Tüm dünya iklim değişikliğine bağlı ciddi bir tehdit altında. Günümüzde şirketlerin iş devamlılığını sağlayabilmek için iklim, su, gıda, toplumsal göçler gibi küresel krizlere ilişkin risklerin ve bunların ekonomik yansımalarınının göz önünde bulundurması hayati önem taşıyor.
Dolayısıyla sürdürülebilirlik iş dünyasının olmazsa olmazı haline gelirken şirketler için de çevresel, sosyal ve yönetişim odaklı yatırımlar önem kazanmaya başladı. İklim değişimi kurumsal şirketlerden hükümetlere her seviyeden platformun en önemli önceliği gibi görünse de, kötü gidişatı durdurmaya yönelik politikaların etkinliği tartışılabilir.
Bu bağlamda atılan birçok adım olsa da hayata geçirilen uygulamaların hepsinin odağında karbon salınımın azaltılması var. Bu noktada resmi olarak alınan en kapsamlı aksiyon Paris İklim Anlaşması.
Bu anlaşma ile hemen hemen tüm karbon emisyonlarını önümüzdeki yaklaşık 30 yıllık süreçte sıfırlamayı taahhüt etmiş durumdalar. Bu hedefe ulaşmak son derece zor. Her şeyden önce yeşil finansman temelli ciddi bir ekonomik dönüşümü şart.
Tüm dünyada bu konuda atılan adımlar var. En önemlisi ise kuşkusuz Birleşmiş Milletler Çevre Finansmanı Girişimi’nin (UNEP FI) 26 Kasım 2018’de Paris’te gerçekleştirilen bir toplantı ile ‘Sorumlu Bankacılık Prensipleri’ çalışmasının tamamlandığı ve değerlendirilmek üzer kamuoyu görüşüne açıldığını bildirmesi oldu.
UNEP FI açıklamasına göre prensipler bankacılık sektörünün sürdürülebilir gelecek inşasındaki rol ve sorumluluklarını belirledi.
Çalışmaya 5 ayrı kıtadan toplam aktif büyüklüleri 17 trilyon doları aşan 28 banka imza attı ve prensipler 6 ay süren kamuoyu görüşünün ardından tamamlandı.
Ortaya çıkan metin, 2019 yılı eylül ayında gerçekleşecek Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda tüm dünyadan gönüllü bankaların katılımı ile imzalandı.
İmzacı bankaların strateji ve pratiklerinin sürdürülebilir kalkınma hedefleri ve Paris İklim Anlaşması hedefleriyle uyumlu olmasını garantiye alan “Sorumlu Bankacılık Prensipleri”, 130 bankanın katılımıyla yayımlandı.
Türkiye’den ise prensipleri imzalayan altı banka bulunuyor: Yapı Kredi Bankası, Şekerbank, ING Bank, Garanti BBVA, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası oldu. ‘Sorumlu Bankacılık Prensipleri’; Uyum, Etki, Müşteriler, Paydaşlar, Yönetişim ve Hedef Belirleme, Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik olmak üzere altı alana odaklanıyor.
“Yeşil Mutabakat Eylem Planı” ile Türkiye’de finansın sürdürülebilirlik haritası belirlendi
Türkiye’de yeşil dönüşümün genel stratejisi ve adımları Temmuz 2021’de yayımlanan “Yeşil Mutabakat Eylem Planı” ile belirlendi. Bununla birlikte bu alandaki en son gelişme Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun, “Yeşil Mutabakat Eylem Planı” kapsamında hazırladığı “2022-2025 Sürdürülebilir Bankacılık Stratejik Planı”nı yayınlaması oldu. 2021’in son günlerinde BDDK’nin internet sitesinde yayımlanan strateji planına göre 16 Temmuz 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2021/15 sayılı Cumhurbaşkanlığı genelgesi ile duyurulan “Yeşil Mutabakat Eylem Planı”nın “3.2.5. Sürdürülebilir Bankacılığın Geliştirilebilmesine Yönelik Bir Yol Haritasının Belirlenmesi” eylemine ilişkin olarak hazırlanan “Sürdürülebilir Bankacılık Stratejik Planı”, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 24 Aralık 2021 tarih ve 9999 sayılı kararı ile kabul edildi. Sürdürülebilir Bankacılık Stratejik Planı ile sürdürülebilir bankacılık düzenleme çerçevesinin stratejisi belirlenerek, sürdürülebilirlik risklerinin yönetilmesine ilişkin genel yaklaşımlar ortaya konulmak isteniyor.
