Squid Game şüphesiz online platformlardaki içerikler içerisinde son zamanların en çok konuşulan dizisi. 17 Eylül’de tüm dünyada yayınlanmasının ardından popülaritesi giderek arttı ve güncel rakamlara göre Squid Game şu ana dek 111 milyondan fazla izleyiciye ulaştı ve bu rakam ile lansman sonrası geçen süre açısından bakıldığında Netflix’in en çok izlenen dizisi oldu. Diziye olan ilgi Netflix ile sınırlı da değil. Twitter’da defalarca en çok konuşulanlar arasına giren diziye ait kıyafetler satış rekorları kırıyor, dünyanın farklı yerlerinde Squid Game konseptli dükkânlar açılıyor.
Squid Game neden bu kadar sevildi?
Güney Kore yapımı dokuz bölümlük gerilim-drama temalı dizi en kısa ifade ile bir hayatta kalma mücadelesini ekrana taşıyor. Dizide maddi sıkıntı yaşayan yüzlerce kişi kazananın 38 milyon dolar ödül alacağı ancak ucunda ölüm tehlikesi de olan bir oyuna katılma daveti alıyor. Oyuna katılıp hayatta kalabilmek adına her şeyi yapmak zorunda kalan kişiler arasında hayatta kalanlar bir sonraki etaba geçiyor ve her etapta karşılaştıkları tehlikenin boyutu da artıyor.
Dizi hakkında yapılan paylaşımlara bakılınca izleyicilerin diziye dair hem çok fazla sevecek hem de nefret edecek şeyler bulduklarını görüyoruz. Hala izlemeyenler için ipucu vermemek adına detaya girmeden şunu söyleyebilirim ki son derece çarpıcı bir ilk bölümün ardından ölüm oyununda işler çığırından çıkmadan yönetmen ikinci bölümde tüm karakterleri detaylıca tanıtıyor. Sinematografik açıdan bu nüanslar çok fazla izleyici etkiliyor elbette ama sanırım çoğu insanı vuran dizide işlenen hikayedeki sosyo-ekonomik çaresizlikler oluyor. Hatırlayın, bir başka Güney Kore yapımı Oscar ödüllü “Parasite” de benzer şekilde kapitalizmin aç gözlülüğünü hedef alan konusu ile çok fazla konuşulmuştu.
Netflix eş CEO’su Ted Sarandos kısa süre önce Squid Game’in şu anda dünyanın İngilizce olmayan en önemli dizi içeriği olduğunu ve aynı zamanda Netflix’in de şimdiye kadar yapılmış en büyük şovu olduğunu ifade etmişti. Squid Game ilk günlerde çok fazla konuşulan ve izlenen ancak akabinde yavaş yavaş düşüşe geçen diğer Netflix içeriklerinin aksine giderek daha da yükseliyor.
Bununla birlikte Squid Game’de Güney Kore’nin toplumsal cinsiyet eşitliği alanında dünyada çok geride olduğunu bazı sahnelerde net bir şekilde görebiliyoruz. Bu da diziden hoşlanmayanların en ciddi argümanı. Yönetmen bu kültürü, kadın yarışmacıların bazı görevlere uygun görülüp görülmeyeceği üzerine dönen tartışmalarla yansıtıyor.
Dizi duygusal açıdan birçok beklentiye cevap veriyor. Komik anlar da yaşanıyor, sunduğu dünya görüşü ile zaman zaman korkutucu da olabiliyor. Hatta insanlığın en acayip içgüdülerini ortaya koyması açısından ürkütücü de. Bununla birlikte şiddet sevmeyen biri iseniz pek size göre olmayabilir. Şiddet sahneleri abartı değil aksine çok gerçekçi ve ölüm sahneleri ciddi anlamda rahatsız edici. Dizi ile ilgili asıl tartışmalar da bu noktada çocukların diziye olan ilgisi nedeniyle başlıyor.
Çocukların da ilgisini çekiyor
Dizi hızla fenomene dönüşürken haliyle dijital ekranlarla iç içe yaşayan çocukların da ilgisi çekiyor. Squid Game’in odağında oyun olması bunu kolaylaştırıyor. Ancak dizide oynanan oyunların çerçevesinde yaşanan şiddet olayları çocukların uzak durması gereken cinsten. Squid Game’deki karakterler, klasik Kore çocuk oyunlarının diziye özel kurgulanan versiyonlarda büyük bir nakit ödül için yarışıyor ve her turun sonunda “kaybedenler” öldürülüyor.
Oyunlar yetişkinlere uygun şekilde son derece stilize arenalarda sahneleniyor. Her meydan okumadan sonra, bu geleneksel çocuk oyun alanları kana bulanmış ve ceset yığınlarıyla dolup taşıyor.
Çocukların diziye artan ilgisi karşısında, şiddet içeren sahnelerinden dolayı bazı ülkelerden birtakım önlemler gelmeye başladı. Örneğin Avustralya’da 15 yaş üstü izleyici sınırı getirildi.
İngiltere’de de benzer şekilde bir sivil toplum kuruluşu altı yaşındaki çocukların dizideki şiddet içeren meydan okumaları taklit ettiğini bildirdikten sonra, ebeveynlere, çocuklarına Squid Game’i izlememelerini tavsiye etti. Her ne kadar dizideki oyunların çoğu özel silah ve ekipman gerektirse de, misket ve halat çekme gibi bazı oyunlarının şiddet içeren versiyonlarına çocukların özenmesi beklenen bir durum.
