
Dünyayı kelimeler yönetiyor. Bunun farkında olan bizler de bu kelimelerle oynamayı çok seviyoruz. Bu tercihimizin nedenleri çok basit: “Yıkıcı teknolojiler” demek, “ortalığı sarsan teknolojiler” kavramından elbet daha heyecan verici bir söylem. “İnovasyon” demek, kulağa “yeni bir şey” demekten daha cesur geliyor. Bu şekilde kavramları daha vurucu hale getirmeye varım. Ancak kavramları alıp da anlaşılamaz hale getirmeyi doğru bulmuyorum. Kavramları anlaşılamayacak kadar karmaşık hale getirmeyi en çok sevdiğimiz alanlar dijital ve teknoloji alanları oldu hep. Seviyoruz çünkü dijital/teknolojik devrimlerin üretim aşamasında yeterince yer alamayınca, kavramların kendisini olabildiğince sahiplenmeye çalışıyoruz.
Kavramı ilk sahiplenen, bu içinde hiç almadığımız sürecin içinde yer alıyormuş gibi algılanıyor ülkemizde. En iyi bilen yapıyormuş gibi oluyor. Uygulama sınırlı olunca, bilmek de tabi ki önemli, buna itirazım yok. Ama bunu alan savunması yapabilmek için yapanlara itirazım var.
Basit ve anlaşılır kavramlara ihtiyaç var
Bazı teknoloji beyinlerimiz de bu süreçte kavramları olabildiğince karmaşık hale getirmeye çalışıyor ki hikâyeyi anlatırken paralelde kendilerine bir alan savunması da oluşturabilsinler. Bu motivasyonun, hikâye anlatıcılığı açısından faydadan çok zarar getirdiğini düşünüyorum. Basit ve anlaşılır kavramlara ihtiyacımız var. Basit anlatacağız ki son tüketiciye indirebilelim ve böylece daha ileriye götürme ihtimalimiz oluşsun.
Mesela metaverse konuşmaya başladık başlayalı, sürekli “o metaverse değil ki” diyenlerin sayısı arttı. Hepimizin kafası daha da karıştı. Kavram da tüketiciye inmedi, dar bir öbekte konuşup duruyoruz.
Mesela metaverse gerçekte ne?
Metaverse, sanal kamusal alan. Bu kamusal alanın sanal para birimi olacak. Bu da kripto paralar.
Bu teknoloji yeterince geliştiğinde, insanlar sanal gerçeklik cihazları sayesinde bu sanal kamusal alanda alışveriş yapacaklar, sanal sinemaya gidecekler, sanal kafelerde eğlenecekler.
Yani zaman geçirme eylemi fiziksel bir çaba olmaktan çıkacak, tümüyle sanal hale gelecek.
Bu kadar basit. Bu kadar net. Neden bunu daha karmaşık anlatalım ki?
Bu yazı Digital Report Dergisi 13. sayısında yayınlanmıştır.