“Dünyadan bakınca kara delikler çok ufaktırlar. O kadar uzaktadırlar ki bir kara deliğe bakmaya çalışmak ay yüzeyindeki bir karıncaya bakmaya çalışmak gibidir.” diyen Dr Neronov belli ki kara deliklere bakmakla ilgili bir başarı elde etmiş.
Avrupa Uzay Ajansı, uzaydaki Integral, Fermi ve Swift gözlemevlerini ve kozmik lensin büyütücü gücünü kullanarak, bir dev kara deliğin mahrem yerlerine bakmayı başardı.
Kara deliklerin etrafındaki alanlarda ışık hızına yakın hızlarda hareket eden gama ışınları gözlemleniyor ve kaynaklarından emin olunmasa da kara deliğin engellenemez iştahına kapılık inanılmaz hızlarda dönen nesnelerden çıktıkları düşünülüyor.
Bu ışınların evrene nasıl salındığını anlamak için kara deliğe biraz daha yakından bakmak lazımdı ve teleskoplar bu kapasiteden çok uzaklar. Peki Dr. Neronov ve ekibi bu kara delik röntgenciliğini nasıl başardı?
Büyük kozmik nesnelerin kütlesel çekim kuvvetleri tıpkı büyüteçler gibi etraflarından geçen ışığı büker ve odaklar. Bu olaya kütleçekimsel merceklenme deniyor.
Dr. Neronov ve meslektaşları hedefleri olan kara delik ve dünya arasında bulunan bir yıldızı, ışın saçan bölgeyi zumlamak için bu yöntemi ilk defa gama ışınlarıyla kullandılar. Bu yöntemle gözlemlenebilen alan Güneş-Dünya arası mesafenin 100 katı büyüklüğünde. Bu mesafenin kozmik ölçekte şu an klavyeye basmak için parmaklarımı hareket ettirdiğim mesafe kadar önemsiz olduğunu söylememe gerek bile yoktu ama yazı bu sayede biraz uzadı.
Mikro merceklenme olarak adlandırılan bu kütleçekimsel merceklenme yöntem sayesinde ekip, gama ışınlarının doğrudan kara deliğin yakın çevresinden geldiğini ortaya çıkardı.