2030 yılına hoş geldiniz. Bu gelecekte, müşteriler dijital kişisel asistanları sayesinde kendi kendine giden araçları sipariş edecek; bunların sigorta poliçeleri gerçek zamanlı olarak sürücünün seçtiği rotalara göre ayarlanacak. Hasar tespiti için drone’lar ve yapay zeka destekli sistemler kullanılacak. yapay zekanın yaygınlaşmasıyla, bu tür entegre kullanıcı deneyimleri her geçen gün daha da artacak ve sigortacılığın her alanında yeni standartlar belirleyecek.
Sigortacılık sektörü, teknoloji odaklı büyük bir dönüşümün eşiğinde. Yapay zekanın etkisiyle köklü değişikliklere sahne olan bu sektör, 2030 yılına geldiğimizde bugünkünden bir hayli farklı çalışacak ve görünecek. Yapay zekanın sigortacılık sektöründe başlattığı değişim risk modelleme, müşteri hizmetleri, sahte iddiaların tespiti ve kişiselleştirilmiş hizmetler gibi birçok alanda kendini gösterecek. Bu dönüşüm, sigorta endüstrisini “tespit et ve onar” yaklaşımından, “tahmin et ve önle” yaklaşımına taşıyacak. Bu yeni yaklaşımın hakim olacağı önümüzdeki dönemde sigortacılar, ileri teknolojilerden yararlanarak karar alma süreçlerini iyileştirecek, maliyetleri düşürecek ve müşteri deneyimini optimize edecek.
McKinsey’e göre, sigorta sektörü YZ’nin getirdiği yeniliklerle müşteri etkileşimlerini dönüştürecek. YZ tabanlı sohbet botları ve sanal asistanlar, müşteri sorularını hızlı ve verimli bir şekilde yanıtlayarak müşteri memnuniyetini artıracak. Ayrıca YZ, sigorta şirketlerinin risk modelleme ve tahmin süreçlerinde daha doğru değerlendirmeler yapmasına olanak tanıyacak. Bu da daha doğru prim fiyatlandırmaları ve finansal sürdürülebilirlik sağlayacak.
Kamu ve özel sektör kuruluşları, düzenleyici mevzuat ve siber güvenlik çerçevesi altında veri paylaşımı yapmak için ortak ekosistemler oluşturacak.
Sahte sigorta taleplerinin tespiti, YZ algoritmaları sayesinde daha hızlı ve doğru bir şekilde gerçekleştirilecek, bu da maliyetleri düşürecek ve dürüst müşterilere daha hızlı hizmet sunulmasını sağlayacak. YZ’nin kullanımıyla, sigorta sektöründe kişiselleştirilmiş ürün ve hizmetler sunmak da mümkün olacak. Sigorta şirketleri, müşteri verilerini analiz ederek daha spesifik ve ihtiyaçlara yönelik çözümler sunabilecek. Örneğin, kullanım bazlı sigorta poliçeleri, müşterilerin davranışlarına göre dinamik olarak ayarlanabilecek.
YZ’nin sigorta sektöründe başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için sigorta şirketlerinin teknolojik altyapılarına yatırım yapmaları gerekecek. Veri yönetimi ve entegrasyonu, YZ uygulamalarının başarısı için kritik öneme sahip. Verilerin doğru ve organize bir şekilde işlenmesi, YZ’nin karar verme süreçlerinde doğruluğu ve şeffaflığı sağlayacak. Aynı zamanda, sigorta şirketleri, etik sorunlar ve düzenleyici belirsizliklerle de mücadele etmek zorunda kalacak. Müşteri güvenini artırmak ve yasal düzenlemelere uyumu sağlamak ancak ve ancak YZ’nin adil ve şeffaf bir şekilde kullanılmasıyla mümkün olacak.
