Yapay zekanın öncüsü Joseph Weizenbaum’un Eliza’yı ilk ‘chatbot’ olarak sunmasından 50 yıl sonra, yazılım ve yapay zeka alanındaki birçok gelişme, hayatımızı değiştirmeye hazırlanıyor.
Doğal dil işleme tekniğini kullanarak hazırlanan bir bilgisayar yazılımı olan Eliza, MIT Labaratuvarları’nda Joseph Weizenbaum tarafından 1966’da tamamlandı. 200 satırlık bir koddan oluşan Eliza, kendisiyle etkileşime geçen insanların duygusal bir bağ kurabilmesiyle de tarihe geçti. Bugün 50 yaşındaki bu yazılım, ilk ‘chatbot’ olarak kabul ediliyor.
Elbette, o günden bugüne çok şey değişti. Artık doğal dil işleme ve yapay zekanın yanı sıra, makine öğrenimi, derin öğrenme, bilişsel bilişim gibi teknolojiler de işin içine girdi. Bugün, sadece Facebook’taki sohbet bot’larının sayısı 30 bini aşıyor.
Bu sistemlerin yaygınlaşmasının sebeplerinin başında, işleri pratik bir şekilde çözmeleri gelirken, insanların uygulamalardan sıkılmış olmasının da etkisi var. Bunu ComScore’un bir araştırması harika özetliyor; akıllı telefon kullanıcılarının yüzde 68’i sadece üç ya da daha az uygulama kullanıyor. Bunlar içerisindeki en yaygın olanlar ise mesajlaşma uygulamaları.
Sohbet bot’ları ne işe yarar?
Tıpkı bir arkadaşınızla mesajlaşır gibi sizinle etkileşime geçen bu bot’lar, sorularınızı yanıtlayabilir, size bir şeyler önerebilir, en önemlisi de bir soru bir cevaptan öte bir diyalog kurabilirler.
Onlarla bir arkadaş gibi konuşmak için henüz erken, fakat alışveriş, tavsiye, bilgi verme gibi amaçlarla kullanımdalar.
Önceki sistemlerin ne eksiği vardı?
Bugün hâlen yaygın kullanımda olan self servis sistemler, sonuç sağlayabilmek için kullanıcının daha fazla efor harcamasını gerektiriyordu. Bir teknik destek uygulaması bile birçok dokunma sonrasında işleminizi yapabiliyor, yardım gerektiğinde ise telefon edip beklemek gerekiyordu. (Aslına bakarsanız, sohbet bot’ları dışındaki neredeyse her hizmet, çoğunlukla bu durumda.)
Şirketler için ne getirisi var?
Sohbet bot’ları şirket içi iş akışını düzenlemekte kullanılabileceği gibi, müşterilere şirketlerle konuşma olanağı da veriyor. Elbette bunlar gerçek diyalog sayılmazlar, çünkü bir yapay zeka sizi yanıtlıyor ve insana gerek olmadan, probleminizi çözüyor. Çözemediği aşamada ise ikinci seviyeye yani bir insanın yardımına ihtiyaç duyuluyor. Bu da zaman, enerji ve şirketler için en önemli şey olan kaynak tasarrufu anlamına geliyor.
İç kullanımda ise örneğin insan kaynaklarında çalışanlara temel eğitim vermek, şirketle ilgili olabilecek soruları yanıtlamak için işe yarayabilirler. Benzer şekilde ajandanızı düzenlemek, kişilerle konuşarak toplantı takvimi belirlemek, toplantı notlarını yazılı hâle getirerek herkese göndermek gibi işler için de uygunlar.
Hangi şirketlere avantaj sağlar?
Aslına bakarsanız her şirkete bir avantaj sağlayabilir. Satış öncesi bilgilendirme yapabilir, teknik destek verebilir, kampanyalardan haberdar edebilir, ürün seçmeye yardımcı olabilir, bunun gibi daha birçok şeyi yapabilir.
Sohbet bot’larından faydalanmaya başlayacakların başında perakendeciler, teslimat hizmetleri, taksi şirketleri geliyor. Bunlar, sohbet bot’larını ürün, yiyecek ya da doğrudan sohbet üzerinden hizmet sunmak için kullanıyorlar.
Gelecekte ne gibi değişiklikler olabilir?
Aslında bu ucu açık bir durum. Örneğin tıpkı akıllı ev kavramı gibi akıllı işyeri için de sohbet bot’larından faydalanılabilir. Sistem görevleri sohbet bot’ları üzerinden düzenlenebilir. Örneğin iklimlendirme sistemi ayarı, sunucuların temel yönetimi vb. algılayıcılara bağlı işler de bir sohbet penceresinden kolayca yapılabilir.
Sohbet bot’ları yaratıcılığı da artırabilir
Uygulama senaryoları ve üreticilerin kısa geliştirme döngüleri, sohbet bot’larının gelişiminin önünü açacak. Müşteri etkileşimi kadar iç iletişimde de fayda sağladığını gören şirketler, bir bir bu teknolojiyi kullanmak istiyorlar.
Çoğu angarya sayılabilecek işlerin arkasında sohbet bot’larını gördükçe, çalışanlar da daha çok vakit kazanacak. Bu da yaratıcı işler yapabilmek için ayrılan vaktin artacağı anlamına geliyor.