Muazzam bir büyüme gösteren e-ticaret artık hem ekonominin hem de günlük yaşamın ayrılmaz bir parçasına dönüştü. Geçtiğimiz yıl Çin’de internetten satın alınan ürünlere 1,5 trilyon dolar harcandı. Çevrimiçi alışverişlere en çok harcayan diğer bölgeler ise Avrupa, Orta Doğu ve Latin Amerika oldu; buralarda çevrimiçi satışlar çevrimdışı geleneksel kanalları çift haneli katladı. Çevrimiçi alışveriş tüm dünyada bir norm haline gelirken, perakende sektörünün büyümesindeki ana itici güce dönüştü. Ancak e-ticaret artık yalnızca ürünler ve indirimlerle alakalı değil; kullanıcı deneyimleri ve marka toplulukları hangi e-ticaret şirketlerinin çıkacağını, hangilerinin yerinde sayacağını veya batacağını tayin ediyor.
Her çevrimiçi satış noktasının bir sosyal platforma dönüştüğü ve kullanıcı deneyimlerinin çok katmanlı ve kompleks bir hal aldığı günümüzde, tüketiciler bir ürünü onlarca ve hatta kimi senaryolarda yüzlerce farklı noktadan satın alma seçeneğine sahip. Peki, her an her şeyi her yerden alma şansımızın olduğu bir dünyada neden aynı yerleri ve şeyleri tercih ediyoruz? Bunun yanıtı, şirketlerin çevrimiçi alışveriş konusundaki yeni odaklarında gizli. Yakın tarihte dijital alışverişle ilgili temel konular tüketicilerin güveni ve karşılaştıkları zorluklar odağında şekilleniyordu. Şimdilerde e-ticaret şirketleri verimli teslimatlara ve tüketicilerin değişen ihtiyaçları doğrultusunda çevrimiçi deneyimleri geliştirmeye odaklanıyor.
Dikey evrim
E-ticaretin değişen öncelik ve temelleri üzerine derinleşmeden önce pazarların ne durumda olduğunu inceleyelim.
Asya
Çin, Güney Kore ve Japonya gibi dev pazarlara ev sahipliği yapan Asya, küresel e-ticaret satışlarının yarısına ev sahipliği yapıyor. Kurduğu uluslararası tedarik zinciriyle öncü bir pazar olarak anılmayı hak eden Çin, 2021 yılında dünyadaki tüm e-ticaret satışlarının neredeyse dört birini sahiplendi. Çin yurt dışına yaptığı satışların yanı sıra, genç neslin e-ticaret harcamalarının artmasıyla da ekstra bir ivme kazandı. Diğer Asya ülkelerinde ise “gri e-ticaret jenerasyonları” ortaya çıktı. Dijital bir dünyaya doğmayan ancak özellikle COVID-19 pandemisiyle yeni tüketim alışkanlıkları kazanan bu nesillerin e-ticarete katılımı dikkat çekici biçimde arttı. Nielsen verilerine göre, 2019 yılına kıyasla, 2021 yılında Endonezya’da yüzde 60, Tayland’da ise yüzde 64 daha fazla yaşlı tüketici çevrimiçi alışveriş yaptı.
Orta Doğu
Burada e-ticaret dijital öncelikli bir yaklaşımla şekilleniyor. Suudi Arabistan’da çevrimiçi penetrasyon geçen yıl boyunca önemli ölçüde arttı. Nüfusun %58’i Mart 2021’de market alışverişi için interneti kullandı. Bir önceki yıl bu oran %49’du. Ev için alışverişin giderek daha çok çevrimiçi olarak gerçekleştirilmesi eğilimi Birleşik Arap Emirlikleri’nde daha net göze çarpıyor. 2020 yılında halkın yüzde 38’i market alışverişini çevrimiçi gerçekleştirirken, 2021 yılında bu oran %61’e yükseldi. Bu davranış değişiklikleri, her iki ülkedeki çevrimiçi satış kanallarının büyüme hızını neredeyse iki kat artırdı.
