İnovasyon, yıkıcı, devrim niteliğindeki teknolojiler sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin yakalanması için tek çözüm olabilir.
Birleşmiş Milletler, 2015’te yayınladığı 17 sürdürülebilir kalkınma hedefi ile fakirliği bitirme, gezegenimizi koruma, sağlıklı ekonomik büyüme ve geleceğimiz için alt yapıları oluşturma alanlarında evrensel eylem çağrısı yaptı. Bu çağrı ile 2030’da ulaşılması gereken hedefler de belirlendi. Bu yazıyı yazarken 700 milyon kişinin aşırı fakirlik çektiğini, içme suyu ve elektrik gibi temel ihtiyaçlara ulaşamadığını düşünürseniz, bu hedeflere ulaşmak pek gerçekçi görünmüyor. İnovasyon ile yıkıcı, devrim niteliğindeki teknolojiler, bu hedefleri yakalanması için tek çözüm olabilir.
İçilebilir suların yetersizliği bugünün gerçeği, fakat yeryüzünün %80’inin su olduğunu düşünürsek deniz suyunun tuzunu arıtan teknolojilerin ucuzlaması, su ihtiyacımızı karşılamaya fazlasıyla yetecektir. Güneş ya da rüzgar enerjisi bugün pahalı, bu enerjileri üretme maliyetinin 100 kat düşmesi ile dünyanın en ücra köşelerine bile temiz enerji ulaşabilir.
Bitcoin madenciliği için kullanılan ilk makinalar kişisel bilgisayarlardır. Bu sektörün büyümesi, yüksek yatırımların bu alana akmasıyla, 2017 yılında en iyi madencilik makinaları saniyede 10-15 TH işlem yapıyorken 2021’de 110 TH/s seviyesine geldi. Gelişmiş bir pazarda 4 yılda işlem gücü 10 kata yakın artmış durumda.
2030 yılı sürdürülebilirlik konusunda anahtar rol üstlenebilir
Özellikle belli teknoloji alanlarında yaşanacak yıkıcı inovasyon, gelişim eğrisinde beklenmedik kırılımlar yaratıp, 2030 yılı hedeflerine ulaşma konusunda anahtar rol üstlenebilir. Enerji depolama ve düşük maliyetli temiz enerji üretim teknolojilerinin 10 kat gelişmesi durumunda, pozitif çevresel etkiler, sağlıklı ekonomik büyüme ve ekonomik eşitlik alanlarında çarpıcı gelişmeler göreceğiz.
Dünyayı değiştirecek teknolojiler üretmek için vizyon, yetenekli ekipler ve finansal kaynaklara ihtiyacımız var.
Yapay zeka algoritmalarının ve kullanım alanlarının gelişmesi ise hayallerin çok üzerinde pozitif etki yaratacak. Verilerdeki desenleri algılayan ve anlamlandıran algoritmaların ve işlemci gücünün iyileşmesi, toplumdaki eşitsizliklerin azaltılmasından denizler altındaki yaşama, sağlıklı yaşamdan sürdürülebilir şehir ve toplumlara kadar birçok alanı etkileyecek.
Blockchain teknolojisi ve dijital cüzdanların da özellikle finansal ekosisteme katılım, eşitsizlikleri giderme ve sağlıklı ekonomik büyümede fayda sağlayacağını söyleyebiliriz. DNA araştırmaları ve DNA’nın tekrar dizimi ile ulaşılacak ürünler, açlığın sona erdirilmesi, sağlıklı yaşam ve sorumlu tüketim alanlarında büyük ölçekli iyileşme sağlayacak. Genetiği ile oynanmış gıdalar tepki toplasa da yüz milyonlarca insanın açlık çektiği bir ortamda mutlak çare olabilir. Kimyasal kullanmadan üretmek, doğal kaynakları daha az tüketerek ve zorlu ekolojik şartlarda üretmek, birçok alanda müthiş bir iyileşme yaratacaktır.
Bu örnekler sadece fikir verebilir, teknolojik gelişmelerin güçlü etkileri hayallerin ötesine geçecektir. Tabii ki tüm bunlar yatırım demek. Hem de bu denli yıkıcı teknolojiler üreten girişim ve Ar&Ge projelerinin büyük finansman kaynaklarıyla desteklenmesi gerek. Sadece kısıtlı kaynaklara erişebilen girişimler, doğal olarak kısa zamanda gelir üretip karlılığa ulaşabilecek iş modellerine yöneliyor. Dünyayı değiştirecek teknolojiler üretmek için vizyon, yetenekli ekipler ve finansal kaynaklara ihtiyacımız var.
Bu teknolojileri sahiplenen ülkelerin gelecekte sadece ekonomik değil, politik olarak da hakim güç olacaklarını söylemek yersiz olmaz…