Sigortacılığın yapay zekayla dönüşümü
2030 yılına doğru ilerlerken, YZ’nin sigorta sektöründe nasıl devrim yaratacağına tanıklık ediyoruz. Risk modellemeden müşteri hizmetlerine, sahte iddiaların tespitinden kişiselleştirilmiş hizmetlere kadar, YZ sigorta endüstrisinin her alanında dönüştürücü bir güç olarak karşımıza çıkıyor. Sigorta şirketleri, teknolojik ve insani yatırımları dengeleyerek, YZ’nin sunduğu fırsatları en iyi şekilde değerlendirebilir ve geleceğin sigortacılığını şekillendirebilir.
Veri patlaması ve bağlantılı cihazlar
Önümüzdeki yıllarda, bağlantılı tüketici cihazlarının sayısında büyük bir artış olacak. Sensörlerle donatılmış ekipmanlar, mevcut cihazların (araba, fitness takip cihazları, ev asistanları, akıllı telefonlar, akıllı saatler) yanı sıra, giysi, gözlük, ev aletleri, tıbbi cihazlar ve ayakkabılar gibi yeni kategorilerde de yaygınlaşacak. 2025 yılına kadar bir trilyon bağlantılı cihaz olması bekleniyor. Bu cihazların ürettiği yeni veri yığını, sigorta şirketlerinin müşterilerini daha iyi anlamasını sağlayarak yeni ürün kategorileri, daha kişiselleştirilmiş fiyatlandırma ve anlık hizmet sunumu imkanları yaratacak.
Fiziksel robotların artan yaygınlığı
Robotik alanındaki yenilikler, insanların çevreleriyle etkileşim biçimini değiştirmeye devam edecek. 3B baskı, üretim süreçlerini ve geleceğin ticari sigorta ürünlerini köklü bir şekilde değiştirecek. 2025 yılına kadar, 3B baskılı binalar yaygınlaşacak ve bu durum risk değerlendirmelerini değiştirecek. Programlanabilir, otonom dronlar; otonom tarım ekipmanları ve gelişmiş cerrahi robotlar gibi yenilikler, önümüzdeki on yılda ticari olarak kullanılabilir hale gelecek. 2030 yılına kadar, standart araçların büyük bir kısmı otonom özelliklere sahip olacak. Sigortacılar, robotik teknolojilerin yaygınlaşmasının risk havuzlarını nasıl değiştireceğini, müşteri beklentilerini nasıl şekillendireceğini ve yeni ürün ve kanallara nasıl olanak tanıyacağını anlamalı.
Açık kaynak ve veri ekosistemleri
Verinin her yerde bulunabilir hale gelmesiyle birlikte, verilerin sektörler arasında paylaşılmasını ve kullanılmasını sağlamak için açık kaynak protokolleri ortaya çıkacak. Kamu ve özel sektör kuruluşları, ortak düzenleyici ve siber güvenlik çerçevesi altında veri paylaşımı yapmak için ekosistemler oluşturacak. Örneğin, giyilebilir cihazlardan elde edilen veriler sigorta şirketlerine doğrudan aktarılabilir ve bağlı ev ve otomobil verileri Amazon, Apple, Google gibi platformlar aracılığıyla paylaşılabilir olacak.
2030’da sigortalama işlemleri büyük ölçüde otomatikleşecek derin öğrenme ile desteklenerek gerçek zamanlı hale gelecek.
Bilişsel teknolojilerdeki ilerlemeler
Konvolüsyonel sinir ağları ve diğer derin öğrenme teknolojileri, şu anda çoğunlukla görüntü, ses ve yapılandırılmamış metin işleme için kullanılıyor. Ancak bu teknolojiler gelecekte çok çeşitli uygulamalarda kullanılacak şekilde evrilecek. İnsan beyninin öğrenme ve çıkarım yapma yeteneklerini taklit eden bu bilişsel teknolojiler, bireylerin davranış ve aktivitelerine bağlı sigorta ürünleri tarafından üretilen büyük ve karmaşık veri akışlarını işlemek için standart bir yaklaşım haline gelecek. Bu tür teknolojilerin ticarileşmesiyle birlikte, sigorta şirketleri, sürekli öğrenen ve dünyaya uyum sağlayan modellere erişebilecek, böylece yeni ürün kategorileri ve etkileşim teknikleri geliştirebilecekler.
