Bir yanda harika bir algoritması ve ilham odaklı bir üretim süreciyle TikTok, diğer yanda ise TikTok’un bu popülaritesine karşı bir yapıda hayata geçirilip Instagram’a bir özellik olarak eklenen Reels. (Yazının konusu olmasa da YouTube’un da bu savaşa Shorts ürünü ile yakın zamanda girdiğini belirtmekte fayda var.) 2020 yılında üretilen videoların %73’ünün 2 dakika altında olduğunu biliyoruz, 2021 yılında bu oranın daha da arttığını tahmin etmek hiç de zor değil.
Peki deneyim konusunda hangisi daha iyi?
Önce hedef kitle ile karşılaştırmaya başladıktan sonra üretim, tüketim ve paylaşım noktalarını inceleyeceğiz ama başlamadan şunu belirtelim, bu satırların yazarları olarak TikTok’un her alanda karşılaştırmada ciddi bir şekilde ağır bastığını söyleyebiliriz. İtiraf etmek gerekirse belki de biz, çok geniş bir kullanıcı kitlesine normalde zor görünen bir video üretme sürecini bu kadar kolaylaştırdığı için biraz daha TikTok’a yakınsamış da olabiliriz.
Hedef kitle
UXplanet.org’daki bir makale TikTok’un hedef kitlesini Z jenerasyonunu, Instagram’ın hedef kitlesini ise Y jenerasyonu olarak belirlemiş. Bunu destekler bir istatistiği de pandemi döneminde çocukların TikTok bağımlılıklarına dikkat çekmek isteyen RTÜK Başkan Yardımcısı İbrahim Uslu, İngilterede yapılan bir araştırmaya atıfta bulunarak veriyor. Birleşik Krallık’ın iletişim alanında düzenleyici ve denetleyici kuruluşu olan Office of Communication (Ofcom) verisine göre TikTok kullanmayan çocuklarının oranı yalnızca yüzde 7’ymiş. 9-16 yaş arası uygulamayı kullanan kitlenin %66’sı da kendi videolarını yapıp paylaşıyorlarmış. TikTok’un sadece çocuklarda popüler olduğunu düşünmek de doğru olmayacak. TikTok içinde en geniş dağılımın olduğu grup %42,7 ile 18-34 yaş arasındakiler. Kişilerin ayda 21,5 saat vakit ayırdığı platformun giderek orta yaşlı kişilerde de popülerleştiğini söylemek mümkün.
Sadece Reels özelinde istatistiklere ulaşmak pek mümkün olmasa da Instagram’a baktığımızda yaş dağılımında en yüksek katılımın olduğu grup %33,1 ile 25-34 yaş arasındakiler olarak karşımıza çıkıyor.
Üretim
2020 yılı UX trendlerinden bahsederken “Üretken Kullanıcı” başlığıyla şunu dedik:
“Bu insanlar bu videoları nasıl çekiyorlar?”
Birçok tasarım toplantısında “onların dijital olgunlukları yeterli değil”, “bu süreç onlar için çok kolay olmalı” diyerek dikkate aldığımız kullanıcı grubu başka platformlarda ağır bir içerik üreticisine dönüşebiliyor.
Normalde birçok sosyal medya hesabında 90-9-1 gibi bir dağılım olur. İçerik %1’lik aktif kullanıcılar tarafından oluşturulur, %9’luk kısım kopyalar, paylaşır ve üretilmişi içeriği güncelleyerek yeni şeyler üretir, %90 ise izler.
TikTok üreticilerinin aslında çok farklı bir grup olduğunda bahsedip şunu da ekledik:
TikTok’un hedef kitlesine hem içerik ürettirme hem de onları aktif kullanıcı olarak tutma konusundaki başarısını daha çok konuşacağız. Şimdilik bir iki çıkarımımız var: TikTok ara yüzü video oluşturma konusunda sezgisel olarak keşfedebileceğiniz çok başarılı bir deneyim sunuyor.
