Sosyal medya konsepti özünde iletişim, haberler, eğlence, kişisel fikirler ve marka etkileşimi gibi farklı sosyal ihtiyaçları dijital olarak karşılayan platformlar bütünüdür. İnsanlar, bu mecralarda bağlantı kurmak, güncel gelişmeleri takip etmek, eğlenmek, kendilerini ifade etmek ve markalarla etkileşimde bulunmak için aktif olarak zaman geçirirler. İnsanların fikirlerini paylaşabileceği en ideal zeminlerden birini temsil eden bu platformlar, onlardan yüz yıllar önce, Antik Yunan’ın sosyal medyaları agoraların kültürel bir eksikliğini de aynen çağımıza taşıyorlar: Dışarda kalanları.
Kapıyı aralamak
Kapıyı dışarda kalanlar için aralamanın kalıcı bir çözümü olabilir: Sosyal reset. Bu kavram, belirli periyotlarda kullanıcı etkileşimlerinin ve takipçi sayılarının sıfırlanması, ardından ise canlı hizmet oyunlarından aşina olduğumuz sezonların benzeriyle herkesin aynı başlangıç noktasına geri getirilmesini öneriyor. Peki ama uğurlarına sosyal medyayı yeniden hayal ettiğimiz bu dışarda kalanlar kimler? Sizsiniz.
Günümüzde tipik bir sosyal ağda bulabileceğiniz dört ana kullanıcı tipi bulunuyor:
- İçerik üreticileri: Düzenli olarak içerik üretenler; videolar, yazılar, görseller vb. paylaşarak takipçi sayısını artırmayı ve bu sayede gelir veya dolaylı fayda elde etmeyi amaçlarlar.
- Tüketiciler: İçerik tüketmeye odaklananlar; başkalarının paylaşımlarını izleyen, etkileşime geçen ve düzensiz olarak içerik paylaşanlar.
- Profesyoneller ve markalar: İş amaçlı kullananlar; pazarlama, iş bağlantıları, kariyer geliştirme için aktif olanlar.
- Botlar/Troller: Belirli bir hizmet veya bilgi sunmak amacıyla tasarlanmış botlar. Troller ise belirli bir ajanda çerçevesinde ya da mizah amacıyla gerçeği saptıran, diğer sosyal medya kullanıcılarını hedefleyen kişiler.
Peki, günümüzde bir tüketici içerik üretici olmak isterse ne olur? Aslına baktığınızda, bugün bu işe girişmenizin önünde somut herhangi bir engel bulunmuyor. Ancak halihazırda arkadaş çevrenizden oluşan sosyal medya çevrenizi milyonlarca kişiye genişletmek hiç de kolay ve eğlenceli bir iş değil. Trendleri takip etmeli, araştırmalı, doğru etiketleri (#TrolleriBeslemeyin) bulmalı ve bu konuda paylaşılan sayısız pratikleri takip etmelisiniz.
Kaldı ki kısa bir araştırma yaptığınızda bu işin çok sözde uzmanı olduğunu ve hepsinin küçük bir meblağ karşılığında büyük sırrı (!) sizinle paylaşmaya gönüllü olduğunu görebilirsiniz… Peki ama hani olay sadece fikirlerimizi paylaşmak ve tatilde nereye gittiğimizi arkadaşlarımızın gözüne sokmaktı?
Her şeyi sıfırlamaya ne dersiniz?
Sosyal medyanın bir yarış olmadığı aldatmacasını bir kenara bırakalım; aktif kullanıcıların neredeyse hepsi daha fazla takipçi ve beğeni istiyor. Bu gerçeğin ön kabulüyle bizimle hayal edin: Belirli dönemlerde tüm sosyal medya kullanıcılarının etkileşimlerinin ve takipçilerinin sıfırlandığını sonrasında ise herkesin aynı noktadan tekrar başladığını düşünün. Ancak bu sıfırlama sonrasında, sosyal medyadaki önceki “başarılarının” mirasını da profillerinde taşısınlar. Tanıdık geldi, değil mi? Fortnite, Valorant, Diablo ve canlı hizmet (live service) iş modeline sahip saymakla bitmez sayısız oyunda kullanılan sezon sistemini sosyal medya platformlarına getirmekten bahsediyoruz.
X’te yapılan paylaşımların %92’si kullanıcıların %10’u gibi küçük bir kitle tarafından gerçekleştiriliyor.
