Bilgi teknolojilerinin sağlık sektöründeki kullanımı dünyada tüm bu uygulamaları ve çok daha fazlasını mümkün kılıyor
Hızla artan dünya nüfusuna paralel olarak ülkelerin sağlık hizmetleri alanındaki harcamaları da artıyor. Dünya ortalamasında sağlık harcamalarının GSYİH’ye oranı 1995 yılında %8,8 olurken bu oran 2010 yılına gelindiğinde %10,4’e çıktı. Özellikle Kuzey Amerika’da aynı dönem içinde bu oran %13,2’den %17,2’ye çıktı. Sağlık hizmetleri ihtiyaçları gelişmiş ve gelişmekte olan coğrafyalar için ciddi farklılıklar gösteriyor. e-Sağlık hizmetleri hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler için çözümler üretiyor. Gelişmiş ülkelerde temel sorun yüksek sağlık harcamaları ve bunların sürdürülebilirliği iken gelişmekte olan ülkelerde temel sorun sağlık hizmetlerine erişimin sınırlı düzeyde kalması olarak karşımıza çıkıyor.
Hızla artan sağlık sektörü maliyetlerinin etkin yönetimini sağlamak, sağlık hizmetlerine toplumun tüm kesimlerinin erişimini sağlamak ve sunulan hizmetlerin ve dolaylı olarak bireylerin yaşam kalitesini artırmak için bilgi ve iletişim teknolojileri destekli sağlık hizmetleri gün geçtikçe önem kazanıyor. e-Sağlık hizmetleri özellikle nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu kentlerde ve kırsalda da tele-tıp uygulamaları sayesinde vatandaşlara daha kaliteli sağlık hizmetleri verilmesinde önemli rol oynuyor.
E-Sağlık Hizmetleri Nedir?
E-sağlık hizmetleri, mobil sağlık hizmetleri de dahil olmak üzere, bilgi ve iletişim teknolojilerinin (BİT) sağladığı fırsatları kullanarak sağlık hizmetlerinde etkinlik ve verimliliği artırmaya yönelik olarak kullanılıyor. Bu hizmetler; elektronik/mobil sağlık kayıtları, merkezi kaynak planlaması, ilacın doğrulanması ve uygunluğu, uzaktan sağlık denetimi, uzaktan tanı, uzaktan erişimli doktor hizmetleri, yardımlı bakım desteği ve bilgilendirme/sağlıklı ve zinde yaşam olanakları olarak sıralanıyor.
Türkiye e-Sağlık’ta Nerede?
Türkiye e-Sağlık hizmetlerini ciddi ölçüde geliştirmiş olsa da, hem harcama hem de erişilebilirlik sorunları hala devam ediyor. 2000’li yılların başından günümüze kadar geçen dönemde sağlık hizmetlerinden duyulan memnuniyet artarken, yatan hasta kabulleri neredeyse iki katına çıktı ve bebek ölümleri önemli oranda düştü. Bu olumlu gelişmelerin yanında sağlık harcamalarının miktarı hızla arttı ve GSYH içindeki oranı %4,8’den %6,3’e çıktı. Bu gelişmelere rağmen Türkiye’deki sağlık personelinin sayısı OECD ülkeler ile kıyaslandığında hala yetersiz.
Kronik hastalıklar, tüm dünyada ölüm nedenlerinin başında gelmesinin yanı sıra, sağlık harcamalarında da en yüksek payı alıyor. Tüm dünyada kronik hastalıkların yönetiminin çeşitli zorlukları bulunuyor. Bu zorlukların başında sağlık hizmetinde sürekliliğin sağlanamaması, parçalı sağlık hizmeti sunumu, etkisiz ve verimsiz sağlık hizmeti ve kronik hastalık yönetiminde koordinasyon eksikliği geliyor. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde kronik hastalık yönetimi modelleri geliştirildi ve uygulanmaya başladı.
Uzaktan takip gibi e-Sağlık uygulamaları ülkemizde yeni yeni özel sektör tarafından sunulmaya başlandı
Türkiye’de de nüfusun önemli bir kesimi kronik sağlık sorunlarıyla karşı karşıya. TÜİK 2010 Sağlık Araştırması’na göre 15 yaş ve üzeri bireylerde hekim tarafından teşhis edilen hastalıkların/sağlık sorunlarının başında %12,7 ile hipertansiyon geliyor.
Hipertansiyonu %6 ile şeker hastalığı, %4,8 ile astım, %4,2 ile koroner kalp hastalığı ve yine %4,2 ile kronik obstrüktif akciğer hastalığı, amfizem izliyor. Nüfusa oranlandığında, Türkiye’de 7 milyon birey hipertansiyon hastası. Günümüzde hipertansiyon, diyabet gibi kronik hastalıkların tedavisinde kullanılmakta olan uzaktan takip gibi e-Sağlık uygulamaları ülkemizde yeni yeni özel sektör tarafından sunulmaya başlandı.
Kamuda e-Sağlık Uygulamaları
Türkiye’de e-Sağlık konusundaki çalışmalar 2003 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılan Sağlıkta Dönüşüm Programı’yla ivme kazanmaya başladı. Bu program çerçevesinde sağlık hizmetlerinde eşgüdüm, sağlık envanterinin oluşturulması, sevk basamakları esnasında bilgi transferi ve temel sağlık uygulamalarındaki bilgilerin toplanması amacıyla Türkiye Sağlık Bilgi Sistemi’nin kurulması hedeflendi. Bu kapsamda sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve özel sektörden temsilcilerin de katılımıyla; TSBS Eylem Planı, Veri Sözlüğü, Norm ve Standartlar, Tek Numaraya Dayanan Kişisel Sağlık Tanımlayıcısı, Minimum Sağlık Veri Seti, Kayıtların Gizliliği ve Güvenliğinin Sağlanması, Erken Uyarı Sistemleri, Sağlık Özel Ağı, Tele-tıp Uygulamaları, Eğitim ve Genel İzleme ve Koordinasyon adı altında 10 çalışma grubu oluşturuldu. Bu çalışmaların sonucunda, 2004 yılında Türkiye Sağlık Bilgi Sistemi eylem planı oluşturuldu.
2003 yılında başlatılan e-Dönüşüm Türkiye Projesi Kısa Dönem Eylem Planında (KDEP), sağlık alanında kullanılacak standartların ortaya konması ve sağlık bilgi sistemlerinin geliştirilmesi için esas teşkil edecek çalışmaların tamamlanması hedeflendi. KDEP çerçevesinde, Türkiye Sağlık Bilgi Sistemi çalışmalarından yararlanarak 15 e-Sağlık eylemi oluşturuldu. Sağlıkta Dönüşüm Programı ve e-Dönüşüm Türkiye Projesi e-Sağlık faaliyetleri kapsamında gelecek ihtiyaçlar dikkate alınarak, Sağlık Bakanlığı bünyesinde yürütülen bilgi ve iletişim teknolojileri projeleri gözden geçirildi ve e-Sağlık projesinin uygulamaya yönelik önemli bir adımı olan “Türkiye e-Sağlık Strateji ve Uygulama Planı” hazırlandı.