Bankaların sağlayacağı finansman, sürdürülebilir kalkınmanın geleceği için çok önemli
Birleşmiş Milletler’in verilerine göre, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşabilmek için yıllık 5-7 trilyon ABD Doları yatırım gerekiyor. Bu da Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde her yıl en az 2,5 trilyon dolar finans açığı anlamına geliyor. Bankaların sağlayacağı finansman, sürdürülebilir borçlanma piyasasının daha aktif hale gelmesi ve sürdürülebilir ürün ve hizmet grupları; sürdürülebilir kalkınmanın geleceği için çok önemli. Ülkemizdeki bankalar da bu bilinçle ürün ve hizmetlerini şekillendirmeye başladı. Bankaların tüketicilere yeşil finansmanın ne olduğunu açıklamanın yanında, kendi karbon ayak izlerini ve çevresel etkilerini azaltmak için ne yaptıkları konusunda şeffaf olmaları da gerekiyor. Bankacılığı herkes için erişilebilir hale getirmesi ve yeşil dönüşümü topyekûn bir çabayla gerçekleştirmek de oldukça önemli.
Sürdürülebilirlik Garanti BBVA için stratejik öncelik
Ebru Dildar Edin Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı
Garanti BBVA olarak, sürdürülebilir kalkınma ve iklim krizine karşı çalışmalarımıza 15 yılı aşkın süredir devam ediyoruz. 2020 senesinde parçası olduğumuz BBVA Grubu ile birlikte sürdürülebilirliği bir stratejik öncelik haline getirdik. 2021 sonu itibarıyla sürdürülebilir finans alanındaki ürün ve hizmetlerimizin sayısını 50’ye çıkardık. Sürdürülebilir kalkınmaya sağladığımız toplam 60 milyar TL’yi aşan yatırım tutarıyla da hem dünyanın ihtiyacı olan yeşil ve sosyal dönüşümü sağladık hem de sürdürülebilir finans ürünlerinde yarattığımız büyümeyle ülke ekonomimize katkı sunduk. Proje finansmanı faaliyetlerimiz kapsamında 2014 yılından beri yeni elektrik üretimi yatırımlarına sağlanan toplam finansman tutarının %100’ünü yenilenebilir enerji yatırımlarına yönlendirdik. Bugüne kadar gerçekleştirmiş olduğumuz öncü uygulamalarla yenilenebilir enerji için sağlanan finansman 6 milyar doların üzerine çıktı. 2021 Mart ayında Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek kömürü ve kömürle ilişkili aktiviteleri finanse etmeyeceğimizi duyurduk. Mevcut portföyümüzdeki kömür faaliyetlerine ilişkin riskimizi de en geç 2040 yılına kadar sıfırlayarak bu sektörden tamamen çıkacağız. Net-Zero Banking Alliance üyeliğimizle portföyümüzü en geç 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonu hedefi ile uyumlu hale getirme doğrultusunda stratejiler geliştirme sözü verdik ve ülkemizde bu taahhüdü veren ilk banka olduk.
İş modelimizi sürdürülebilir ve sorumlu bankacılık temelleri üzerine kurduk
Ayşegül Akay Kurumsal Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı
Sürdürülebilir dünya için kolektif bir bakış açısı ve eylemin sağlanmasının önemine ve finans sektörünün dönüştürücü gücüne inanıyoruz. Finans sektörü; çevre, sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk konularını yönetim, kredi değerlendirme ve karar alma süreçlerine dahil ederek, şirketlere sürdürülebilirlik ilkelerine uygun finansman ve yatırım kaynakları sağlayarak dönüşümü teşvik edebilir.
ING Grubu olarak iş modelimizi Sürdürülebilir ve Sorumlu Bankacılık temelleri üzerine kurarak toplumsal değişime liderlik ediyor ve bu kapsamda nasıl, nerede ve kimlerle iş yapacağımız konusunda seçimlerimizi yaparken de sürdürülebilirlik hedeflerimizi göz önünde bulunduruyoruz.
Finansal sağlık ve iklim alanlarında yürüttüğümüz çeşitli sosyal sorumluluk projelerinin yanı sıra, müşterilerimize farklı sürdürülebilir finans çözümleri sunarken hem Türkiye’de hem de uluslararası piyasalarda sürdürülebilir finansman kaynaklarına ulaşmalarına destek oluyoruz.
Sürdürülebilirlik alanında öncü bir grubun parçası olan ING Türkiye olarak da, bu alandaki uluslararası deneyimimizi Türkiye’ye aktarmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda geçen sene dış ticaretin finansmanında kullanılmak üzere toplam 300 milyon euro tutarında sürdürülebilirlik bağlantılı sendikasyon kredisi anlaşmasına imza attık.
Bununla beraber ING, T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından uluslararası Çevresel, Sosyal ve Yönetişim tahvil piyasasında borçlanma işlemleri gerçekleştirilmesi amacıyla hazırlanan Sürdürülebilir Finansman Çerçeve Dokümanı’nın hazırlık ve yayımlanma sürecinde danışman olarak görev aldı.
Ayrıca, geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin ulaşım altyapısının karbonsuzlaştırılmasına önemli katkısı olacak Ankara-İzmir hızlı tren hattının finansmanı için İngiltere İhracat Finansman Sigortası ile sağlanacak ve Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın kullanacağı toplam tutarı 2,1 milyar olan kredi anlaşmasında ING’nin dahil olduğu konsorsiyum ile destek verildi.
Bu yazı Digital Report Dergisi 13. sayısında yayınlanmıştır.