Squid Game temalı içerikleri en yoğun olduğu mecralar; TikTok ve YouTube
Çocukların diziye olan ilgisini TikTok ve YouTube’da dizi ile ilgili üretilen içeriklere bakarak anlamak mümkün. YouTube Kids’te birçok kanal, Squid Game trendinden yararlanıyor. YouTube’da “How to Draw Squid Game” karakter videolarını sıklıkla görüyoruz. Oyun platformları da Squid Game’in rüzgarından fazlasıyla yararlanıyor. Kullanıcıların kendi dünyalarını oluşturabildiği bir oyun platformu Roblox, Squid Game temalı bir oyun dünyası yarattı. Şu anda Roblox üzerinde yüzden fazla mini oyun bulabilmek mümkün. Çocuklar arasında popüler olan bu video oyunu, kullanıcıların oyun programlamasını ve diğer kullanıcılarla paylaşmasını sağlıyor.
Dizi kesinlikle çocukların dijital kültürlerinde yeni bir çılgınlık. “Kırmızı Işık, Yeşil Işık” Squid Game’in en çok paylaşılan sahnelerinden biri haline geldi: Bu oyunda ölümcül bir hareket sensörü görevi gören dev animatronik bebek yoğun bir şekilde meme’leştirildi. Bu oyuncak bebek, genellikle Squid Game ile ilgili çocukların YouTube içeriklerin küçük resimlerinde yer alıyor.
Bu videoların çoğu kendi başlarına zararsız gibi görünse, Squid Game’in açıkça küçük çocukları hedef alan dijital içeriğe nasıl sızdığını bize gösteriyor. Squid Game’in çocuk oyunlarına odaklanması ve bu oyunları renkli çekici alanlarda sunması göz önüne alındığında, şovla ilgili viral çevrimiçi içeriklerin çocukları ıskalamaması şaşırtıcı değil. Diğer yandan yetişkinlere ve çocuklara yönelik çevrimiçi içerik arasındaki sınırların her zaman belirsiz olduğunu da unutmamak gerek.
Squid Game’in çocuklar üzerindeki etkisine ilişkin endişeler de benzer bir niteliğe sahip. Bu korkular yetişkinlerin yeni medyanın küçük çocuklara yönelik çevrimiçi içeriğe ne kadar kolay sızabileceği konusundaki rahatsızlığımızın net bir göstergesi aslında.
YouTube aslında uzun zamandır, çocuklara yönelik uygunsuz içerikle ilgili bir dizi tartışmanın merkezinde yer alıyor.
TikTok da keza, uygulamadaki çocukların güvenliği ve aşı karşıtı videolar gibi çocuklar tarafından izlenen sorunlu içeriklerle ilgili benzer tartışmalarla karşı karşıya kaldı.
Tik Tok, 13 yaşından büyük çocuklar için uygulamaya tam erişime izin veriyor, ancak raporlar çok daha genç çocukların bunu kullandığını gösteriyor: YouTube’un yanı sıra TikTok şu anda çocukların güvenliğine ilişkin bir ABD Senatosu ile bir dava konusunda karşı karşıya kalmış durumda.
YouTube çocuklar için zararlı içerikleri sunmaya devam ediyor
Örneğin 2019 yılında ABD Federal Ticaret Komisyonu tarafından YouTube’a 170 milyon dolar tutarında tarihi bir para cezası uygulandıktan sonra, platformda yetişkinlere ve çocuklara yönelik içerikler arasındaki ayrımı daha net hale getirmek için kapsamlı değişiklikler yapıldı.
Örneğin, içerik oluşturucuların artık içeriklerinin çocuklara yönelik olup olmadığını YouTube’a bildirmesi ve genç kitleleri hedefleyen videoları belirlemek için makine öğreniminin kullanılması gerekiyor. Bu değişikliklere rağmen, YouTube çocuklar için zararlı içerikleri sunmaya devam ediyor.
Örneğin Squid Game karakterlerini ve sahnelerini anlatan ve çocukları hedefleyen içerikler YouTube’da izlenmeye devam ediyor.
Momo etkisi yaratabilir mi?
Squid Game konusunda yetişkinlerin yaşadığı, 2018 ve 2019’daki “Momo” fenomeninin bir yansıması. Geçtiğimiz yıllarda Momo takma adıyla anılan ve aslında bir Japon heykel olan korkutucu bir figürün fotoğrafı internette viral olmuştu.
Akabinde Momo hakkında, yaratığın YouTube’daki çocuklara yönelik içerikte göründüğüne ve çocukları ölümcül oyunlara ve meydan okumalara katılmaya teşvik ettiğini iddia eden haberler tüm dünyada hızla yayıldı.
Çocukların diziye olan ilgisini TikTok ve YouTube’da dizi ile ilgili üretilen içeriklere bakarak anlamak mümkün. YouTube Kids’te birçok kanal, Squid Game trendinden yararlanırken, TikTok’da da dizi ile ilgili sayısız içerik var.
Kısa süre sonra “Momo Challenge”ın viral bir aldatmaca olduğu anlaşılsa da şu anda Squid Game ile ilgili yaşananlar da o dönemde yaşananlarla fazlasıyla ilgili.
Momo, ebeveynlerin çocukların internet kullanımının tehlikeleri hakkındaki en büyük korkularını somutlaştırdı. Squid Game’in çocuklar üzerindeki etkisine ilişkin endişeler de benzer bir niteliğe sahip.
Bu korkular yetişkinlerin yeni medyanın küçük çocuklara yönelik çevrimiçi içeriğe ne kadar kolay sızabileceği konusundaki rahatsızlığımızın net bir göstergesi aslında.
Bu yazı Digital Report Dergisi 11. sayısında yayınlanmıştır.