Sezon sistemi genellikle belirli bir zaman dilimi içinde bir dizi yenilik, içerik veya etkinliği kapsayan, genellikle belirli bir tema veya odak noktasına sahip olan yapılandırılmış bir süreçtir. Özellikle oyun endüstrisinde popüler olan bir model olmasına rağmen, sezon sistemi artık birçok farklı platform ve hizmet tarafından da tercih ediliyor.
Her sezon, genellikle birkaç hafta veya birkaç ay süren belirli bir süreyi kapsar. Bu süre zarfında, yeni özellikler, içerikler, etkinlikler ve bazen oyunlarda veya diğer platformlarda önemli değişiklikler gerçekleşebilir.
Kullanıcı deneyimi değişmeyecek
Endişeye mahal yok, olası bir sosyal reset alıştığımız uygulama arayüzlerini değiştirmeyecek. İlginçtir ki halihazırda buna çok uygun şekilde tasarlanmış durumdalar!
Örneğin Instagram, Twitter ve TikTok’u ele alalım. Bu üç devasa platformun ana sayfası da bize sadece takip ettiğimiz insanları göstermiyor. Algoritmalar sizin için “doğru” olduğunu düşündüğü bir başkasının içeriğini sizin ana sayfanıza getiriyor. Bu konuda da oldukça başarılı olan platformlar bu sayede etkileşim sürelerini yukarı taşımayı başarıyorlar. Ayrıca artık insanları takip etmeden listeler yaparak içeriklerini düzenli olarak görüntülemekte oldukça popüler bir yöntem haline geldi.
Oyunlar ve sosyal medya arasındaki benzerlik
İnsanların ilgi alanları, tercihleri ve günlük aktiviteleri genellikle karmaşıktır ve birbirleriyle etkileşim içindedir. İşte bu bağlamda, oyun oynama isteği ile sosyal medya kullanımı arasında bazı benzerlikler tespit etmek mümkün.
İlk olarak, her iki aktivite de genellikle insanların boş zamanlarını değerlendirmesi ve eğlence amacını taşır. Oyunlar zorlayıcı görevler ve stratejik düşünce gerektiren unsurlar içererek eğlenceli bir aktivite sunarken, sosyal medya da kullanıcılara çeşitli içerikleri keşfetme ve paylaşma imkanı tanır.
Sosyal etkileşimler açısından, oyunlar genellikle çok oyunculu deneyimler sunarak kullanıcıların bir araya gelmelerine ve etkileşimde bulunmalarına olanak tanır. Benzer şekilde, sosyal medya platformları da çevrenizle iletişim kurma ve topluluklar içinde yer alma fırsatı sunar.
İnteraktif deneyimler, oyunlar ve sosyal medyanın bir diğer ortak noktasıdır. Oyunlar, oyunculara çeşitli seviyelerde etkileşim ve kontrol sunarak kişiselleştirilmiş deneyimler sağlar. Sosyal medya platformları da kullanıcılara içeriklere yorum yapma, beğenme ve paylaşma gibi interaktif özellikler sunarak katılımcı bir ortam oluşturur.
Rekabet ve başarı, her iki aktiviteyi birbirine bağlayan diğer bir önemli faktör. Oyunlar genellikle oyuncuları skorlar, sıralamalar veya başarı rozetleri ile ödüllendirerek rekabeti teşvik eder. Sosyal medya ise beğeni sayıları, takipçi sayıları gibi ölçütlerle kullanıcılar arasında bir rekabet ortamı oluşturur. Peki hangisi daha adil?
Sezon sistemi sosyal medyaya ne katabilir?
Sezon sistemi sosyal medyanın demokratikleşmesi için birçok fayda sağlayabilir:
- Erişim ve fırsat eşitliği: Sezonlar, kullanıcılara yarışa aynı anda başlama fırsatı sunar.
- Topluluk katılımını teşvik: Her sezon, kullanıcıları platforma geri dönmeye teşvik eder. Bu, farklı kullanıcıların düzenli olarak platformda aktif olmasını ve seslerini duyurabilmelerini sağlar.
- Kullanıcı odaklılık: Sezonlar, kullanıcıların belirli bir tema veya odak üzerinde birleşmelerini sağlar. Bu, topluluğun belirli bir konuda bir araya gelerek fikir alışverişinde bulunmasına ve etkileşim kurmasına olanak tanır.