Avrupa ve Amerika
Yarım kürenin diğer tarafında ABD ve Avrupa pazarları hızlı bir e-ticaret devrimine ev sahipliği yaptı ve aşırı bölünmeyle karşı karşıya. Dünyanın en büyük e-ticaret piyasalarından ABD, küresel son kullanıcı ürünlerinin yüzde 12’sini dünyaya sunuyor ve küresel e-ticaret satışlarının yüzde 30’una yakınını gerçekleştiriyor. Çevrimiçi son kullanıcı ürünleri satışıyla e-ticarette muazzam büyüme kaydeden Latin Amerika, 2021 yılında yüzde 35,4 daha fazla satış kaydetti.
Avrupa’da hızlı tüketim ürünleri alışverişlerinin çevrimin dışından içine akını dikkat çekiyor. Çoğunlukla market alışverişini kapsayan ve paketlenmiş yiyecekler, içecekler, banyo malzemeleri, şekerler, kozmetikler, reçetesiz satılan takviyeler, kuru ürünler ve diğer sarf malzemeleri gibi ev ihtiyaçlarını kapsayan hızlı tüketim ürünlerinin çevrimiçi satışları, çevrimdışı satışlardan İtalya’da 16,2, Birleşik Krallık, İspanya ve Hollanda’da ise 10 kat daha fazla. Avrupa’nın en olgun e-ticaret pazarı Birleşik Krallık’ta taze yiyecek kategorisi, 9,7 milyar sterlin satış hacmiyle pazarın büyümesini sırtlıyor. Doğu Avrupa ülkelerinin e-sepet repertuarları ise doğal takviye ve sağlık ürünleri tarafından domine ediliyor.
Ekstra para ödemeden hemen teslim rahatlığı
Alışveriş için sınırların ve mesafenin ortadan kalkması, ticareti sonsuz seçenekler sunan ve tüketicilere müthiş kolaylıklar sağlayan hizmetlerle dijitalleşmesini sağladı. Çevrimiçi müşteriler artık tüm ürünlere kolay ve hızlı şekilde erişebiliyor. Sayısız farklı platform, ürün, fiyat, ödeme ve teslimat seçenekleri, alışveriş deneyimine eşi benzeri görülmemiz bir enginlik katıyor.
E-ticaret şirketleri, bir zamanlar kendi pazarlarının büyümesine engel olan en önemli engeller olan teslimat süreleri ve maliyetlerini, yeni nesil sadakat programları ve teslimat seçenekleri yaratarak ortadan kaldırmayı başardılar.
Gelişmiş ülkelerdeki tüketiciler artık satın aldıkları ürünler için beklemek istemiyor ve aynı gün teslimat, alışverişin yapıldığı mecrayı belirleme açısından önemli bir tercih sebebine dönüştü.
Türkiye, Fransa ve ABD’de oldukça popüler olan ve seçenek olarak sunulduktan sonra hızla benimsenen “gel-al” teslimat seçenekleri, müşterilerin satın aldıkları ürünleri kendilerine yakın yerel bir merkezden teslim almalarını ve daha kısa sürede siparişlerine ulaşmalarını sağlıyor. Yalnızca ABD’de bu teslimat seçeneğiyle gerçekleştirilen çevrimiçi satışlar bir yılda yüzde 147 artış gösterdi.
Güncel NielsenIQ verileri, Türkiye’deki çevrimiçi tüketiciler için teslimat sürelerinin önemli bir tercih sebebi olduğuna dikkat çekiyor. Ancak daha hızlı teslimat için ekstra ödemek hâlâ kimsenin hoşuna gitmiyor ve ekstra ücretler çevrimiçi satışlara olumsuz etkisini sürdürüyor.
Kaliteli hizmetlerin olumlu deneyimleri müşteri sadakatini artırıyor.
Türkiye’de e-ticaret pazaryerleri gel-al noktalarıyla çevrimiçi satışları artırmak için hamlelerde bulunuyor. Polonya benzer hamleler yaparken, Brezilya’da ise ücretsiz eve teslimat hızla sektör standardı olmaya gidiyor.
Hızlı teslimat seçeneklerini keşfeden küresel e-ticaret pazarı, gelişmiş teslimatlar için yaptığı yatırımlarla henüz hızlanmamış olan diğer kategorilerin çevrimiçi satışlarını da artırma şansına sahip.
