Büyük hibrit çalışma deneyimi başlamak üzere. Cisco açısından görev oldukça net: Dünyanın En İyi İş Yerini, Dünyanın En İyi Hibrit İş Yeri haline getirmek. Önümüzde deneme-yanılma ile öğrenmemiz gereken birçok şey olduğunun farkında olsak da şimdiden bildiğimiz şeyler de var.
Uzaktan çalışma Cisco için yeni bir şey değil. 2020’nin başında tüm şirketimiz uzaktan çalışmaya başladığında bu geçiş aslında göründüğü kadar zor olmadı. Cisco’da on yılı aşkın zamandır çalışan ve bu sürenin tamamında “uzaktan” çalışmış insanlar var. Bunu mümkün kılan, dijitalleşmeye yapılan yatırımlar ve özellikle de iş birliği çözümlerinin kullanımı oldu.
Öte yandan ofislerin kalıcı olarak değiştiğinin farkındayız. Ofise bir daha eskisi gibi dönmemiz veya fiziksel ortamları geçmişte olduğu gibi kullanmamız söz konusu olmayacak. Pandemiden önce çalışanlarımızın neredeyse yarısı haftanın dört-beş günü ofiste çalışırken, ofisler yeniden açıldıktan sonra çalışanların sadece dörtte birinden azı ofise “haftada üç gün veya daha fazla” gelmeyi istiyor.
Bu veriler, geçtiğimiz dönemde Avrupa, Orta Doğu ve Rusya’daki 12 pazarda 10.000 katılımcıyla yaptığımız Geleceğin İş Gücü anketini doğrular nitelikte. Bu ankette elde ettiğimiz bulgulara göre ofis çalışanları bu yeni çalışma biçiminin sağladığı avantajları kaybetmek istemiyor. Ankete katılan kişilerin yalnızca %5’i karantinadan önce evden çalışmış olsa da artık çalışanların çoğunluğu evden çalışmanın getirdiği serbestliği korumak istiyor. Katılımcıların %87’si ofis alanlarını ne zaman ve nasıl kullanacaklarını belirleme konusunda daha fazla söz sahibi olmak istiyor ve bu da ilerlemenin en iyi yolunun karma bir yaklaşım ve mevcut dijital iş yeri dönüşümü olduğunu gösteriyor.
Ayrıca dünyanın değişmesiyle empati ve yaşam kalitesinin önemi de artmaya başladı. Üç yıl önce Cisco’da çalışanlarımızın ruh sağlığını merkeze koymamızla çalışanlarımız pandeminin getirdiği zorluklar ve kaygılarla daha iyi başa çıkmayı başardı. Bu odak noktası, yeni çalışma düzeninde de bizim için önemini koruyarak yöneticilerin empati, esneklik ve yakınlığa öncelik vermesini gerekli kılacak. Dünya genelinde ve Orta Doğu ile Afrika’da devletler ruh sağlığını geliştirmeye ve pandeminin etkilerini azaltmaya yönelik yeni önlemler alıyor. Hem kurum hem de şirket düzeyinde yerli ve yabancı çalışanlar için tasarlanmış girişimler, özellikle günümüz koşullarında hayati öneme sahip.
Peki çalışmanın bu yeni dünyası nasıl olacak? Hibrit. İster haftanın beş günü evden çalışıp ekibiyle sosyal aktiviteler için bir araya gelsin, ister haftanın beş günü ofise gelip ofisteki iş birliği sistemleri ve teknolojisinden faydalanarak dünya genelindeki iş arkadaşlarına bağlansın, her Cisco çalışanı hibrit çalışacak.
İş nerede olduğunuz değil, ne yaptığınızdır
Çalışanlarımız, değişen çalışma biçimlerine son derece iyi uyum sağlayarak belirsizliklerle dolu zorlu bir dönemde büyük bir esneklik ortaya koydu. Buna karşılık çalışma tarzları ve çalışma tercihlerinin de herkes için farklı olduğunu öğrendik. Herkese uygun tek bir çözüm söz konusu değil. Çalışanlarımızın güçlü yönlerine en iyi şekilde hitap etmek için esnek, uyum sağlayabilir ve her birey ve ekip için en iyi sonuçları verecek uygulamalara açık olmamız gerekir.
