Rolls-Royce Power Systems İş Birimi, MTU dizel motorlarının sürdürülebilir yakıtlarla çalışabildiğini onaylıyor.
Rolls-Royce, elektrik üretiminde EN15940 sertifikalı sentetik dizel yakıtları kullanan 4000 Serisi ve 1600 Serisi dizel motorlarının geçen yıl belirlenen “net sıfır” hedeflerine ulaşması yolunda önemli bir adım attı. Saha testlerini de içeren bir dizi başarılı testin ardından her iki motor serisinde de “biokütleden üretilen sıvı yakıtlar (BtL – Biomass to Liquid)”, “hidro-işlem görmüş bitkisel yağlar (HVO – Hydrotreated Vegetable Oil)” ve e-dizel gibi “elektrikten üretilen sıvı (PtL – Power to Liquid) yakıtlar” dâhil olmak üzere pek çok sürdürülebilir yakıtın kullanılabildiği görüldü. Sayılan tüm sürdürülebilir yakıtlar geleneksel dizel yakıtın yerini alabilmektedir.
MTU dizel motorları nedir?
Rolls-Royce Power Systems “Stationary Solutions” İş Birimi Başkanı Tobias Ostermaier konuyla ilgili, “Özellikle enerji endüstrisinde ve veri merkezi alanında faaliyet gösteren, karbon ayak izlerini iyileştirmek isteyen birçok şirket şimdiden HVO’ya büyük ilgi gösteriyor. Pilot müşterilerimizden elde edilen sonuçlar, jeneratörlerde fosil dizel yerine HVO kullanımının sera gazları, nitrojen oksit ve partikül emisyonlarında önemli bir azalma sağladığını gösteriyor” diyerek HVO’ların önemine dikkat çekti.
- MTU dizel motorları, modifikasyona gerek kalmadan tam performans göstermektedir.
- Hidro-işlem görmüş bitkisel yağlar ile yüzde 90’a kadar CO2 tasarrufu sağlanıyor.
Rolls-Royce geçen yıl, 4000 Serisi de dâhil olmak üzere motorlarının 2023 yılına kadar sürdürülebilir yakıtlarla kullanılabileceğini kanıtlama taahhüdünde bulunmuştu.
HVO kullanımı CO2, nitrojen oksit ve partikül emisyonlarını önemli ölçüde azaltıyor
Atık bitkisel ve hayvansal yağlar ile kullanılmış yemeklik yağlar HVO için baz malzeme olarak kullanılabilmektedir. Bu yağlar, hidrojen eklenerek katalitik bir reaksiyon yoluyla hidrokarbonlara dönüştürülmektedir. Bu işlem sayesinde katı ve bitkisel yağlar, dizel yakıtlarda katkı maddesi olarak kullanılabiliyor veya tamamen dizel yakıtın yerine geçebiliyor. HVO geleneksel dizel yakıta kıyasla partikül emisyonlarında yüzde 80, oksit emisyonlarında ise ortalama yüzde 8 azalma sağlıyor. Bunlara ek olarak, üretim ve lojistik sürecinde yenilenebilir enerji kullanılması şartıyla CO2 emisyonlarında da yüzde 90’a varan bir azalma elde ediliyor. HVO yakıtı yenilenebilir ham maddelerden üretildiği için; üretimi, taşınması ve yanması esnasında sadece biyo-kütle artışı sırasında bitkiler tarafından emilecek kadar sera gazı üretiyor.
Motor ve sistem modifikasyonları olmadan tatmin edici performans
Yapılan testler; maksimum güç, yük alımı ve yakıt tüketimi açısından HVO kullanan MTU motorların dizel yakıt kullanan motorlarla eşit performans gösterdiğini doğrulamaktadır. HVO, ikame bir yakıt olduğu için kullanımında dizel altyapısına, donanımına veya yazılımına herhangi bir uyarlama yapılması gerekmemektedir. Ayrıca bu sentetik yakıtın depolanma kararlılığının biyo-dizelden çok daha iyi olması, yakıtı acil durum güç sistemleri operatörleri için daha da cazip hâle getiriyor.
Rolls-Royce 2030’dan itibaren sadece elektrikli otomobil üretecek
Hedef, yeni yakıtlar ve MTU teknolojileri ile 2030 yılına kadar yüzde 35 oranında sera gazı tasarrufu
Sürdürülebilirlik programı kapsamında geçtiğimiz yıl Rolls-Royce, Power Systems ürün portföyünü, 2019 yılına kıyasla yüzde 35 sera gazı emisyonu tasarrufu sağlayabilmesi için 2030 yılına kadar yeni yakıtlar ve MTU dizel motorlarını teknolojileriyle uyumlu hâle getireceğini duyurdu. Şirket hâlihazırda hidrojen motorlarına başlangıç için bir yol haritası olması amacıyla bir MTU yakıt hücresi sistemini başarıyla işletiyor. Ayrıca daha fazla uygulamada sürdürülebilir yakıtlarla çalışabilen motorları pazara sunmaya devam ediyor.
HVO kullanan MTU 4000 Serisi’ne yönelik ayrıntılı test sonuçları raporu için buraya tıklayın.
Web sitesinden sürdürülebilir çözümlerimiz hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
Basın fotoğrafları için buraya tıklayın.