli olabilir. Diğer yanda enflasyon tek boyutlu bir kavram değildir, pek çok farklı parametre ve bileşenin bir araya gelmesi ile ortaya çıkar. Blok zinciri teknolojisi merkezi veya tek taraflı müdahaleden arındırılmış ve aynı zamanda bağımsız olarak süreçlere dair veri akışının şeffaf ve değiştirilemez şekilde kayıt altına alınmasını sağlayabilir.
Bu yaklaşım fiyat değişimlerinin tarihçesini tutmaktan, tedarik zincirlerindeki süreçlerin gözlemlenmesine kadar bizlere ilgili verilere ulaşma şansını tanır. Bu veriler gerek kullanıcılar gerekse gözlemciler (kamu otoritereleri vb.) tarafından kullanılarak, süreçlerin ve katılımcıların enflasyona etkisi daha iyi anlaşılabilir.
Doğrudan enflasyonun sebeplerini tespit etmek ve yönetmek için kullanılmasa dahi, Blok zinciri teknolojisi aynı zamanda mevcut iş süreçlerinin de en verimli hale getirilmesi için bir araç vazifesi görebilecektir.
Bu yaklaşım sayesinde maliyetler azaltılarak dolaylı olarak enflasyonu düşürecek bir etki elde edilebilir. Enflasyon ile mücadelede blok zinciri teknolojisini mutlak bir çözüm olarak görmek doğru olmayacaktır, ancak etkili bir araç olarak kullanmak mücadele sürecine kesinlikle fayda sağlama potansiyeline sahiptir.
Bu yazı Digital Report Dergisinin 14. sayısında yayınlanmıştır.