- Çeşitlilik ve yaratıcılık: Her sezon, farklı içeriklerin, özelliklerin veya temaların vurgulanmasına izin verir. Bu da platformun çeşitliliğini ve kullanıcıların farklı perspektiflerden yararlanmasını sağlar ve insanların kendi suskunluk sarmallarını oluşturmalarını engeller.
Her sezon, kullanıcıların platformda etkileşimde bulunma ve içerik üretme konusundaki katılımını teşvik ederek, sosyal medyanın demokratikleşmesine yardımcı olabilir. Ayrıca bu dönüşüm, bot veya troll olarak adlandırılan hesapların da temizlenmesine yardımcı olabilir.
Bir önceki sezonlardan edindiğiniz birikimler ise oyunlardaki ‘legacy’ sistemi gibi rozetlerle gösterilebilir. Bu sayede bir hesaba güvenmek için satın alınabilen etkileşimler veya takipçiler yerine bu geçmiş başarılara göz atabiliriz.
Sosyal medya platformları hayatta kalmak için kullanıcıların içerik üretmelerine ve buna istekli kalmalarına ihtiyaç duyuyor.
Oyun endüstrisinde canlı hizmet modeli ve sezonlar
Statista’ya göre günümüzde 250 milyar dolar pazar hacmine ulaşan oyun sektörü, son yıllarda sezon sisteminden oldukça iyi sonuçlar alıyor. Bu iş modelinin başarısını anlamak için aylık oyuncu sayısına göre en çok oynanan bilgisayar oyunlarına göz atmak yeterli. Listedeki en çok oynanan 20 oyun arasından 14’ü sezon sistemine sahip. Bu durum, sağlıklı rekabet ortamının oyuncular üzerindeki pozitif etkisini gösteriyor.
Digital Report hayalen ve gururla sunar: DOPP
Oyun oynamanın ve sosyal medya kullanımının arkasındaki ana motivasyonu tek kelimeyle açıklayacak olsak ‘dopamin’ derdik. O zaman gelin DOPP adında hayali bir platform yaratalım ve sosyal reset’li bir dünya nasıl olurmuş birlikte hayal edelim:
- Sezonlar ve temalar: DOPP, sezonlar halinde çalışır. Her sezon, belirli bir tema veya odak noktası etrafında şekillenir.
- Rozetlerin işleyişi: DOPP, kullanıcıların başarılarına ve katılımlarına dayalı olarak rozetler sunar. Örneğin: “Yaratıcı Görüntü” rozeti: Kullanıcılar özgün ve ilgi çekici görseller paylaştıkça bu rozeti kazanır. Bu rozetler algoritmalar için bir tetikleyici işlevi de görür. Eğer siz ilham alacağınız görsel tasarımlar arıyorsanız, DOPP size “Yaratıcı Görüntü” rozetine sahip kişileri önerme eğiliminde olacaktır.
- Erişim ve fırsat eşitliği: Herkesin aynı sezon boyunca aynı özelliklere ve fırsatlara erişebilmesi için sezonlar belirli bir süreyle sınırlıdır. Bu, kullanıcıların başlangıç noktasını eşitleyerek herkesin aynı şartlarda içerik üretmesine olanak tanır.
- Fenomenler: DOPP, kullanıcıların içerikleri üzerinden gelir elde etmelerine olanak tanır. Örneğin:
- İçerik Sponsorlukları: Belirli rozetlere sahip ve belirli bir izleyici kitlesine ulaşmış kullanıcılar, markalarla sponsorluk anlaşmaları yaparak gelir elde edebilirler.
- Premium İçerik: Kullanıcılar, premium içerikler üreterek abonelik sistemiyle gelir elde edebilirler. Özel içeriklere erişim için ücretlendirme yapılabilir.
- Kullanıcı geri bildirimi ve gelişim: Sezonlar arasındaki zaman dilimi, kullanıcıların platform hakkındaki geri bildirimlerini toplamak ve bu geri bildirimlere dayalı olarak platformu iyileştirmek için kullanılır. DOPP, kullanıcıların görüşlerini ve önerilerini önemser ve bu doğrultuda gelişir.
- Bot ve trol temizliği: Sezonlar arası dönemler, platformda bulunan bot veya troll hesapların tespit edilip temizlenmesi için kullanılır. Bu, platformun daha sağlıklı ve gerçekçi bir ortam oluşturmasına yardımcı olur.
