Şirketlerin birer teknoloji devi olmasını çok daha zor hale getirecek olan Avrupa Birliği Dijital Piyasalar Yasası yürürlüğe girdi. Yeni yasa, Amazon, Google ve Meta’yı 2023 yılında platformlarını daha açık ve diğer platformlarla birlikte çalışabilir hale getirmeye zorlaması beklenen bir süreci de beraberinde getiriyor. Bu yasa, Avrupa Birliği’nin teknoloji şirketlerini ABD’den çok daha aktif bir şekilde kontrol altında tutup düzenlediğini hatırlatır nitelikle görünüyor. Bundan sonraki süreçte, kullanıcıların cihazlarında ve kullandıkları uygulamalarda yapabilecekleri şeylerde büyük değişikliklere şahit olabiliriz.
Digital Markets Act (DMA)
Bu yılın başında Digital Markets Act (DMA)’nın kabul edilmesinde de önemli bir role sahip olan AB yetkilisi Gerard de Graaf, geçtiğimiz ay San Francisco’da, yasanın sonuçlarını teknoloji devlerine açıklamak üzere kurulan yeni bir AB ofisinin direktörü olarak atandı. Graaf, yaptığı açıklamada; “Şirketler duvarlarla çevrili bahçelerini açmak zorunda kalacaklar” ifadelerini kullandı.
De Graaf, iPhone kullanan kullanıcıların, uygulamaları sadece App Store’dan değil diğer mağazalardan da indirebilmesi gerektiğini savunuyor. Digital Markets Act (DMA), baskın teknoloji devi platformların daha küçük rakiplerinin önünü kesmemesi temeline dayanıyor. Bu bakış açısıyla WhatsApp’ın, Signal ve Telegram gibi rakip uygulamalardan da mesaj alması yönünde bir zorlama gelebilir. Bu durum, Amazon, Apple ve Google’ın gibi devlerin kendi uygulamalarına ve hizmetlerine öncelik vermesini engelleyebilir.
Teknoloji devi platformların yeni yasaya hemen uyum sağlaması gerekmiyor. AB’nin öncelikle hangi şirketlerin en sert kurallara tabi tutulacağına karar vermesi gerekiyor. Kurallara tabi tutulacak olan şirketlerin 2023 yılının ilkbahar aylarında açıklanması bekleniyor. Açıklanan şirketlerin yeni yasaya uyum sağlamaları için toplamda altı ay süreleri olacak.
AB’nin daha önce Google, Apple ve diğer şirketlere karşı antitröst soruşturmaları yoluyla büyük para cezaları uyguladığını, bunun da ispat yükümlülüğünü bürokratlara yükleyen bir mekanizma olduğunu belirten De Graaf, Digital Markets Act’e göre sorumluluğun işletmelere düştüğünü söylüyor.
AB’nin dijital gizlilik yasası olan GDPR gibi, DMA’nın da teknoloji platformlarının dünya genelindeki birçok kullanıcısına hizmet verme biçiminde değişikliklere ön ayak olması bekleniyor.
Digital Services Act (DSA)
Bazı sosyal medya uygulamaları da verilerini dışarıya açmak zorunda kalabilecekleri ikinci bir AB yasası olan Digital Services Act (DSA) ile mücadele etmek durumda kalacak. En büyük çevrimiçi platformların, aşamalı olarak uygulanmaya başlanacak olan bu yasaya, 2024 yılının ortalarına kadar uyum sağlaması bekleniyor. AB ayrıca yapay zeka için teknolojinin bazı kullanımlarını yasaklayabilecek özel kurallar getirmeyi de düşünüyor. De Graaf, teknoloji devleri için daha sert kuralların yalnızca insanları ve diğer işletmeleri haksız uygulamalardan korumaya yardımcı olmak için değil, aynı zamanda toplumun teknolojinin tüm faydalarından yararlanmasına izin vermek için gerekli olduğunu savunuyor. Graaf, aynı zamanda katı bir düzenleme eksikliğinin, halkın teknolojiye karşı olan güvenini sarsacağını düşünüyor.
AB’nin yeni ofisi, ABD’nin teknoloji politikaları konusunda daha fazla iş birliği yapma yönündeki son hamlelerinin hemen ardından açıldı.
AB artık daha aktif bir rol üstlenme niyetinde
Sivil özgürlükler grubu European Center for Not for Profit Law’da teknoloji üzerine çalışmalar yürüten Marlena Wisniak, AB’nin teknoloji sektörünün arka bahçesindeki yeni varlığını, küresel olarak teknoloji politikasını şekillendirme konusunda ciddi olduğunun yeni bir kanıtı olarak görüyor.
Wisniak ayrıca AB’nin dijital elçilerinin, politika uzmanlarından çok daha fazla yönetici, girişimci ve yatırımcının bulunduğu Silikon Vadisi’ne daha önce yeni gelenlerin planlarını raydan çıkaran tuzaklara düşmekten kaçınabileceğini umuyor.
Bu yazı Digital Report Dergisinin 16. sayısında yayınlanmıştır.