NFT’ler mevzuatımızda haliyle doğrudan düzenlenen bir kavram değil. Ancak özellikle sanat eserlerinin NFT’leri bakımından uygulama alanı bulacak başlıca mevzuat Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK).
NFT (Non-Fungible Tokens) son dönemde karşımıza sıkça çıkan bir kavram. Türkçe’de doğrudan bir karşılığı olmamakla birlikte “misli olmayan/benzersiz token” olarak çevrilmesi mümkün. Blockchain teknolojisi kullanılarak meydana getirilen kripto varlıklar olan NFT’ler, birbirinin yerine geçemeyen, değiştirilemeyen, niteliği gereği eşsiz kripto varlıklar olarak tanımlanabilir. Örneğin, bitcoin eşsiz bir kripto varlık değildir, başka bir bitcoin ile takas edilmesi mümkündür. NFT’lerin ise böyle bir ikame edilebilirliği yok, eşsiz ve kendine özel bir değer taşıyor. Bu değiştirilemezlik, NFT’lerin piyasada yüksek değerlerle karşılık bulmasını sağlıyor.
NFT’ler özellikle son zamanlarda dijital ortamda meydana getirilen sanat eserlerinin NFT formatında satışında karşımıza çıkıyor. Özellikle 11 Mart’ta dijital sanatçı Beeple’ın müzayede salonu Christie’s de bir eserinin NFT’sinin 69 milyon ABD Doları’na satılması ile NFT’ler gündeme oturdu.
NFT’lerin en önemli özelliği, bu teknoloji ile koruma altına alınan eserin orijinal olduğunu kanıtlaması ve kopyalanamaz olması. Bu kapsamda NFT, dijital ortamlarda sanat eserlerinin mülkiyet haklarının korunması için eşsiz bir çözüm. Ayrıca fiziksel eserlerin aksine NFT’lerin fiziksel şartlardan etkilenmemesi de (eskime, yıpranma, yırtılma vb.) NFT’yi cazip kılan başka bir özellik.
NFT’ler mevzuatımızda haliyle doğrudan düzenlenen bir kavram değil. Ancak özellikle sanat eserlerinin NFT’leri bakımından uygulama alanı bulacak başlıca mevzuat Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK). FSEK uyarınca, sahibinin hususiyetini taşıyan ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eseri olarak kabul edilebilen her türlü fikir ve sanat ürünleri eser sayılıyor ve eser olarak korunabiliyor. NFT özünde bir dijital ürünün orijinalliğini kanıtlayan ve değiştirilmesini engelleyen bir dijital sertifika olarak düşünülebilir.
Bir ürün Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda belirlenen “eser olma şartlarını” sağlıyorsa, bu ürünlerin NFT formatına getirilmiş halleri de aynı kapsamda korumaya tabi olabilecek.
Dolayısıyla NFT’ten bağımsız olarak bir dijital ürün Fikir ve Sanat Ederleri Kanunu’nda belirlenen “eser olma şartlarını” sağlıyorsa, bu ürünlerin NFT formatına getirilmiş halleri de yine aynı kanun kapsamında korumaya tabi olabilecek. Böylelikle; eser sahipleri FSEK’ten kaynaklanan haklarından yararlanabilecektir.
Bu kırılımda NFT’lerin mevzuatımızda doğrudan karşılığı olmasa bile kripto paralar gibi diğer kripto varlıklara kıyasla hukuken daha net tanımlanabilir ve korumaya tabi tutulabilir unsurlar olması söz konusu olabilir.
Mülkiyet haklarının dijital ortamda korunması için fırsat
Ayrıca, NFT teknolojisi eser sahibinin her satıştan belirli bir pay almasına da imkân tanıyor. Bu durumda özellikle sanat eserlerinin NFT’lerinin satışında FSEK’in 45’inci maddesi uygulama alanı bulacaktır. Bu hüküm eser sahibinin koruma süresi boyunca belirli şartların varlığı halinde, güzel sanat eserlerinin sonraki satışlarındaki değer artışlarından pay almasına olanak sağlıyor.
Sonuç olarak NFT’ler eser sahiplerinin mülkiyet haklarının dijital ortamda korunması için eşsiz bir araç olarak kullanılabilir. Ancak, özellikle kripto varlıkların regülasyonu için Türkiye’deki çalışmaların hızlandığı bir dönemdeyiz. Bu kapsamda çıkabilecek regülasyonların Türkiye’de NFT kullanımını nasıl etkileyeceğini ileride göreceğiz.