2030’da sigortacılık
YZ ve yakınsanan ilgili teknolojiler, sigorta sektörünün tüm yönleri üzerinde büyük bir etkiye sahip olacak. Dağıtımdan sigortalamaya ve fiyatlandırmaya, taleplerden müşteri deneyimine kadar tüm süreçler dramatik bir şekilde değişecek. İleri teknolojiler ve veri, sigorta poliçelerinin anında fiyatlandırılması, satın alınması ve bağlanması süreçlerini etkilemeye başladı bile. 2030 yılında, sigorta değer zincirinin tüm aşamalarında köklü değişiklikler görülecek.
Dağıtım
Sigorta satın alma deneyimi hızlanacak ve hem sigorta şirketinin hem de müşterinin daha az aktif katılımını gerektirecek. YZ algoritmaları bireysel davranışlara göre risk profilleri oluşturacak ve otomobil, ticari veya hayat sigortası poliçelerinin tamamlanma süreleri dakikalara veya saniyelere indirilecek. Otomobil ve ev sigortacıları, bir süredir anında teklif vermeyi mümkün kılıyor, ancak telematik ve ev içi Nesnelerin İnterneti (IoT) cihazlarının yaygınlaşması ve fiyatlandırma algoritmalarının olgunlaşmasıyla, daha geniş bir müşteri yelpazesine anında poliçe sunma yeteneklerini geliştirecekler.
Sigortalama ve fiyatlandırma
2030 yılında, sigortalama işlemleri büyük ölçüde otomatikleştirilecek ve derin öğrenme modelleri ile desteklenecek. Bu modeller, sigorta şirketlerinin geniş veri setlerini analiz ederek anında risk değerlendirmesi yapmasına ve uygun fiyatlandırma yapmasına olanak tanıyacak. Regülatörler, YZ destekli modellerin şeffaf ve izlenebilir olmasını sağlamak için bu modelleri inceleyecek.
Talepler
2030’da taleplerin işlenmesi büyük ölçüde otomatikleştirilecek. Gelişmiş algoritmalar, taleplerin ilk yönlendirmesini yapacak, bu da verimliliği ve doğruluğu artıracak. IoT sensörleri ve drone’lar gibi veri toplama teknolojileri, kaybın ilk bildiriminde geleneksel yöntemlerin yerini alacak. Hasar tespit ve onarım hizmetleri, kayıp anında otomatik olarak tetiklenecek. Otomatik müşteri hizmeti uygulamaları, çoğu poliçe sahibi etkileşimini ses ve metin üzerinden yönetecek. Tüm bu yenilikler, sigorta sektörünü köklü bir şekilde değiştirecek ve müşteri deneyimini optimize ederek daha verimli ve etkili hizmet sunumuna olanak tanıyacak.
Önemli riskler ve engeller
Dönüştürücü her yeni teknoloji beraberinde bazı riskler ve zorluklar da getirir. KPMG’nin araştırmalarına göre, yapay zekanın büyük potansiyeline rağmen, CEO’lar bu konuda önemli engellerle karşı karşıya olduklarının da farkındalar. YZ karar alma süreçlerinde etik sorunlar ve sağlam bir düzenleyici çerçevenin eksikliği en önemli endişeler arasında yer alıyor. KPMG’nin 2023 Sigorta CEO Görünümü raporuna göre, CEO’ların yüzde 52’si bu iki konuyu son derece zorlayıcı buluyor. Rapor ayrıca katılımcıların neredeyse üçte ikisinin (yüzde 64) karmaşık düzenleyici ve vergi gelişmelerinin yeni teknolojilere yatırım yapma konusunda güvenlerini azalttığını belirtiyor. CEO’ların yüzde 72’den fazlası, YZ düzenlemelerinin iklim taahhütleri düzenlemelerinin ciddiyetiyle paralel olması gerektiği konusunda hemfikir.