DOPP ile içerik üreticilerin organik büyümelerini teşvik edecek, içerik kalitesini öne çıkaracak ve kullanıcılarına daha adil bir gelir dağılımı sağlacak bir platform hayal ettik. Günümüz sosyal medya platformlarının eleştiri aldığı bazı noktalara odaklanarak kurduğumuz bu hayalde, kullanıcıların sağlıklı ve dengeli bir şekilde platformu kullanmalarına ve içerik üretmelerine olanak tanınmasını amaçladık.
Tiktok neden başarılı oldu?
Sosyal medya kullanıcılarının yeni bir platform ve başlangıç arayışı sıklıkla gündeme geliyor. Mastodon, BeReal veye Spill gibi uygulamaların 2023’de yaptığı çıkışlara rağmen bunun en belirgin örneği Meta çatısı altında kurulan “yazılı Instagram” Threads oldu.
Sadece iki gün içerisinde 50 milyon kullanıcıya ulaşan platform “Twitter katili” olarak anılıyordu. Kısa süre içerisinde kullanıcı sayısında büyük düşüşler yaşanmasına rağmen, insanların Threads veya diğer yeni uygulamalara gösterdikleri eğilim, mevcut düzendeki birtakım sorunları net bir şekilde gözler önüne seriyor. Bunu durumu daha iyi anlamak için sosyal ağ piyasasında tutunmayı başarmış görece yeni bir platformu yakından inceleyelim:
TikTok’un yükselişi, sosyal medya deneyimlerinin nasıl olması gerektiğine dair yeni bir bakış açısı getirdi. Özellikle yeni gelen kullanıcılar için bu bakir mecra adeta bir “sosyal reset” etkisi yarattı. Instagram ve Twitter gibi platformlarda umduklarını bulamayan yüz milyonlarca kullanıcı, soluğu uzak diyarlardan batıya gelen bu yeni platformda aldı. Tiktok sosyal medyada ikinci bir şansa sahip olmak isteyen kullanıcıların ihtiyaç duydukları sosyal reset etkisini yarattı.
TikTok sosyal medyada ikinci bir şansa sahip olmak isteyen kullanıcıların ihtiyaç duydukları sosyal reset etkisini yarattı.
TikTok’un yenilikçi formatı, kısa ve eğlenceli videolarla dikkat çekti. Kullanıcılara yaratıcılıklarını sergileyebilecekleri ve içeriklerini paylaşırken takipçi baskısı gibi endişelerden uzak bir ortam sunan TikTok, bugün 1 milyar gibi akıl almaz bir sayıya ulaşan aktif aylık kullanıcı sayısıyla günümüzdeki en popüler platformlardan birisine dönüştü. Bunda kullanıcılara sağladığı gelir edinme olanakları ve yenilikçi algoritmasının sevilmesi de etkili oldu fakat TikTok’un başarısında sosyal reset’in etkisi de göz ardı edilemez. Kullanıcıların bir ihtiyacı olduğu açıkça ortada fakat platformları böylesine köklü bir değişikliğe nasıl ikna edebiliriz?
Sezonlar sosyal ağlar için de kârlı olabilir
Hayalini kurduğumuz demokratik sosyal medya ortamı, kullanıcıları daha fazla içerik üretmeye ve daha çok paylaşmaya teşvik ederek platformlara çeşitli içerik ve geniş bir izleyici kitlesi sağlayabilir. Böylece viral pazarlama, reklam geliri, iş birlikleri, kullanıcı verisi ve topluluk oluşturma gibi yollarla platformlara kazandırabilir. Kullanıcılar aktif olarak katılmayı sürdürdükçe platformlar daha etkili ve çeşitli hizmetler sunabilir; bu da hem kullanıcı deneyimini iyileştirir hem de gelir potansiyelini artırabilir.
Sana çok ayıp ettik Clippy…
Yeni bir başlangıç…
Şimdiki aklınızla Twitter veya Instagram’ın açıldığı ilk tarihe dönebilseydiniz, içerik üretme konusunda daha istekli olurdunuz, öyle değil mi?
Biz herkesin ikinci bir şansı hak ettiğine inanıyoruz. Fenomen tekeller ve büyük sermayeli kampanyalardan uzak, daha bizden ve demokratik bir sosyal medyada görüşmek üzere.
Bu yazı Digital Report Dergisinin 18. sayısında yayınlanmıştır.