Ülkemiz de dahil olmak üzere birçok devlet, vatandaşlarının kripto varlıklara olan ilgisini dikkatle takip ediyor. Bazı devletler olumlu yaklaşarak kripto varlıkların kullanımını teşvik edecek düzenlemeler getirmeyi tercih etse de bazı devletlerin sınırlayıcı ve kimi zaman doğrudan yasaklayıcı bir tutum sergilediği görülüyor.
Yasaklayan ülkelerin suç gelirlerinin aklanması, yasadışı faaliyetlerin kripto varlıklarla yürütülmesi gibi kaygıları olduğunu görüyoruz. Kısıtlamayı tercih eden devletlerin ise kripto varlık sektörünü yakından izlediği ve devamlı gözetim altında tuttuğu biliniyor. Ancak kripto varlığın oluşturulmasını sağlayan, yapı taşındaki blokzinciri tamamen yasaklamak şimdilik teknik olarak mümkün görünmüyor. Bunun sebebi, işlem yapabilmek için yalnızca internet bağlantısının yeterli olması. İnternet erişiminin tamamen kesilmesi dışında kişilerin kripto varlıklara erişimini tamamen durdurmak şu an için mümkün.
Kripto varlıklara olumlu yaklaşan ülkelerde ise regülatif düzeyde düzenlemelere rastlıyoruz. Devletler, kripto varlıkları sistemlerine adapte ederek vergilendirme başta olmak üzere çeşitli esasları düzenliyorlar. Buradaki temel amaçlardan biri kripto varlıkları kontrol altına alarak ve yasal bir zemin oluşturarak yasadışı işlemlerin önüne geçmek.
Ekonomik anlamda dünyada söz sahibi olan ülkelerin ve kripto varlık konusunda yenilikçi yaklaşımlarıyla adından söz ettiren devletlerin yaklaşımlarını aşağıdaki gibi özetlemek mümkün:
- ABD: Kripto varlıklara yönelik henüz tüm eyaletleri kapsayan federal bir düzenleme bulunmuyor. Ancak dünyada en çok kripto varlık yatırımcısının bulunduğu ABD’de özellikle son zamanlarda olumlu bir yaklaşım sergileniyor. ABD Başkanı Biden’ın yakın zamanda imzaladığı kararnameyle suç gelirlerinin aklanmasının engellenmesi, finansal katılımın sağlanması, tüketicilerin korunması gibi konularda gerekli atılımların yapılacağı belirtiliyor.
- Avrupa Birliği (AB): AB genelinde kripto varlıklara ilişkin yürürlükte olan kapsayıcı bir düzenleme bulunmuyor. Üye ülkeler kendi iç düzenlemeleri uyaaarınca kripto varlık sektörünü değerlendiriyor. Bununla birlikte Avrupa Parlamentosu’nun yayımladığı Kripto Varlıklar Piyasası Düzenlemesi (Markets in Crypto-Assets Regulation – MICA) adlı kanun tasarısında tüm ülkelerde geçerli olacak düzenlemeler öngörüldü. AB’nin geneli değerlendirildiğinde ülkelerin büyük kısmının kripto varlıklara olumlu yaklaştığı ve teşvik edici faaliyetler yürüttüğü söylenebilir. Lihtenştayn’ın Bitcoin’i posta kurumu aracılığıyla vatandaşlarına sunması, Almanya’nın belirli bir miktarın altındaki kripto varlıklara ilişkin kullanıcılardan vergi almaması gibi hususlar olumlu olarak değerlendirilebilir.
- Çin: Çin, kripto varlıklara karşı yasaklayıcı ve kısıtlayıcı bir tutum sergiliyor. 2009’dan itibaren kripto varlıklara ilişkin çeşitli yasaklar getiren Çin, 2014’te kripto para ticaretini, geçtiğimiz yıl ise kripto para madenciliğini yasakladı. Bir yandan ise Çin’in dijital para birimi e-CYN’yi piyasaya sürmesi Çin’in teknolojik gelişmeleri takip ettiğini gösteriyor.
