Kurumsal sorumlu gözlerimizle nereye bakarsak bir süreklilik mesajı görüyoruz. Malum hakikat sonrası dönemdeyiz, artık alt mesaj vermek de anlamsız. O yüzden içeriğinden bağımsız her mesaj, mümkün olduğunca üstten, büyük puntolarla karşımıza çıkıyor. Sürekliliğin bir enteresan yanı da, verilen mesajın da kendisi gibi sürekli ve neredeyse her yerde olması…
Sürekli eğitim: Müjde! Beklenenden iki nesil önce hayatımızda
Farkındaysanız, gelecek uzmanları son birkaç yıldır şunu söylüyordu: “İki nesil sonra hologramla doğan çocuklarımız sürekli eğitim görecek, hep yeni bir şey öğrenecek, değişip duran dünyaya her an yeniden adapte olacak, çünkü başka çareleri olmayacak.”
Bu -cek -cak konuşmalarının muhattabının kendimiz olduğunu anlamamız ne kadar kısa sürdü, öyle değil mi?
İki nesil beklemek yerine iki yılda süreklilik döngüsüne biz de düşüverdik. Dolayısıyla süreklilik mesajıını sadece dışarıdan görmemiz yeterli değil, içselleştirmemiz gerekiyor. Yoksa işsiz kalırız. Yoksa çağa adapte olamayız. Yoksa artık cool olamayız ve geçmişe (bir an öncesi bile olsa) takılıp kaldığımız için dışlanırız.
Oysa süreklilik ne kadar çok enerji istiyor.
Modern dünya süreklilik akışında
Pandemi öncesi ve sonrasında yaptıklarımı, bildiklerimi ve öğrendiklerimi düşününce, bugün her şeyin büyüdüğünü ama karşılığında inanılmaz bir efor harcadığımı görüyorum. Bir yayın olarak ve yayının arkasındaki ajans olarak ekipteki her birey benzer bir eforla hayata, işine, bugüne ve -eğer mümkünse- yarına tutunuyor. Bu tutunmanın gücünde her ne kadar ülkenin ekonomik, siyasi ve kültürel ajandası etkili olsa da, modern insanın dünyanın neresinde olursa olsun süreklilik akışına girmiş olduğunu görmek mümkün. Bu da önümüzdeki günlerde sadece var olmak için bile ciddi bir efor harcamak gerekeceğini, harcamayanların ise dünyadaki yerinin giderek küçüleceğini gösteriyor.
Benim bu duruma çözümüm, süreklilik çalışmalarının doğal seçilimin bir parçası olduğunu kabullenmek oldu. Sizlere de tavsiyem, ne kadar erken bu durumu kanıksarsanız, o kadar rahat bir şekilde -artık daha hızlı değişen- rutinlere dönebilirsiniz.
Hiç bitmeyen öğrenme: Yapay zeka mesaim
Şu sıralar mecburi süreklilik eğitimimin önemli bir parçası, yapay zeka ile mesai harcamak. Özellikle içerik üretme konusundaki çalışmaları heyecanla takip ediyor, işin mutfağından yetişen bir editör olarak yerimi alacak bu yeni türün maharetlerini ve inceliklerini anlamaya çalışıyorum. Bu iş sizin de fark etmiş olabileceğiniz üzere yazıyla sınırlı değil. Bu sebeple sayfaları çevirdiğinizde göreceğiniz birçok değerli içerik içerisinde torpilimi yapay zekalı görsel üreticiler, yapay zeka kullanarak üretilen dijital sanat sergisi ve YemekSepeti’nin yapay zekalı robot çalışmalarından yana kullanacağım. Keyifli okumalar!
Bu yazı Digital Report Dergisinin 15. sayısında yayınlanmıştır.