Yapay zeka teknolojisinin hızla gelişmesi ile bu teknolojiyi kullanan uygulamaların kullanıcı sayısı da hızla arttı ve gelinen noktada yasal düzenleme ihtiyacı büyük bir önem kazandı. Son yıllarda bu konu, Avrupa Parlamentosu’nun da dikkatini çekti ve Avrupa Birliği, yapay zeka teknolojisinin yasal ve etik boyutlarını düzenlemek için kapsamlı bir yasal çerçeve geliştirmek üzere gerekli adımları attı.
“AI Act” adlı düzenlemenin, yapay zekanın yaratıcı ve ticari kullanımını şekillendirmede kritik bir rol oynaması bekleniyor.
AI Act temelde, Avrupa Birliği’nde yapay zeka sistemlerinin geliştirilmesi, konumlandırılması ve kullanımını insan sağlığı, güvenliği ve temel haklara yönelik risk düzeylerine göre düzenleyecek kapsamlı bir yasal çerçevedir. Bununla birlikte, AI Act ile yapay zeka tarafından üretilen eserlerin güvenliği, şeffaflığı ve etik standartlara uygunluğu da daha yakından izlenecektir. Fakat diğer yandan, özellikle yaratıcı sektörlerde yapay zeka kullanımını etkileyebilecek potansiyel de taşımaktadır.
AI Act, AB Konseyi tarafından 21 Mayıs 2024 tarihinde nihai olarak onaylandı. Mevcut durumda, AB Resmi Gazetesi’nde yayınlanmaya hazırlanıyor ve yayımını takiben 20. günde yürürlüğe girecek. Yürürlüğe girmesinden sonra ise, bazı istisnai hükümleri hariç olmak üzere, 24 ay sonra geçerli olacak.
AI Act, yapay zeka teknolojilerinin güvenli ve etik bir şekilde geliştirilmesini ve kullanılmasını sağlamak amacıyla hazırlanmıştır ve temel hedefleri şunlardır:
- Risk tabanlı yaklaşım: Yapay zeka sistemleri risk seviyelerine göre sınıflandırılır (düşük, orta, yüksek ve yasaklanmış risk kategorileri). Yüksek riskli yapay zeka sistemleri için daha katı düzenlemeler öngörülürken, düşük riskli sistemler daha esnek bir yaklaşımla ele alınır.
- Şeffaflık ve hesap verebilirlik: Yapay zeka sistemlerinin şeffaf olması ve kullanıcıların bu sistemlerle ilgili bilgilendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, yapay zeka sistemlerinin karar verme süreçlerinin izlenebilir olması amaçlanmaktadır.
- İnsan hakları ve güvenlik: Yapay zeka sistemlerinin insan haklarına saygılı olması ve güvenli bir şekilde kullanılması sağlanmalıdır.
Görülebileceği üzere, AI Act’in temel hedefleri arasında telif haklarına ilişkin herhangi bir öngörü bulunmuyor. Oysa sadece yapay zekanın eğitiminde kullanılan içeriklere ilişkin hak tesisi değil, yapay zeka tarafından üretilen içeriklerin telif hakkı sahipliği de yasal belirsizliklerin başında gelmektedir.
Geleneksel telif hakkı yasaları, yalnızca insan yaratıcıları koruduğundan, hali hazırda yapay zeka tarafından üretilen eserlerin kime ait olduğu konusunda net bir yasal çerçeve bulunmamaktadır. AI Act de bu konuya net bir çözüm getirmemiştir. Bu durum hem içerik üreticileri hem de yapay zeka geliştiricileri için önemli bir sorun teşkil etmektedir.
Öte yandan, yapay zekanın eğitilmesi için kullanılan veri setleri, genellikle büyük miktarda telif hakkı koruması altındaki içeriklerden oluşmaktadır.
Bu veri setlerinin kullanımı ise telif hakkı ihlalleri riskini artırmaktadır. AB, bu konuda veri setlerinin kullanımını düzenlemek ve telif hakkı sahiplerinin haklarını korumak için yeni yaklaşımlar geliştirmektedir. Örneğin, veri setlerinin kullanımında adil kullanım (fair use) doktrini göz önünde bulundurularak yenilikçiliği teşvik etmenin yanında telif hakkı sahiplerinin haklarını korumak da amaçlanmaktadır.
Bu noktada adil kullanım doktrininin, yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesi ve kullanımı açısından kritik bir rol oynadığını belirtmek gerekir.
Ancak, yapay zekanın yarattığı yeni zorluklar karşısında bu doktrinin nasıl uygulanacağı konusunda da belirsizlikler mevcuttur.
Yapay zekanın yaratıcı içerik üretiminde adil kullanım ilkelerinin nasıl geçerli olacağı ve bu kullanımın sınırlarının nasıl belirleneceği önemli bir tartışma konusudur.
Sonuç olarak, yapay zekanın yasal düzenlemelere tabi olması gerektiği ve mevcut yasal düzenlemelerin teknolojik gelişmeleri karşılamadığı, özellikle telif hukuku gibi sınırları belirli bir alanda tartışmalara yol açan yapay zeka uygulamalarının herhangi bir hak kaybına sebep olmadan regüle edilmesi gerektiği bir süredir yüksek sesle tartışılıyor. Mevcut düzenlemelerin çözüm bulamadığı sorunların AI Act ile de çözülemeyeceği, yapay zekanın telif hukukuna değen noktalarında ayrı bir düzenleme yapılması gerekliliği hukukçular arasında yaygın bir görüş olarak benimsenmiş durumda. Yakın zamanda yapay zekanın telif düzenlemelerini de göreceğimizi düşünüyoruz.
Bu yazı Digital Report Dergisinin 19. sayısında yayınlanmıştır.