- Rusya: Rusya’da henüz kripto varlıklara ilişkin detaylı bir düzenleme bulunmamakta, ülke içerisinde kripto varlıklara ilişkin farklı görüşler dile getirilmektedir. Rusya Merkez Bankası ekonominin olumsuz etkileneceğini düşünerek kripto varlıklara karşı oldukça olumsuz bir tavır sergilese de Devlet Başkanı Putin birçok açıklamasında kripto varlıklara ve madenciliğine sıcak baktığını belirtti. Ayrıca yetkililer tarafından regülasyon çalışmalarının sürdürüldüğü de ifade ediliyor.
- El Salvador: El Salvador, oldukça destekleyici bir politika izliyor. Bitcoin’i resmi para birimi olarak kabul eden ilk ülke oldular ve yürürlüğe giren mevzuat uyarınca tüm iş yerleri Bitcoin ile yapılan ödemeleri kabul etmek zorunda bırakıldı. Bunun yanında ülkede, vatandaşlara Bitcoin ile vergi ödeme, kimlik numaralarıyla hükümetin sağladığı Bitcoin cüzdanına erişme gibi imkanlar sağlandı.
- İran: İran Merkez Bankası’nın 2018’de yaptığı açıklama sonrası finans kurumlarında kripto varlık işlemleri yasaklandı. 2019’da ise kripto varlık madencilerinden vergi alınmasına ilişkin düzenleme getirilen İran’da madencilerin çoğu yüksek vergi oranları sebebiyle yasa dışı şekilde madencilik faaliyetlerini sürdürdü. Ancak geçtiğimiz yıl İran’ın kripto varlıklara karşı bakış açısı değişti. İran Merkez Bankası ve İran Sanayi, Maden ve Ticaret Bakanlığı tarafından kripto varlıkların ülke için önemli olduğu vurgulandı ve yakın zamanda İran’a ait milli kripto paranın tedavüle gireceği belirtildi.
Türkiye ilk genel nitelikli kripto varlık düzenlemesi üzerinde çalışıyor
Türkiye’de henüz kripto varlıklara ilişkin kapsamlı bir düzenleme bulunmuyor. Daha önce yürürlüğe giren düzenlemeler kripto varlıkların ödeme hizmetlerinde kullanılamaması ve kripto varlık alım satım platformlarının Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) yükümlüsü olması gibi sınırlı ve kısıtlayıcı nitelikte. Bu kapsamda yeni kripto varlık kanun tasarısı hukukumuzda kripto varlık alım satımlarına ilişkin ilk genel nitelikli düzenleme olması açısından önem arz ediyor.
Tasarıda kripto varlık tanımlanmış olsa da kripto varlıkların hukuki niteliği tam olarak belirlenmedi. Hukuki niteliğine göre uygulama alanı bulacak düzenlemeler ve yetkili kılınan kamu otoritelerinin değişebileceğini öngörüyoruz. Tasarıya göre ödeme hizmetleri ve elektronik para mevzuatı kapsamında elektronik para olarak kabul edilen kripto varlıklara dair TCMB, sunulan bir ürün veya hizmete erişilmesini amaçlayan kripto varlıklara ilişkin Ticaret Bakanlığı yetkilidir. Diğer kripto varlıkların ise taşıdıkları özellikler ve sunduğu haklar değerlendirilerek tabi olacağı düzenleme belirlenecek. Bu yönde yurt dışında da benzer düzenlemelerin olduğunu görüyoruz.