TikTok kullanıcılarının içerik üretmesi için ilham konseptler yaratmada veya kullanıcıların yarattıklarını diğer kullanıcılara sunmakta çok başarılı. Üretim kısmında Reels’ın, Tiktok’un uzun zamandır yaptığı challange’lar üzerinden içerik ürettirmek gibi hareketleri adım adım dahil ettiğini gözlemliyoruz. Yine de Reels’ın kullanıcıları motive etmek ve onların ilham almalarını sağlama konusunda kat etmesi gereken ciddi mesafeler var.
Tüketim
İçeriğin tüketilmesi kısmında da yine TikTok’u çok farklı noktalara taşıyan bazı tasarım kararları ve ikna edici tasarım süreçleri var.
TikTok’un ard arda videoları izlediğiniz arayüzde, videonun tam ekran olarak gelmesini ve kişilerin aksiyonları video üzerinde bulunan yapılardan alması gibi bir tasarım bulunuyor. Bu dikkat dağıtıcılıktan uzak ve sizi tamamen videoya odaklayan bir yapı.
Reels ise Instagram’ın içinde bulunduğu için ve sayfanın en altında Instagram menüsü devam ettiği için tasarımında tam ekran etkisine sahip değil. Made to Stick kitabına göre popüler olan kısa videolar basit, beklenmedik, somut, duygusal ve hikaye içeren bir şekilde kurgulanıyor. Yine yapılan bir başka çalışmada özellikle TikTok videolarının ortalama 16 saniye sürdüğünü (Facebook videolarından 9 kat kısa), Feed yapısının bir amaç içermeden her scroll’da yeni bir video getirdiğini ve her bir içeriğin kişiselleştirilmiş ilgi çekici bir yapıda olduğunu söylüyor.
Bu noktada aslında kişiselleştirilmiş kısmının altını biraz kalın çizelim. Çünkü Re- els’ın algoritması TikTok ile karşılaştırılamayacak kadar basit bir seviyede kalıyor. Oysa TikTok kişinin hangi video türü ile nasıl bir etkileşimde kaldığını sürekli takip edip buna özel videoları kullanıcının karşısına çıkararak 1-2 dakikalık bir ziyareti 2 saatlik bir yolculuğa dönüştürebiliyor. TikTok kişilerin “at nalı temizleme, tıkanan tuvaletleri açma, trafik kazaları, arı kovanı temizleme” gibi ilgisini çeken video türlerini yakalayıp buna benzer videoları tekrar tekrar kullanıcı karşısına çıkarmakta harika. Bu algoritmanın 2021 yılında MIT Technology Review tarafından ön çıkarılan teknolojiler arasında listelendiğini de belirtelim.
Paylaşım
TikTok ve Instagram Reels videoların paylaşımları konusunda benzer seçenekleri sunsalar da TikTok’u diğer rakiplerinden tamamen ayıran bir özelliği var: Videoyu dışarı çıkarabilmek. Aslında internette karşılaştığımız kısa videoların önemli bir oranının Tiktok için- de üretilmesinin nedeni olan bir özellik bu. İndirilen ve başka platformlarda paylaşılan TikTok videolarından kullanıcı adını görerek TikTok’da kişiyi arayarak tekrar platforma dönmeyi sağlayan harika bir olta aynı zamanda. TikTok video üretimini kolay- laştırdığı gibi paylaşımda bariyerleri kaldırarak oyunu başka bir seviyeye taşıyor.
Yazıya tekrar baktığımızda baştan aşağı TikTok’un baskın olduğunu görebiliyoruz. Peki hiç mi kimseyi mutlu edecek bir şey yapamamış Reels diye sorabilirsiniz. Şu an için bu rekabette platformun gücünü kullanmak haricinde kısa videolar dünyasına bir yenilik getirmediklerini söyleyebiliriz. Karşısında ise odaklı bir deneyim sunan, kısa süre içinde kullanıcıyı bağlayan ve harika bir algoritmaya sahip TikTok varken bu yazıda Reels’le ilgili övgü cümleleri kurabilmemiz pek mümkün değil.
Bu yazı Digital Report Dergisi 11. sayısında yayınlanmıştır.