Merceği, korneası ve retinası olan bu tek hücreli canlı, gözün evrimine dair bilinmeyenleri aydınlatabilir.
Sudaki tek hücrelileri inceleyen bilimciler, kendilerini dikizleyen, tip tip bakan bir canlı keşfettiler. Canlı tek hücreli olsa da insan gözüne çok benziyor. British Columbia Üniversitesi’nin yayımladığı Nature neşriyatında Greg Gavelis’in belirttiğine göre “Görüş kalitesi bizimki kadar iyi değil”.
Hücre düzeyinde göze sahip bir canlı… Hmm… İlginç değil mi?
Terlik varsa, göz niye olmasın ama di mi?
Gözün karmaşık yapısı taa Darwin’e kadar evrimcilerin aklını bulandırmıştı. Hatta Türlerin Kökeni’nde yazdığına göre doğal seçilimle oluşmuş olması ‘absürt’tü. Sonra, ışık algılayabilen bir organdan evrilmiş olabileceğine karar kıldı.
Bilimcilerin şansı yaver gitmedi. Canlı, sudan çıktığında hemen dağılıyordu, gözü yeteri kadar inceleyemediler. Gavelis, bu canlıyı bulambilmek için deniz suyunu bir yıl boyunca mikroskopla taradı. En nihayetinde bu canlıyı yakalayınca da plastik reçinede dondurarak muhafaza etti.
Temsilî görsel: Annenin saklama kabı
Sonra da elektron mikroskopunda tarama yapıp, 3B bir modelini yaptı. Bazı tek hücrelilerin ‘göz noktası’ denilen, aydınlığı karanlıktan ayırabilmesini sağlayan organları var. Bu tek hücrelide ise kompleks bir göze benzer şekilde kornea, retina ve mercek var.
Kornea mesela (gözün dışında, ön yüzündeki saydam katman) mitokondriden (enerji üretiminden sorumlu bölüm) oluşmuş. Bu tek hücrelide mitokondri, mercek etrafına çarşaf gibi çevrelenmiş ve retinaya düşecek ışığı topluyor.
Gözün arka kısmındaki, ışığı algılayan retina, normalde fotosentezle ilişkin plastidlerden oluşmuş. Bilimciler bu plastidden genetik madde elde ettiler ve tarayıp bolca alg DNA’sı buldular. Bu tek hücrelinin atası, zamanında bir alg yutmuş ve fotosentez yeteneğini X-Men’deki Rogue gibi çalmış olabilir. Yaşaması için gereken enerjiyi diğer canlıları yiyerek almaya başlayınca da fotosentez enerjisine ihtiyacı kalmamış, bu yüzden bu bölmeyi çöpe atacağına, başka bir iş için kullanmaya başlamış olabilir.
Bu canlının gözünü ne için kullandığı bilinmiyor fakat bilmcilerin kanısı, avlanmak için olduğu yönünde. Suda kıvrılarak ilerleyen canlı, avını üzerinden yansıyan ışık sayesinde ayırt ediyor olabilir. Bizim ve birçok gelişmiş canlının gözündekinin aksine, bu tek hücrelinin retinası görüntü almak yerine, gelen ışığı, duyarlılık isabetliliğini artırmak için topluyor olabilir.
Temsili görsel: Bilimciler dahil çoğu insanı şaşırtan, göze sahip başka bir canlı
Ekipten Richard, canlının şekilleri algılayıp, algılayamacağını bilmek istiyor. Gelecekte canlıların nasıl görmeye başladığına dair fikir sahibi olabileceğimizi söylüyor.
Sonuçta çoğu canlı şu an için incelenmiş değil. Özellikle su altında…
Günümüzün elektron mikroskopları ve DNA sıralama teknikleri, Darwin’in gözle ilgili sorularını yanıtlayabilirdi. Gavelis “evrim karşıtları, göz için neden bir ara geçiş şekli olmadığını soruyorlar” diyor, “gördüğümüz canlı, tam da budur”.