Tasarıda, kripto varlık alım satım platformlarının yükümlülükleri de yer alıyor. Bilgi güvenliği, paydaşların sahip olması gereken şartlar gibi yükümlülükler arasından en dikkat çekeni izin yükümlülüğü. Tasarıya göre platformların faaliyetlerini sürdürebilmek için izin alması gerekiyor, izne ilişkin detayların Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından belirleneceği belirtiliyor. Benzer şekilde AB’de yürürlüğe girmesi beklenen Kripto Varlıklar Piyasası Düzenlemesi (MICA) isimli kanun tasarısında da Platformlar’a izin yükümlülüğü getirildi. Bu kapsamda buna benzer izin yükümlülüklerinin pek çok kanun koyucu tarafından öngörüldüğünü söyleyebiliriz. Vatandaşların platformlar aracılığıyla yüksek hacimli işlemler yapması ve platform hesaplarında büyük miktarda varlık bulundurmaları sebebiyle bu düzenlemenin makul olduğu söylenebilecek.
Ayrıca tasarıda yer alan platformların zarar sorumluluğu sayesinde de vatandaşların mağdur olmalarının önüne geçilmek istendiğini görüyoruz.
Tasarı uyarınca yurt dışında bulunan platformların Türkiye’de yerleşik kişilere hizmet sunması belirli şartlara bağlanmıştır: Platformların Türkiye’de iş yeri açması, Türkçe internet sitesi oluşturması ve sunulan kripto varlık hizmetlerine ilişkin olarak doğrudan ve/veya Türkiye’de yerleşik kişi ya da kurumlar aracılığıyla tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinde bulunmaları. Bu şartları yerine getirmeyen yurt dışındaki platformlar Türkiye’de faaliyet gösteremeyecektir.
Bu düzenlemenin, Türkiye’de kripto varlık sektörüne darbe vurabileceğinden isabetli olmadığı kanaatindeyiz. Tasarı, yurt dışındaki platformların Türkiye’de Kurul tarafından belirlenecek usul ve esaslara uygun olarak faaliyet gösterebilmesi için düzenleme getirmiyor. Dolayısıyla, yurt dışı platformları hiçbir faaliyet izni sürecine dahil edilmeyerek Türk kripto varlık alım satım platformları piyasasından dışlanmakta. Ayrıca bu yasak sebebiyle ne yurt dışından Türkiye’ye ne de Türkiye’den yurt dışına kripto varlık transferi Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında söz konusu olamayacak. Ancak kripto varlıkların doğası gereği platformlar, müşterilerin Platform üzerindeki faaliyetleri ya da dijital cüzdanları üzerinden yerlerini tespit edememektedir.
Bu nedenle, Türkiye’de yerleşik bir kişiden yurt dışındaki platformlara işlem yapmak üzere gelen taleplerin tespit edilmesi ve gerçekleştirilmemesi mümkün görülmüyor.
Bir diğer husus, birçok konunun tasarıda düzenlenmesi yerine SPK’nın çıkartacağı ikincil düzenlemelerle belirlenecek olmasıdır. Dolayısıyla Tasarı SPK’ya kapsamı çok geniş bir takdir yetkisi tanımakta, bu belirsizlik tasarı ile getirilmesi öngörülen regülatif belirliliği ortadan kaldırıyor.
Blokzincir ve uluslararası düzenlemelere uygunluk önem taşıyor
Kripto varlıklara gösterilen ilgi sebebiyle bu alanda bir düzenleme yapılması kaçınılmaz hale geldi. Tasarının ise birçok olumlu tarafı bulunmasına ve yatırımcıları korumaya yönelik hükümler içermesine rağmen bazı noktalarda blokzincir teknolojisiyle örtüşmediğini söyleyebiliriz.
Ülkemizde konuya ilişkin yapılan çalışmalar umut verici ve ilgili otoritelerin de konuyu dikkate takip ettiğinin bir göstergesi. Ancak getirilecek düzenlemenin hem blokzincir teknolojisine hem de uluslararası düzenlemelere uygun olması ekonomimiz ve yatırımcılar için büyük önem arz ediyor.
Bu yazı Digital Report Dergisi 13. sayısında yayınlanmıştır.