Zaman sınırlı mesajlarla 2011’de sosyal medya dünyasına giriş yapan Snapchat, çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu aylık 750 milyondan fazla kullanıcısıyla “super app” olmak için kolları sıvadı. Uygulamanın süper uygulama olmaya giden yolun zorluklarını nasıl aşacağı ise hem kullanıcıları hem de rakipleri için büyük bir merak konusu.
Unutanlar için hatırlatalım; aktif ve yaygın kullanılan örneklerini henüz sadece Asya pazarında gördüğümüz “super app” kavramı, sosyal medya özelliklerinden alışverişe, iletişimden finansal ödemelere kadar birçok hizmeti tek bir platform üzerinden sunan, kısacası neredeyse tüm dijital hayatınızı üzerinden yürütebileceğiniz kapsayıcı uygulamaları tanımlamak için kullanılıyor.
Asya pazarı dışındaki kullanıcıların henüz bu tarz uygulamalarla tanışmamış olmasının birden çok sebebi var ve bu sebepler önümüzdeki yıllarda Snapchat’in izleyeceği strateji için oldukça belirleyici nitelikte.
Temkinli adımlar
Snapchat, sade bir sosyal medya platformundan süper uygulamaya dönüşme çabalarını 2023 yılında hızlandırdı. Netflix ve Spotify ile yapılan ortaklıklar, Ticketmaster ile uygulama üzerinden etkinlik bileti satışı için yapılan anlaşma ve şirketin AR (artırılmış gerçeklik) alanında yaptığı yatırımlar, platformun sağladığı özelliklerin çeşitliliğini giderek artıran ve daha da artıracağını gösteren hamleler. Tüm bunlara ek olarak, henüz beta aşamasında olan ve içerik üreticilerine uygulama üzerinden ürün satma imkanını getirecek “Snap Store” özelliği de Snapchat’i süperliğe bir adım daha yaklaştıracak gibi görünüyor.
Snap’in hizmet kapsayıcılığı konusunda henüz emekleme aşamasında olduğunu söylemek gerek. Snapchat uygulaması çığır açan yenilikçi özellikler ekleyerek gelişmek yerine, kullanıcı deneyimi ve reklam odaklı çalışıyor. Bu da çoğunlukla mevcut özellikleri yeni teknolojiler ve iş birlikleriyle daha da cezbedici hale getirmekten geçiyor. Örneğin, Spotify üzerinden hikayelere müzik ekleme özgürlüğü artarken, Netflix sayesinde popüler dizi ve filmlere ait temalara sahip oldukça gerçekçi filtrelere ulaşılabiliyor.
![İlk küresel süper uygulama adayı: Snapchat 2 İlk küresel süper uygulama adayı: Snapchat](https://digitalreport.com.tr/wp-content/uploads/2023/11/Ilk-kuresel-super-uygulama-adayi-Snapchat.jpg)
Asya’da neden daha kolay?
Asya’daki süper uygulamalar, çıkış noktaları ne olursa olsun banka işlemlerinden yemek siparişine, telefon görüşmelerinden oyunlara kadar çok çeşitli kabiliyetleri kullanıcılarına sunarken, Snap gibi batılı süper uygulama adayları ise şimdilik etki alanlarını genişletirken daha temkinli ve “tematik” kalmaya odaklanıyor. İroniktir ki süper uygulamaya giden yol ise zengin özelliklerle daha kapsayıcı olmayı gerektiriyor.