Giden ve gelenlerle oligopolistik Türkiye pazarı
HSBC Global Research’e göre, Türkiye’de e-ticaret pazarı iki oyuncu tarafından domine edilen oligopolistik bir portre çiziyor. 2021 tarihli veriler, pazarın yüzde 27’sini elinde bulunduran Trendyol’un pazar lideri olduğunu gösteriyor, takip eden Hepsiburada.com ise yüzde 17 pazar payına sahip. Pazarın geri kalanında N11 yüzde 9 payla üçüncü sırada bulunuyor, onu Migros, Boyner, LC Waikiki ve Amazon izliyor. Hepsiburada.com, yalnızca elektronik ürünlerinde liderden daha fazla satış yaparken, Trendyol araştırmada hesaba katılan moda, kozmetik, kişisel bakım, mobilya, dekorasyon, ev tekstili ve kitap gibi tüm kategorilerde rakiplerinden daha fazla satıyor.
Geçtiğimiz yıl pazarın yüzde 4’ünü elinde bulunduran Türkiye’nin öncü e-ticaret sitelerinden Gittigidiyor, Trendyol ve Hepsiburada.com’un avantajını artırması ve Amazon’un pazara giriş yapması sonrasında, çatı şirketi eBay’in rekabet koşullarını gerekçe gösteren kararıyla faaliyetlerini durdurdu ve pazardan çekildi.
Amazon araştırmanın yapıldığı zamanda pazardan yüzde 1’lik mütevazı bir pay alıyorken, Gittigidiyor’dan oluşan boşluk ve uluslararası tecrübe avantajlarıyla emin adımlarla varlığını güçlendirmeye çalışıyor. Amazon’un pazara girişiyle müşteri sadakatinin iyi hizmetlerle sınanacağı bir çağ başlamış oldu.
Amazon Prime, tüm dünyada başarılı olan benzersiz bir e-ticaret hizmetiyken, pazarın yerli lideri ve en yakın takipçisi, yeni hizmetleriyle üyelerine daha iyi deneyimler yaşatmaya odaklanıyor.
eBay, artan rekabeti sonucu Gittigidiyor’un faaliyetlerini durdurdu ve Türkiye pazarından çekildi.
Her şeyin kulübü
Pazar lideri Trendyol aslında dev bir sosyal platform ve bir süper uygulamaya dönüşüyor. Şirket içerisindeki konuya yakın kaynaklardan edindiğimiz bilgiye göre, Trendyol pazaryeri, market, yemek ve ikinci el eşyanın yanına araç kiralama hizmetini eklemek için de çalışmalar yürütüyor. Kategori ve hizmet kapsamını genişleterek payını artırmayı sürdürmek isteyen Trendyol’un başlattığı trendyolElite hizmeti, ilk bakışta rakiplerinin sunduğu premium fırsatlara ve hizmetlere kıyasla sönük görünse de platformun yaratmayı başardığı yüksek sadakatin yanıtı kullanım alışkanlıklarında yatıyor. Belirli bir alışveriş miktarından sonra ücretsiz katılabildiğiniz trendyolElite şu an için yalnızca ücretsiz kargo ve müşteri destek hattında öncelik sunuyor. Ancak premium bir e-ticaret aboneliğinden beklveyebileceğiniz çoğu avantaja platformun özelliklerini keşfederek erişmek mümkün.
2010 ve civarında hızla türeyen ve sonrasında yok olan fırsat sitelerini hatırlıyor olmalısınız. Bu siteler basit bir iş modeline dayanıyordu: Olabvildiğince fazla cezbedici fırsat sun, sadık bir müşteri kitlesi yarat, tekrarlayan satışlar elde et ve iyi deneyimlerden yeni müşteriler kazan… Bir dönem tüm ülkeyi kasıp kavuran fırsat sitelerinin büyük çoğunluğu Türkiye pazarının benzersiz dinamiklerine adapte olmayı başaramamıştı. O dönemde kurulan Trendyol, faaliyetlerini moda odağında sürdüren ve fiyat özelinde büyük fırsatlar sunan bir e-ticaret sitesiydi. Birçoklarının aksine, fırsat kültürünü değişen tüketici ihtiyaç ve talepleriyle doğru orantılı yaşatmayı başardı. Trendyol, kullanıcılarına sık sık indirim teklifleri ve kuponları, 1 liraya satılan ürünler ve ücretsiz teslimat gibi fırsatlar sunuyor.