Sigortacılık sektörü, otomasyon, derin öğrenme ve dış veri ekosistemlerinin benimsenmesiyle 2030 rotasına giriyor.
Siber güvenlik de sigortacı CEO’lar için büyük bir endişe kaynağı. CEO’ların yüzde 85’i, artan tehditler ve eski sistemlerin savunmasızlığı konusunda endişeli. Araştırmaya katılanların yüzde 63’ü, siber güvenlik ve gizliliği iyileştirmenin müşteri sadakatini artıracağına inanıyor. Başarılı YZ uygulamaları, yüksek kaliteli veriye dayanıyor. KPMG raporu, daha iyi veri yönetimi ve entegrasyonunun en büyük faydalardan biri olduğunu belirtiyor. CEO’lar, iyi organize edilmiş verinin YZ’nin doğru, şeffaf ve adil kararlar vermesi için gerekli olduğunu biliyorlar. Bu durum, yapılandırılmamış veya parçalanmış verilere sahip sigortacıların yeni mevzuatlara uymakta ve piyasada güven inşa etmekte zorluklarla karşılaşacağı gerçeğiyle de bağlantılı. Son olarak, sigortacılar sigorta teknolojileri geliştiren girişimlerle iş birliği yapmama riskini de taşıyorlar. Ekosistemleri ve platformları benimsemek, sigortacıların pazar değişikliklerine uyum sağlamasına ve pazar bozulma riskini azaltmasına yardımcı olabilir. Geleneksel sigortacılar ile InsurTech firmaları arasındaki etkileşim, sektör genelinde yeniliği teşvik etmek ve hizmet verilmeyen segmentlere kapsam sağlamak için hayati öneme sahip. İş birliği, sigortacılığı daha kapsayıcı, müşteri odaklı, veri odaklı ve teknoloji destekli bir geleceğe yönlendirebilir.
Hızlanan değişimlere nasıl hazırlanmalı?
Sigortacılık sektörü, otomasyon, derin öğrenme ve dış veri ekosistemlerinin geniş çapta benimsenmesi ve entegrasyonu ile hızla evrilecek. 2030’da sigortanın nasıl olacağını kimse tam olarak tahmin edemese de sigorta şirketleri bu değişime hazırlanmak için birkaç adım atabilir.
1. Yapay zeka trendlerine odaklanın
Sektördeki büyük değişimler teknoloji odaklı olacak olsa da bu sorunların çözümü sadece BT ekibinin sorumluluğuna düşmeyecek. Yönetim kurulu üyeleri ve müşteri deneyimi ekipleri, YZ ile ilgili teknolojiler hakkında derinlemesine bilgi sahibi olmalı. Bu çaba, kesintilerin nerede ve ne zaman meydana gelebileceğini anlamak ve iş kolları için ne anlama geldiğini vurgulamak için hipotez odaklı senaryoların keşfedilmesini içermeli. Sigortacılar, sınırlı ölçekli IoT pilot projelerinden çok az bilgi edinebilirler. Bunun yerine, IoT ekosisteminde nasıl yer alabileceklerini anlayarak amaçlı bir şekilde ilerlemeliler. Pilot ve konsept kanıtı (POC) projeleri, bir teknolojinin nasıl çalıştığını test etmenin yanı sıra, bir sigortacının belirli bir rolü ne kadar başarılı bir şekilde yürütebileceğini de değerlendirmeli.
