İzmir’deyim. Otobüslerde kolektif efervesan ve Milgram deneyine güzel örnek olabilecek bir telefon kullanımına kötü gözle bakma eğilimi var. Tıpkı şehirdeki çoğu şey gibi aptalca olan bu konu hakkında çiziktireyim dedim ama birkaç milyonu değil; herkesi etkileyebilecek bir şeyden, yani uçaklardan bahsedeceğim.
İlk el konsolun PSVita ya da N3DS ise çektiğimiz sıkıntıyı belki bilirsin, belki bilmezsin, zira uçaklarda elektronik eşyalara izin verileli çok olmuyor. Günümüzde hem yerle (baz istasyonları) hem de gökle (uydular) iletişim kurup, yolcusuna iki lokma da olsa Wi-Fi internet verebilen hava yolları var.
Peki neden bundan beş yıl öncesine kadar bu kadar darlıyorlardı? Walkman bile dinleyemiyorduk… Koskoca Boeing’iydi, Concorde’uydu, Airbus’ıydı düzgün bir uçak yapamıyorlar mı? Bir tablet açınca hemen İRTİFA KAYBEDİYOZ ÖLECEZ çığlıkları mı kopuyor? Dahası, uçak dediğin şey bantla sopayla mı ayakta tutuluyor?
Hayır. Şirketler mevzubahis güvenlik olunca araçlarını milyar tane testten, denemeden, sınamadan geçiriyorlar. Yani istersen 200 kişilik uçakta herkesin eline birer telefon, birer de tablet ver, uçağa bir zararı olmuyor.
Pilot hatası yüzünden olan kazaların %80’i pist ve kalkış arasında gerçekleşiyor. Uçak içinde olan kazaların çoğu da yer ve 3 km (10 bin feet) yükseklik arasında oluyor. Yani bir kez 10 bin feet üzerine çıkıp, yolu almaya başlayınca, iniş anına kadar neredeyse kaza olmuyor (Germanwings pilotuna selamlar).
Haydi kalkış anında bir sendelenme oldu, birinin elinden Xperia Z1 (en tuğla telefon) koptu…
…Juggernaut’un kaskına rağmen başını yardı, oradan kokpit kapısını deldi (deler mi deler valla) sonra da sisteme Çar Bombası gibi oturdu, ne olacak? Yok. Eline kitap ve dergi veriyorlar ya? Bir Xperia Z1 kadar kütük olmasa da Proust’un Kayıp Zamanın İzinde ciltlerini okusan da sebebi bu değil.
“E manyetik alan ıvır zıvır” Yok o da değil, zira pilotlar uzun zamandır fiziksel kağıt kürek yerine uçuş bilgilerini ve ıvır zıvırlarını dijital cihazlarda saklıyorlar.
“Ya kalkış anında gösterilen uyarıları dikkate almamız için yasaksa” A-a. 20 yıldır uçarım, daha o gösteriyi ciddiye almış bir kişi görmedim.
Evet, sadede geleyim, neden?
Çünkü eskiden baz istasyonları, yüksek bir yerden gelen sinyale uyum sağlayamıyor ve bozuluyordu. Yani, çoğu ticarî eylemde olduğu gibi senin sağlığın pek önemli değil; dertleri finansal. Kule bozulmasın falan yani. Kusura bakma hayallerini suya düşürdüm, umudunu kırdım, “en azından beni önemseyen bir havayolum var ^^” sanrılarını çöpe attım. Üzgünüm… Ama en azından beraber vakit geçirdik işte, fena mı yani?
Bu kadar pesimistlik yeter, o yüzden bir fun fact: İnternet sunan uçaklar daha hızlı yakıt harcıyorlar. Sebebi de hem aşağı hem de yukarıyla iletişim kuracak antenlerin fazlalığı ve bunların aerodinamik olarak uçağı yavaşlatması.