Meta, ABD’nin yeni başkanı Donald Trump’ın yemin töreni fonuna 1 milyon dolar bağış yaptı. Şirket, bu adımı, geçmişteki gergin ilişkileri yumuşatmak ve yeni yönetimle pozitif bir bağ kurmak amacıyla attığını belirtti. Ancak bu tür bir bağış, Trump’ın 2016’daki yemin töreni veya Başkan Joe Biden için yapılmamıştı.
Meta’nın bağışı ve Zuckberg-Trump görüşmesi
Meta’nın bağışı, CEO Mark Zuckerberg ile Trump arasında Kasım ayında Mar-a-Lago’da gerçekleştirilen bir akşam yemeği sonrası gerçekleşti. Meta sözcüsü bağışı doğrulasa da konuya ilişkin ayrıntılı bir açıklama yapmayı reddetti. Wall Street Journal’ın ilk kez bildirdiği bu bağış, Meta’nın yeni yönetimle ilişkilerini yeniden düzenleme çabasını yansıtıyor.
Meta, Trump’ın ilk iki başkanlık kampanyasında büyük ölçüde kullanılan Facebook ve Instagram’ın sahibi. Ancak Trump’ın hesapları, 6 Ocak 2021’de ABD Kongre Binası’ndaki ayaklanma sonrası daha fazla şiddeti teşvik etme olasılığı yüzünden askıya alınmıştı.
2023 yılında Trump’ın hesapları yeniden açıldı ancak Trump, Zuckerberg’in adil davranmadığını iddia ederek, Meta’yı ve Zuckerberg’i kamuoyu önünde eleştirmeye devam etti. Hatta Mart ayında Meta’yı “halkın düşmanı” olarak nitelendirdi ve Zuckerberg’in seçimlere müdahale ettiği gerekçesiyle hapse atılması gerektiğini ima etti.
Zuckerberg’in Trump Açılımı
Zuckerberg, Trump ile ilişkisini düzeltmek adına son dönemde daha açık bir yaklaşım sergiledi. Örneğin, Trump’ın suikast girişiminden kurtulmasına “etkileyici” diyerek övgüde bulundu ve yaz aylarında Trump’ı arayarak yanlış bir bilgi kontrolü nedeniyle özür diledi. Zuckerberg, Trump’ı eleştiren teknoloji yöneticileri ve girişim sermayedarları arasında Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü sonrası onunla daha güçlü bir ilişki kurmaya çalışanlardan biri olarak öne çıkıyor.
Meta’nın Politik Bağış Tarihi
Meta’nın Trump’a yaptığı bu yedi haneli bağış, şirketin politikasındaki stratejik değişimin de bir göstergesi. Meta, 2016 seçimlerinden bu yana yalnızca sınırlı sayıda eyalet düzeyindeki komitelere ve adaylara mütevazı bağışlar yapmıştı. Ancak 2016’daki başkanlık seçimleri sırasında Rus aktörlerin Hillary Clinton’a yönelik olumsuz reklamlar yayınlamasına izin verdiği iddiaları Meta’yı büyük tartışmaların ortasına çekmişti.
Trump’ın 2016 kampanyasında Facebook’un kullanımı da eleştirilmişti. Trump’ın kampanyası, Facebook’u çoğunlukla küçük bağışçılardan bağış toplamak için kullandı. Ancak aynı zamanda Clinton’ın seçmen katılımını azaltmayı hedefleyen dar kapsamlı olumsuz reklamlarla seçmen hedefleme araçlarını da kullandı.
“Zuck Bucks” ve tartışmalar
2020’de Zuckerberg ve eşi Priscilla Chan, seçmenlerin pandemide oy kullanabilmesini sağlamak için ülke genelindeki seçim yetkililerine bağış yapan kar amacı gütmeyen kuruluşlara 400 milyon dolardan fazla bağışta bulundu. Ancak Trump, bu bağışları “Zuck Bucks” olarak adlandırarak bunların kendisine karşı bir komplo olduğunu iddia etti.
Bu bağışlar oldukça tartışmalıydı ve 28 eyaletin seçim yönetiminde özel finansman kullanılmasını yasaklamasına yol açtı. Zuckerberg, 2022 yılında yaptığı bir açıklamada artık seçim yetkililerine bağış yapmayacağını belirtti.
Meta, daha önce yedi haneli bağışlarını 2016’da yapmıştı. Şirket, o yıl hem Demokratik Ulusal Kongresi hem de Cumhuriyetçi Ulusal Kongresi’nin ev sahibi komitelerine 1 milyon dolardan fazla bağış yapmıştı.
Meta çalışanlarının siyasi bağışları
Meta çalışanlarının bu seçim döneminde yaptığı toplam bağış miktarı 4.7 milyon dolar olarak kaydedildi. OpenSecrets’e göre bu bağışların %80’i Demokrat adayları destekledi. Bu durum, Meta’nın resmi olarak tarafsız bir duruş sergilemesine rağmen çalışanlarının eğilimlerinin daha çok Demokrat Parti’ye yöneldiğini gösteriyor.
Zuckerberg istemeyerek de olsa hamlesini yaptı
Meta’nın Trump’ın yemin töreni fonuna yaptığı 1 milyon dolarlık bağış, şirketin siyasi sahnede nasıl bir denge kurmaya çalıştığını ortaya koyuyor. Zuckerberg’in Trump ile ilişkileri düzeltmek için gösterdiği çaba ve bu bağış, Meta’nın ABD siyasetindeki yerini yeniden yapılandırma çabası olarak yorumlanabilir.
Meta’nın bu adımı, şirketin gelecekteki politik bağış stratejileri ve teknoloji sektörü ile hükümet arasındaki ilişkilerin nasıl şekilleneceğine dair önemli bir sinyal niteliği taşıyor.