E-ticaretin fiziksel mağaza iş modelini artık geçersiz kılacağına dair genel kanının gerçek olmadığı anlaşıldı. Ancak fiziksel perakendenin kan kaybetmekte olduğu da bir gerçek. Çözüm, ironik şekilde tehdidin ta kendisi: Dijital devrim.
Fiziksel ve dijital perakendeyi ideal şekilde bir araya getirmenin en büyük zorluğu müşteri beklentilerini daha iyi anlamak ancak aynı zamanda teknolojik cihazlara olan bağımlılıktan kaçınmak. Bu zorlu denklem hem bir hayli karmaşık hem de acil çözüm arıyor. Bu denkleme fijital deniyor. Bu iki dünyanın buluşması çoklu kanal stratejilerinin uygulanmasını, dijital kanalların daha insancıl hale getirilirken, fiziksel alanların ise dijitalleştirilmesini gerektiriyor. Tüketiciler artık sürekli çevrimiçi, bilinçli ve dolayısıyla talepkâr. Deneyimlerine katma değer kazandırmak için gerçek inovasyonlara ihtiyaç var.
Sağduyulu teknolojiler
Tüketiciler araştırma süreçlerinin sonunda herhangi bir satış kanalından ilerlemek istediğinde, en iyi satıcıyla mümkün olan en verimli görüşmeyi yapmak istiyor. Ipsos tarafından gerçekleştirilen bir araştırma, tüketicilerinin yüzde 74’ünün mağazadaki deneyimleri doğrudan satıcının performansına bağladığını gösteriyor.
Çevrimiçi mağazalar en iyi satışçıyı 7/24 nasıl dijitale aktarabilecekleri sorusu üzerine harekete geçerek fijitalleşirken, fiziksel mağazalar ise satış sürecini çağa uyduracak sağduyulu teknolojileri benimsiyor. E-ticaretin perakendeyi fethettiği bir gerçek, ancak yalnızca fiziksel mağazacılık değil, müşteriler de bu dönüşüme direnç gösteriyor. Zira hâlâ fiziksel perakendenin alametifarikaları tam anlamıyla dijital dünyaya taşınabilmiş değil. İnsan etkileşimi, etkili dinleme, uzmanlık, kişiselleştirilmiş öneriler, markanın dünyasında vakit geçirebilme şansı ve tabii ki söz konusu ürüne dokunabilmek ve deneyebilmek, müşteriler tarafından hâlâ kıymetli bulunan özellikler.
Bu özelliklerin dijital dünyaya tam olarak aktarılamaması, ROPO (Research Online Purchase Oflline / Çevrimiçi Araştır Çevrimdışı Satın Al) fenomeninin doğmasına sebep oldu.
Mappy / BVA Web-to-Store Barometresine göre, Avrupalı her 10 müşteriden 9’u fiziksel mağazalardan alışveriş öncesinde ürünleri internetten araştırıyor. Ancak online alışveriş yapacak kişilerin sadece yüzde 48’i söz konusu ürünü fiziksel mağazalarda inceliyor. Öyle ki, söz konusu tanınmış markalara ait pahalı ürünler olduğunda bu oran yüzde 60’a kadar çıkıyor.
COVID-19 salgını perakende sektörünü olağanüstü şekilde sarstı. Perakendeciler, işlerinin çevrimiçi ya da çevrimdışı olmasına, ürünlerinin zaruri ya da ikinci derece olmasına ve büyük ya da küçük markalar yönetmelerine göre salgının şokunu farklı şiddetlerde hissettiler.
Bu yazı Digital Report Dergisi’nin 5. sayısında yayımlamıştır.