Kısa bir süre sonra uygulamaya alınacak dijital bankacılık lisansı, 1 Mayıs 2021’de devreye girecek online doğrulama süreçleri ile açık bankacılık çözümleri ve yaygınlaşan API kullanımı Türkiye finans sektörünü 2021’in ikinci yarısında hareketli günler bekliyor.
Atom, Starling, N26… Bankacılık sektörüne yakınsanız, bu isimleri duymamış olma ihtimaliniz çok düşük. Oldukça kısa sürelerde milyar dolarlık değerlemeleri yakalayan bu markalar, son yılların en çok dikkat çeken dijital bankaları.
Herhangi bir şubesi bulunmayan, hesap açılışını 5-10 dakika gibi sürelere indirmeyi başaran ve bunu tamamen online olarak sağlayan; her şeyin ötesinde de muhafazakar ve yaşlı bankacılık dünyasının bu yeni nesil gençleri olan dijital bankalar, bankacılık sektörüne bakış açımızı tümden değiştirmek üzere.
Mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sağlamaya çalışan ve müşterilerine kesintisiz ve hızlı işlem imkanı sunan bu yeni nesil bankalar, bir süredir Türkiye’deki sektör tarafından da dikkatle takip ediliyor. Bankacılık sektörünün çok kuvvetli bir altyapıya sahip olduğu, ancak nüfusunun önemli bir kısmının bankacılık hizmetlerine ulaşamadığı ülkemize bu yeni nesil dijital bankaların giriş yapıp yapmayacağı da belirsizliğini koruyor.
Dijital bankalar neden bu kadar hızlı büyüdü?
Türkiye’de en son teknoloji bankacılık ürünlerinden yararlansak da bu durum Avrupa’da oldukça farklı. Çok köklü ama bir o kadar da tutucu sayılabilecek, hantal bankalar yeni neslin ihtiyaçlarına çözüm olmakta çok yetersiz.
Dünyanın neresine giderseniz gidin şu an gençler finansal okuryazarlık eksikliği ve ekonomik problemlerle boğuşuyor. Yeni nesil bankalar ise parayla olan tatsız ilişkimizi daha yapıcı bir hale dönüştürme çabasında, sadece paranızı saklamakla değil paranızı en iyi şekilde nasıl harcayabileceğiniz ve biriktirebileceğinizle ilgili de çözümler sunmaya çalışıyorlar. Bu çabalar da karşılıksız kalmıyor.
Yurt dışında dijital bankacılık alanında yaşanan bu gelişmeler Türkiye’de de dikkatle izlenirken Ekonomi Reform Paketi’nde yer alan bir gelişme, ülkemizdeki dijital bankacılık ile ilgili tartışmaları farklı bir boyuta taşıdı.
Açıklanan pakete göre dijital bankacılık lisansı kısa bir süre sonra uygulamaya alınacak. Bu durum sektör tarafından heyecanla karşılandı. Bankacılık sektöründe olmayanlar için bu durumun heyecan yaratması pek anlaşılmayabilir. Türkiye tam anlamıyla bankacılık sisteminin çok gelişmiş olduğu bir ülke.
Artık bir banka olarak her şeyi kendiniz yapmak zorunda değilsiniz. İhtiyacınız olan çözümleri, para transferinden karta, krediden sadakat programlarına kadar gidip bu işi en iyi yapanlarından alıp kendi platformunuza entegre edebilirsiniz.
1 Mayıs 2021’de devreye girecek online doğrulama süreçleriyle de birlikte artık banka şubesine adım atmadan rahatlıkla hesabınızı açabilir hale geleceksiniz. Üstelik bu durum herhangi bir güvenlik riski olmaksızın yürütebileceğiniz şekilde yapılandırılmış durumda.
Ön ödemeli kart, para transferi, para çekme ve alternatif ödeme araçlarına erişebilmek gibi basit finansal servisler uzun süredir de e-para lisansına sahip firmalar tarafından sağlanıyordu.
Hatta bazı bankalar, süreçlerini hızlandırmak ve daha fazla müşteriye erişmek amacıyla ödeme kuruluşu kurarak e-para lisansı aldılar ya da almak üzereler.
Dijital bankacılık lisansı neden bu kadar önemli?
Dijital bankacılık lisans kapsamı olarak, e-para ve bankacılık arasında bir noktaya oturuyor. Sermaye gereksiniminin de bankacılık lisansına kıyasla çok daha düşük olacağı öngörülüyor.
Böyle bir durumda özellikle pazara yeni giriş yapacak oyuncuların, e-para lisansı yerine dijital bankacılık lisansını tercih etmeleri, bu lisansın daha rahat bir oyun alanı sağlayacağı düşünülürse oldukça mümkün. Açık bankacılık alanında yaşanan gelişmeler de dijital bankacılık lisansını destekletiyor. Açık bankacılık çözümleri ve yaygınlaşan API kullanımı size alanında en iyi çözümleri tek bir platformdan sunmaya imkan sağlıyor.
Şöyle düşünün; artık bir banka olarak her şeyi kendiniz yapmak zorunda değilsiniz. İhtiyacınız olan çözümleri, para transferinden karta, krediden sadakat programlarına kadar gidip bu işi en iyi yapanlarından alıp kendi platformunuza entegre edebilirsiniz.
Bu durum hem bir maliyet avantajı yaratıyor hem de çok hızlı bir şekilde pazara çıkmanıza ve rekabet edebilmenize yarıyor.
Halen Türkiye’de temel bankacılık servislerden yararlanamayan milyonlarca insan var.
Türkiye’deki gençler de dünyadaki diğer gençlerden farklı değil, paralarını daha akıllıca ve kolayca yönetmek istiyorlar ve şeffaf bir bankayla çalışma arzusu taşıyorlar. Bu noktada sadece renkli arayüzlerle değil gerçekten gençleri anlayan ve onların ihtiyaçlarına yanıt verebilecek, sosyal medya uygulamaları kadar pratik olabilen ve size paranızla ilgili en iyi kararları almanızı sağlayacak bir yapıya ihtiyaç var.
Umarım dijital bankacılık lisansı bu süreci çok daha kolaylaştıracak.