Elbette, Trendyol’un tüm başarının kredisi fiyat ve maliyet odaklı avantajlara atfedilemez. Platform zaman içerisinde kendini sosyal etkileşimlerle zenginleştirdi. Kullanıcılar satın aldıkları bir ürün hakkında yorum yaptıklarında 5 lira kazanabiliyor, bu yorumlar diğer kullanıcıların kararlarına büyük ölçüde etki ediyor. Trendyol’da kitle kaynaklı üretilen tek içerikler yorumlar değil. Kullanıcılar seçtikleri ürünlerden oluşturdukları koleksiyonları birbirleriyle paylaşabiliyor. Influencer’lar ücretli iş birlikleri kapsamında oluşturdukları koleksiyonlarla çevrimiçi müşterilerin satın alma davranışlarını yönlendiriyor. Platform sosyal kasını güçlendirmek için kullanıcıların çeşitli etkileşimlerini ödüllendiriyor. Örneğin kullanıcılar satın aldıkları bir ürüne görsel eklemeleri için puanlarla teşvik ediliyor. Trendyol kullanıcı yorumlarına girdiğinizde, çoğunun yüksek aydınlatıcı içerikler olduğunu görüyorsunuz.
Neredeyse her kategoride sunulan geniş seçenekler, kullanımı kolay kullanıcı dostu arayüzler, sanal cüzdanlar arasında para transferi gibi yenilikçi özelliklerle öne çıkan Trendyol, aynı zamanda bir ürünü satan çeşitli satıcılar arasında fiyat karşılaştırma şansı da sunuyor.
Kullanıcı etkileşimlerini teşvik eden Trendyol, sosyal bir platforma dönüşüyor.
2018’de kurulan Trendyol Express, aynı ve ertesi gün teslimat için teknolojiden faydalanırken, şirket kendi teknolojisini 2019 yılında kurduğu Trendyol Tech Ar-Ge Merkezi’nde geliştiriyor. Bu merkezde Trendyol hizmetlerini iyileştirmek ve zenginleştirmek için doğal dil işleme, gerçek zamanlı veri analizi, makine ve derin öğrenme, görüntü işleme, veri görselleştirme ve büyük veri alanlarında araştırma ve geliştirme çalışmaları yapılıyor. Anlayacağınız platformun başarılı öneri motoru ve sezgisel deneyimi bir rastlantı değil, ileri teknolojinin ürünü.
Bir avuç papel
Türkiye’nin elektronik ürünler için bir numaralı tercihi olan Hepsiburada.com, sürekli fırsat kültürünün ateşini harlayan bir diğer başarı öyküsü. Hepsiburada.com daha önce anında alışveriş kredisiyle tahsilatı ilk uygulayan e-ticaret sitesi olarak Türkiye pazarına öncülük etmişti. Platformun başlattığı Hepsiburada Premium programı ise çevrimiçi alışverişin ötesinde avantajlar sunuyor.
Aylık 9,90 lira ödeyerek alınabilen Hepsiburada Premium abonelik hizmeti, 25 lira ve üzeri siparişlerde ücretsiz kargo, ücretsiz iade ve her alışveriş tutarının yüzde 3’ünün Hepsipapel dijtal para birimi olarak geri alınması gibi avantajlar sunuyor. Tahmin edebileceğiniz gibi Hepsipapel’ler yalnızca Hepsiburada.com’da kullanılabiliyor. Satış sonrası için ise müşteri hizmetlerinde öncelik, seçilen vakitlerde teslimat randevusu ve ücretsiz mobilya montajı hizmetleri bulunuyor. Hepsiburada Premium üyeleri normalde 369 lira olan lastik değişim hizmeti ‘Lastik Kapımda’dan 99 liraya, elektronik ürünler için garantiye ek onarım güvencesi sunan ‘Fixpack’lerden yüzde 50 indirimli faydalanabiliyor.
Hepsiburada Premium aynı zamanda multimedya ve eğlence dünyasına göz kırpıyor; tüm üyeleri aylık 49,90’a abone olunabilen BluTV içeriklerine ücretsiz erişim sağlıyor. Hepsiburada Premium’un avantajları bunlarla sınırlı değil. Platformda yalnızca bu üyelere özel oyundan yemeğe birçok kategoride indirim fırsatları sunuluyor.