2. Tutarlı bir stratejik plan geliştirin ve uygulamaya başlayın
YZ araştırmalarından elde edilen bilgiler üzerine inşa ederek, sigorta şirketleri teknolojiyi iş stratejilerini desteklemek için nasıl kullanacaklarına karar vermeli. Üst yönetim ekibinin uzun vadeli stratejik planı, operasyonları, yetenekleri ve teknolojiyi kapsayan çok yıllı bir dönüşümü gerektirecek. Sigortacılar, hangi alanlarda yatırım yapacaklarına ve hangi stratejik yaklaşımın (yeni bir varlık oluşturmak veya iç stratejik yetenekler geliştirmek gibi) kuruluşları için en uygun olduğuna dair bir perspektif geliştirmeli. Bu plan, veri, insanlar ve kültür gibi büyük ölçekli, analitik tabanlı her girişimde yer alan dört boyutu ele almalıdır. Plan, YZ tabanlı pilotların ve POC’lerin bir yol haritasını içermeli ve organizasyonun hangi bölümlerinin beceri geliştirme veya odaklı değişim yönetimi yatırımları gerektireceğini detaylandırmalı.
Yıkıcı teknolojileri fırsat olarak gören sigortacılar 2030’da sektör liderliğine oynayacak.
3. Kapsamlı bir veri stratejisi yürütün
Veri artık her organizasyon için en değerli varlıkların başında geliyor ve sigorta sektörü de farklı değil. Sigortacıların riski nasıl belirledikleri, ölçtükleri, konumlandırdıkları ve yönettikleri, poliçenin yaşam döngüsü boyunca elde ettikleri veri hacmi ve kalitesine dayanır. Çoğu YZ teknolojisi, çeşitli kaynaklardan gelen yüksek hacimli verilerle en iyi şekilde performans gösterir. Bu nedenle, sigorta şirketleri hem iç hem de dış veri konusunda iyi yapılandırılmış ve uygulanabilir bir strateji geliştirmeli. İç veriler, yeni analitik içgörüler ve yeteneklerin çevik bir şekilde geliştirilmesini sağlayacak şekilde organize edilmeli. Sigorta şirketleri, dış verileri değerlendirirken, iç veri setlerini zenginleştiren ve tamamlayan verilere erişim sağlamaya odaklanmalı. Gerçek zorluk ise bu verilere maliyet açısından verimli bir şekilde erişmek.
4. Doğru altyapıyı oluşturun
Sigorta şirketleri, YZ destekli sigortacılıkta başarılı olmak için yeni teknolojilerden yararlanarak yenilikçi ürünler yaratmalı, yeni veri kaynaklarından bilişsel öğrenme içgörüleri elde etmeli, süreçleri kolaylaştırmalı ve maliyetleri düşürmeli ve müşteri beklentilerini aşmalı. Bunu yapmak için sigorta şirketlerinin analitik ve teknolojiyi iş süreçlerine entegre etmeleri ve bu yetenekleri şirket içinde geliştirerek sağlam bir altyapı oluşturmalı. Bu altyapı, sürekli eğitim ve gelişim programları ile desteklenmeli ve organizasyon genelinde bir kültürel değişimi teşvik etmeli. YZ kullanımıyla değer yaratmak isteyen sigorta şirketleri, veri mühendisleri, veri bilimcileri, teknoloji uzmanları, bulut bilişim uzmanları ve deneyim tasarımcıları gibi kritik yeteneklere sahip çalışanları çekmek ve elde tutmak için agresif bir strateji geliştirmeli.
Gelecek öngörüleri
Önümüzdeki on yılda teknolojideki hızlı ilerlemeler, sigortacılık sektöründe köklü değişimlere yol açacak. YZ tabanlı sigortacılıkta kazananlar, yeni teknolojileri kullanarak yenilikçi ürünler yaratan, yeni veri kaynaklarından bilişsel öğrenme içgörüleri elde eden, süreçleri kolaylaştıran ve maliyetleri düşüren ve bireyselleştirme ve dinamik uyum için müşteri beklentilerini aşan sigorta şirketleri olacak.
En önemlisi, yıkıcı teknolojileri fırsat olarak kabul eden sigortacılar, 2030’da sektör liderliğine oynayacak.
Bu yazı Digital Report Dergisinin 19. sayısında yayınlanmıştır.