Snapchat’in temkinli süper uygulama stratejisinin ardında, Asya’daki rakiplerinin tabi olmadığı sıkı yasal düzenlemeler ve kullanıcıların veri gizliliği konusundaki bilinçli ve şüpheci tutumları yatıyor. Süper uygulamaların membası olan Asya’da ise bundan daha farklı bir manzara görülüyor. Örneğin, WeChat ve Alibaba gibi Asyalı süper uygulamalar Facebook, Google, WhatsApp ve diğer birçok küresel hizmetin erişime engellendiği, batıya kıyasla veri güvenliğine yönelik yasal düzenlemelerinin daha esnek olduğu dev bir pazarda, büyük ölçüde rakipsiz biçimde faaliyet gösteriyor. Bu şartlarda, bir kullanıcının sosyal medya paylaşımlarından alınan veriyle doğru reklamları sunmak, verilen her hizmet için en iyi firmalarla anlaşmak ve her kullanıcının günde en az bir kere kullandığı bir uygulama haline gelmek daha kolay. Aktif olarak birçok şirket ve uygulamayla rekabet eden, saklayıp transfer edebileceği kullanıcı verisi kısıtlı olan Snapchat’in ne derece “süper” olabileceği hala bir soru işareti.
Dijital regülasyonları günden güne sertleşen ABD ve Avrupa pazarlarında, verilerini giderek daha çok önemseyen kullanıcıların dijital hayatının çoğunluğuna ev sahipliği yapmak, Snap gibi büyük bir şirket için bile kolay gerçekleştirilebilecek bir hedef değil. Ancak küresel pazarda kalıcı bir süper uygulama göreceksek, bunun bir günde gerçekleşmeyeceği de ortada.
![İlk küresel süper uygulama adayı: Snapchat 3 İlk küresel süper uygulama adayı: Snapchat](https://digitalreport.com.tr/wp-content/uploads/2023/11/Ilk-kuresel-super-uygulama-adayi-Snapchat_02.jpg)
Süper bir muamma
Snapchat, Asya pazarının aksine Batı’da belirgin yasal düzenlemeler ve veri gizliliği hususlarıyla mücadele etmek zorunda. Bu durum, uygulamanın kapsamını genişletme ve çok daha fazla hizmet sunma sürecini karmaşıklaştırıyor. Snapchat, kullanıcı deneyimini zenginleştirmeye odaklanarak, farklı sektörlerden ortaklıklar ve yenilikçi özellikler ekleyerek bu engelleri aşmayı planlıyor. Ortaklık ve işbirliklerini artırarak, kullanıcılarına daha kapsayıcı bir deneyim sunmayı amaçlayan Snapchat, böylece dijital dünyada daha fazla etki yaratmayı hedefliyor. Ancak bu süreçte rekabetin yanı sıra yasal ve etik sorumluluklar da Snapchat’i bekleyen zorluklar arasında yer alıyor. Snapchat’in sürekli evrilen ve kendini güncelleyen bir platform olarak kalabilmesi için kullanıcı ihtiyaçlarına ve beklentilerine hızlı bir şekilde adapte olması gerekiyor.
Diğer girişimlere emsal olacak
Süper uygulama idealine ulaşma sürecinde, Snapchat’in izleyeceği strateji ve atacağı adımlar, sektör için önemli bir referans noktası olacak. Bu süreci takip etmek, batı dünyasında süper uygulama kavramının ne derece uygulanabilir olduğunu ve bu tür bir uygulamanın karşılaşabileceği potansiyel zorlukları daha iyi anlamamızı sağlayacak. Snapchat, bu deneyimle sadece kendi yolculuğunu şekillendirmekle kalmayıp, aynı zamanda dijital inovasyon ve entegrasyonun geleceğini de belirleyecek önemli dersler sunuyor.
Bir zamanlar, birkaç yıla unutulacak bir sosyal ağ gözüyle bakılan Snapchat, bugünlerde küresel bir süper uygulama başarısının tarifini arıyor ve tüm sektörü aydınlatacak önemli bir deney gerçekleştiriyor: Dijital sektörleri sıkıca regüle eden, kullanıcılara seçim hakkı tanıyan ve sert rekabetlere ev sahipliği yapan batı dünyasında gerçek bir süper uygulama olmak mümkün mü? Bu sorunun yanıtını Snapchat’in macerasını takip ederek öğreneceğiz.
Bu yazı Digital Report Dergisinin 17. sayısında yayınlanmıştır.