Cisco olarak takım çalışmasını doğru oluşturduğumuzda kazanacağımızı biliyoruz. Bu açıdan, bu yeni hibrit çalışma dünyasında en iyi nasıl çalışacaklarına karar vermeyi ekiplerimize bırakacağız. Bunun anlamı da çalışanların ofiste ve ofis dışında çalışacağı gün sayısıyla ilgili yukarıdan gelen bir karar olmayacak olması.
Bu durumun ayrıntıları zamanla anlaşılacak bir süreç ve yöneticilerimiz için bir sınav olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla nelerin işe yarayıp nelerin yaramadığını belirlemek için birkaç ayda bir yöneticilerimizle bir araya gelip gerekli düzenlemeleri yapacağız. Bunun yanında gelecekte şirket olarak nasıl çalışacağımızı belirlemek için çalışanlarımızın doğrudan geri bildirimlerini göz önünde bulundurmaya ve bunlardan faydalanmaya devam edeceğiz.
İşin yeni dünyası için yeni taahhütler
Başarılı olmamız için ekiplerimiz ve genel olarak şirketimiz içerisinde yeni ve daha yüksek bir güven ve şeffaflık düzeyi oluşturmamız gereklidir. Bunu yapmak amacıyla hesap verebilirlik, kapsayıcılık ve yaşam kalitesi gibi konular çevresinde bireyler, yöneticiler ve ekipler için belirlenmiş bir dizi beklenti ve inançlardan oluşan, İş birliği Taahhütlerimiz adını verdiğimiz ilkeleri savunuyoruz. Örneğin bir yöneticinin yaşam kalitesine ilişkin taahhüdü şöyledir: “Ekip üyelerimin nasıl çalıştığını anlayabiliyorum ve onların elde ettiği başarı, nerede ve ne zaman çalıştıklarından çok daha önemli.” Bu taahhütler, çalışanlarımızın ve ekiplerimizin başarılı olması için ihtiyaç duyduğumuz kültürün tonunu belirlememize yardımcı olacak.
Bu bilinçli kültürün oluşturulmasında ve korunmasında yöneticilerin merkezi bir rol oynadığını biliyoruz. Hibrit çalışma felsefemizin temelini oluşturarak ekiplerine empati ve yakınlıkla liderlik edecek kişiler, ekip yöneticilerimiz olacaktır. Bu yeni çalışma biçimine geçişi desteklemek için ekip ve yönetici öğreniminin yeni yöntemleriyle denemeler yapıyoruz. Süreci doğru bir şekilde yürütebilirsek bir uyum sağlama yaklaşımının iş ihtiyaçlarımızı karşılamamızı ve çalışanlarımızın güçlü yönleri ile onların çalışma biçimlerine saygı göstermemizi sağlayacağını biliyoruz.
Hibrit çalışmaya güç vermek
Hibrit çalışmaya her türlü yaklaşım kesintisiz ve güvenli bir altyapı kullanmak üzere bağlantı kurulabilmesini gerekli kılarken bunun merkezinde iş birliği teknolojisi vardır. Cisco olarak hibrit çalışmaya Hibrit İş Gücü’nü etkin hale getirmek ve Hibrit Çalışma Alanları’nı dönüştürmek olmak üzere iki farklı şekilde güç vermeyi düşünüyoruz. Hibrit İş Gücü’nü etkin hale getirmek her zaman ve her yerden kullanılabilecek güvenli erişim ve iş birliği teknolojilerinin sağlanması anlamına geliyor. Sağlık ve yaşam kalitesi, güvenlik ve verimliliği arttırmak için Hibrit Çalışma Alanı’nızın dönüştürülmesi, ağ, güvenlik ve iş birliği araçlarını bir araya getirmelidir.