Hepsiburada’nın kurduğu dengeli premium hizmet modeli hem takipçisi olduğu liderin hem de pazara yeni katılan global rakibinin güçlü yönlerinden esinlenen doğru bir stratejinin ürünü. Fiyat ve alışveriş odaklı avantajların yanı sıra satış sonrası ve yaşam tarzı hizmetlerle cezbedici kılınan Hepsiburada Premium, Amazon Prime avantajını hedef alıyor.
Efsaneler gitti, Premium geldi.
Hepsiburada.com, Premium ile onun selefi Efsaneler Kulübü’nden vazgeçti.
Bu kulüp, trendyolElite gibi ücretsiz ancak belirli bir alışveriş hacmi sonrasında katılabildiğiniz bir VIP üyelik modeliydi. Amazon’un Prime ile para girmesi ve Trendyol’un hızla bir süper uygulamaya dönüşmeye başlamasıyla, daha kapsamlı Hepsiburada Premium hamlesi gerçekleştirildi.
Kanıtlanmış model
Amazon resmen ülkemize gelmeden önce bile Türkiye’de birçok insan Prime Video ve Prime Gaming içerikleri sayesinde yerel e-ticaret avantajları sunmayan Amazon Prime üyeliği almaya ikna olmuştu. Amazon Prime öylesine basit bir sistem ki, bu onu mükemmel kılıyor. Daha iyi teslimat, e-ticaret fırsatları, fimler, diziler ve oyunlar. Bu basit ama etkili yaklaşım, Amazon’u dünyanın en büyük e-ticaret devlerinden birisi yaptı. Ülkemizde popüler olan birkaç içerik akışı servisini düşünelim: BluTV aylık 49,99, Netflix ise 45,99 lira abonelik ücretine sahip. Feyyaz Yiğit yüzünden almak zorunda kaldığınız reklamlı Exxen üyeliği ise 39,90 lira. Amazon Premium ise 7,90 liraya aralarında The Lord of the Rings: The Rings of Power’ın da bulunduğu birçok popüler dizi ve filmi, birçok ücretsiz oyun ve Twitch.tv kanal aboneliği sunuyor. Üstelik Prime Video ve Prime Gaming, Amazon Prime’ın alametifarikası olan ücretsiz ve hızlı teslimat ile indirimlere ek hizmetler olarak sunuluyor. Amazon Prime’un aynı ya da ertesi gün teslimat ağının kısa sürede genişlediğinin altını çizmek gerekiyor. Halihazırda İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli, Eskişehir, Antalya, Balıkesir, Bilecik, Bolu, Burdur, Isparta, Kütahya, Manisa, Sakarya, Yalova, Düzce ve Afyon şehirlerinde bedava ve hızlı teslimat hizmetinden faydalanılabiliyor. Amazon Prime üyelerine özel iki gün süren indirim günleri, birçok üründe avantajlı fiyatlar ve sepette indirimler de bu aboneliği daha cezbedici kılıyor.
Prime Video ve Prime Gaming, Amazon Prime’ın alametifarikası olan ücretsiz ve hızlı teslimat ile indirimlere ek hizmetler olarak sunuluyor.
Süper uygulamalar çağı
E-ticarette müşteri sadakatini artırmak için uygulanan başarılı modelleri incelerken, dijital öncelikli ya da tamamen dijital servislere odaklandık. Akıllı telefon penetrasyonunun yüzde 62 seviyesine ulaştığı Türkiye’de, Getir ve Trendyol gibi devler süper uygulamalar olmaya doğru gidiyor. İlk kez BlackBerry’nin kurucusu Mike Lazaridis tarafından 2010 yılında ortaya atlan “süper uygulama” terimi, birden fazla uygulamanın sunacağı çeşitli hizmetleri tek bir çatı altında toplayan geniş kapsamlı mobil uygulamaları tanımlamak için kullanılıyor. ABD ve Asya’da uzun yıllardır kullanılan süper uygulamaların Avrupa ve Türkiye’ye gelmesi ise gecikmeli oldu. Süper uygulamalar, müşterilerin en sık ihtiyaç duyduğu hizmetleri bir arada barındırarak, kullanıcının çoğu ihtiyacını en iyi deneyimle sunmaya odaklanıyor.
Süper uygulamalar sundukları ürün ve hizmetlerin yanı sıra mesajlaşma, alışveriş ve finans gibi farklı hizmetleri tek bir çatı altında sunarak kullanıcı deneyimine dahil ediyor.