Webex’i ele alalım. Yaşam kalitesinin sağlanması ve tüm görüşlerin alınıp değerlendirilmesiyle kapsayıcılığı iş birliği platformumuza dahil etme konusunda elimizde benzersiz bir fırsat var. Yeni People Insights özelliğimiz çalışanların toplantıları, iş-yaşam entegrasyonu, bağlantıları ve odaklanma süreleriyle ilgili belirlediği hedefleri birbiriyle uyumlu hale getirerek insanların daha verimli çalışmasına ve tükenmişlik yaşamamasına yardımcı oluyor. Bunun yanında İngilizceden, şimdilik 108 dile gerçek zamanlı çeviri gibi inovasyonlarımız var ve hareket tanıma özelliğiyle kullanıcılar simgelere dokunmak zorunda kalmadan sözsüz olarak iletişim kurabiliyor. Bu tür inovasyonlar sayesinde herkesin, her yerden, eşit koşullarda çalışmasına olanak tanıyan bir hibrit çalışma dünyasına güç vermemizi sağlayacak.
Amaca yönelik ofisler
Şirketler olarak yeni ofisler açarken “pandemi sonrası insanların geri döndüğü” ofislerin, pandemi öncesi bıraktıklarından farklı olmasını sağlamamız gerekiyor. Tıpkı çalışmanın uğradığı değişim gibi fiziksel alanımızın da değişmesi gerekiyor. Burada odak noktası çalışma yeriniz değil, işiniz.
Pandemi öncesinde çalışma alanımızın %95’i kişilere tahsis edilmişti. Bunun değişmesi gerekiyor. Ofislerimizin amacını insanların ritüeller, kolektif çalışma ve bağ kurma amacıyla bir araya gelebileceği iş birliği merkezleri olacak biçimde dönüştürmeliyiz. Bazı ekipler bunu haftada birkaç kez yaparken bazıları ayda bir kez bir araya gelebilir. Ancak ofise gelmenin bir amacı olmalıdır. Hibrit çalışma dünyasında ofislerimizi ekiplerin inovasyon ve iş birliği yapıp bağ kurması için optimize edilmiş alanlar haline getirerek ofislerden daha iyi faydalanacağız.
Sürdürülebilir bir gelecek
Şu anda yalnızca işin geleceğini değil, aynı zamanda gezegenimizin geleceğini etkileme fırsatına sahibiz. Hibrit çalışma yaklaşımımızı sürdürülebilirliğe bağlılığımızla birleştirerek Cisco’nun kendine önemli bir yer edindiği topluluklar üzerindeki etkisinin olumlu olmasını sağlayabiliriz. Bu topluluğu zenginleştirme ruhu şimdiden Cisco’nun değerler sisteminin bir parçası konumunda. Çalışanlarımızın topluluk etki katılımı %75’in üstüne çıktı ve daha da ilerleyebileceğimizi biliyoruz.
Alan kullanımını yeniden ele almak, sürdürülebilir ve yenilenebilir ürünler geliştirmek, enerji verimliliğine sahip ve karbon salınımını azaltan binalar tasarlamak -çalışma biçimimizi ve dünyamız üzerindeki etkimizi dönüştürürken bunların tümünü göz önünde bulundurmamız gerek. Cisco ürünleri ve platformlarının, temelinde sürdürülebilirlik olan hibrit bir dünyaya güç verebileceğini ve vermesi gerektiğini, çünkü çalışmanın kapsayıcı geleceğinin aynı zamanda çalışmanın sürdürülebilir geleceği olması gerektiğini biliyoruz.
Büyük hibrit çalışma deneyi
Hibrit bir dünyaya geçişin kolay olmayacağını biliyoruz. Giderek artan belirsizlikler ve kaygılar olacaktır. Yine de hibrit çalışmanın getirdiği zorluklar, bizim için birer inovasyon fırsatı olacak; örneğin önceki çalışma modelinden daha kapsayıcı, daha bağlı ve daha fazla iş birliğine dayalı bir çalışma tarzı yaratma fırsatı. Bunu başarırsak çalışanlarımız, içinde bulunduğumuz insan toplulukları ve dünyamız için daha iyi bir geleceğe öncülük edebiliriz. O halde deney başlasın.