Bu uygulamalar, kullanıcıların her ihtiyacı için farklı uygulamalar indirip denediği, mobil devrimin kullanıcı açısından deneme yanılma özelinde gerçekleştiği bir çağı kapatıyor ve müşteri deneyiminin ön planda olduğu bütüncül yaklaşımların çağı başlıyor.
Süper uygulamalar, mikro uygulamaların modüler olarak geliştirildiği ve yeni hizmetler olarak ana uygulama eklendiği bir yapıda çalışır. Kullanıcılar, ihtiyaç duyduklarında kullanmak istedikleri mini uygulamayı seçerek süper uygulama deneyimlerini özelleştirebilir.
Süper uygulamaların başarısının sırrı ise veri paylaşımıdır. Uygulama içerisindeki her modül belirli ölçüde birbiriyle iletişim halindedir. Örneğin, kullanıcının taksi çağırmak için kullandığı modül, onun alışkanlıklarına dair diğer modüllerde faydalı olabilecek içgörüler sunabilir. Süper uygulamaların çoklu oturum açma (SSO), kullanıcı tercihlerini ve uygulama kullanımını izleme gibi teknolojik temelleri bulunuyor. Bunun üzerine entegre edilen ileri teknolojiler ise müşterilerin bütüncül ve tatmin edici bir deneyim yaşamalarını sağlıyor.
Pazar yerlerinin yükselişi
E-ticaret şirketleri yaklaşımlarını değişen tüketici davranışlarına göre güncellemek zorunda kaldı. Uygun fiyata bol seçenek sunan çevrimiçi alışveriş deneyimlerine olan talep, geleneksel e-ticaret satıcılarının pazar modeli modelini benimsediği bir başka değişimi tetikledi. Satıcılar geleneksel e-ticaret modelini tamamen terk etmiyor, bunun yerine daha fazla yüz yüze ve çevrimiçi satış kanalını keşfediyor. Pazaryerlerine geçiş, birçok yerleşik ve mevcut e-ticaret perakendecisi tarafından bir genişleme stratejisi olarak kullanılıyor. Son yıllarda mevcut pazaryerlerinin büyümesinin hızlandığına şahit olduk. Daha fazla geleneksel e-perakendeci pazaryerleriyle iş birliğine gitti veya kendi pazaryerlerini kurdu.
“Tüketicilerin %38’i ayda en az bir kez pazaryerlerinden alışveriş yapıyor”
Dünyada yeni ortaklıklar ve pazaryerleri ortaya çıkarken, mevcut pazaryerleri de önemli bir büyüme ivmesi kaydetti. Örneğin Walmart, pazaryeri platformundaki satıcıların sayısını bir yılda yüzde 200 artırmayı başardı. Bazı uzmanlar küresel B2C pazaryeri satışlarının 2024 yılına kadar 3,5 trilyon dolara ulaşabileceğini tahmin ediyor.
Dijital öncelikli tüketim
Pandemi hayatlarımıza girmeden önce bile tüketiciler e-ticareti büyük bir şevkle keşfediyordu. Sürekli erişilebilirlik, sezgisel deneyimler, sorunsuz ödeme ve hızlı teslimat beklentileri, tüketicilerin tek noktadan alışveriş yapma, en iyi fırsatları bulma ve kişiselleştirilmiş deneyimler yaşama arzusuyla birleşerek pazaryerlerinin yükselişini hızlandırdı.
“Pazaryerleri ürün aramak ve keşfetmek için ilk başvurulan kaynaklara dönüştü”
Pazaryerleri, dijital tüketim dünyasında ürün aramak ve keşfetmek için ilk başvurulan kaynaklara dönüştü. eMarketer verilerine göre, Birçok çevrimiçi satın alma deneyimi, ilgili ürünün büyük pazaryerlerinde aranması ve kullanıcı yorumlarının incelenmesiyle başlıyor.
Pazaryerlerindeki ürün seçeneklerinin genişliği ve derinliği, tüketicilerin aradıkları ürünleri ve en iyi fiyatları bulmasını kolaylaştırıyor. Çevrimiçi alışveriş arttıkça tüketici incelemelerine duyulan ihtiyaç hiç olmadığı kadar belirginleşiyor. Satın almadan önce diğer tüketicilerin görüş ve deneyimlerine ulaşmayı kolaylaştıran pazaryerleri, satın alma kararlarını tayin eden bir numaralı platformlara dönüşmüş durumda.
Bütüncül kanal öncelikleri değişiyor
Dünya, modern tüketicinin parmaklarının ucunda dönüyor. Dünyadaki tüm mal ve hizmetlere sunulan sınırsız erişim, tüketicinin gücünü artırdı ve onu daha önce hiç olmadığı kadar “haklı” hale getirdi. Pazaryeri devrimi bize müşterilerin artık perakendecilere değil, perakendecilerin müşterilerin olduğu yere gittiğini gösteriyor. Perakendeciler yeni satış kanallarına ulaşırken, pazaryerleri daha fazla trafik alıyor, daha çok hizmete erişim sunuyor, müşteri verileri ve onlardan elde ettiği benzersiz içgörülerle e-ticaretin kurallarını belirliyor.
Pandemi, daha fazla perakendeciyi çevrimiçi ortama itti ve müşterilerle onların tercih ettikleri yerde buluşma ihtiyacı giderek daha önemli hale geldi. Pazaryerlerinin sağladığı erişim, perakendecilere yalnızca yeni müşterilere ulaşmak için değil, aynı zamanda potansiyel ve mevcut müşterilerin ne düşündüğüne dair içgörüler toplamak için de büyük fırsatlar sunuyor.
Kişiselleştirme, rahatlık ve alaka düzeyine ilişkin artan tüketici beklentilerine karşılık vermek isteyen perakendeciler için veri ve analitik en önemli önceliklere dönüştü. Çoğu pazaryeri platformu, perakendeciler için müşterilerin platformdaki alışveriş davranışları hakkında derinlemesine içgörüler sağlayan veri ve analiz araçlarına erişim sunuyor. Bu bilgiler, perakendecilerin yalnızca pazar stratejilerini optimize etmelerine yardımcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda müşterilere en iyi şekilde ulaşmak için çok kanallı stratejilerini uyarlamalarına yardımcı oluyor.
Son yıllarda tanık olduğumuz tüketici davranışlarındaki değişiklikler kalıcı olmaya devam ediyor. Bu, pazaryerlerinin öneminin ve etkisinin zamanla artmaya devam edeceği anlamına geliyor. Pazaryerlerinin yükselişi, tüketicilerin beklentilerini karşılamak ve aşmak için çok kanallı stratejilerin önemini artırıyor. Gelecekte daha fazla perakendeci yeni müşterilere ulaşmak ve kritik içgörüler elde etmek için popüler pazaryerlerindeki yerlerini alacak. Aynı zamanda, tıpkı Boyner’in başarıyla uyguladığı gibi dev perakendeciler de kendi platformlarını oluşturacak. Dev perakendeciler ile popüler pazaryerleri arasında kurulan ortaklıklar e-ticaret sektörünün geleceğini şekillendiren bir rol oynuyor. Perakendeciler, müşteri sadakatini artırmak ve markalarıyla ilişkili ürün seçeneklerini genişletmek için mevcut pazar yerleriyle iş birliklerini artırıyor. Küresel e-ticaretin bu çağında, etkili pazaryeri stratejilerini başarıyla işleten perakendeciler öne çıkıyor.
Küresel e-ticaret satışlarının 2022’de 5 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.
Teknolojideki gelişmeler ve mevcut pazaryerlerinin büyümesi, çevrimiçi satın almayı ve satmayı her zamankinden daha kolay hale getirdi. E-ticaret endüstrisinin 2021 ile 2025 arasında neredeyse 11 trilyon dolar büyüme kaydetmesi bekleniyor. Küresel e-ticaret satışlarının 2022’de 5 trilyon dolara, 2024’e kadar ise 6 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.
Çevrimiçi alışveriş yapan tüketicilerin talepleri hızla artarken, daha fazla geleneksel perakendeci çevrimiçi satmaya başlıyor. Shopify, dünya genelinde 12 ile 24 milyon arasında e-ticaret sitesi olduğunu tahmin ediyor ve aralarına her gün yenileri ekleniyor. Bu büyüme, müşteriler için rekabetin sürekli arttığı anlamına geliyor. Üstelik, dijital reklamcılık her zamankinden daha maliyetli ve daha az kazandırıyor…
Bu yazı Digital Report Dergisinin 15. sayısında yayınlanmıştır.