Dolby ile yaptığı özel anlaşma sayesinde bu yıl sadece LG TV’lerde bulunacak özellik, yüzde 33 daha yüksek HDR görüntüler sunuyor.
Son yıllarda TV teknolojisi farklı yönlerde gelişim gösteriyor. Full HD çözünürlük, Akıllı TV, 3D görüntü gibi teknolojileri, kavisli (curved) ekranlar ve Ultra HD/4K çözünürlükler izledi. Şimdi de bir HDR furyası almış başını gidiyor.
LG’nin düzenlediği özel bir tanıtımla, bu yılın en çarpıcı üç yeni TV modelini test ettim. Serinin en üst ürünü olan OLED77G6V, 77 inçlik bir ekran büyüklüğüne sahip.
Son derece ince bir panelde ‘gerçek siyah’ deneyimi
Firma panel inceliğinde kendini aşmış ve 2,57 mm kalınlığındaki bir panel üretmiş. Öndeki camla birlikte cihazın en ince yerdeki kalınlığı 3,33 mm.
Kullanılan OLED teknolojisi, siyahları görüntülemekte LCD ve LED öncüllerine göre daha başarılı. Zira bu teknolojide arka ve yan aydınlatma yerine, her piksel bağımsız olarak aydınlatılıyor. Siyah elde etmek istediğinizde sadece gerekli pikselleri kapatmak yeterli oluyor. Bu tam tersi durumda da geçerli. Bu da, siyaha yakın aydınlık noktaların, siyah olması gereken yerleri aydınlatmasını önlüyor.
Dolayısıyla, şirketin ‘sonsuz kontrast’ dediği durum ortaya çıkıyor. Yani aydınlık ve karanlık arasındaki fark belirginleşerek, görüntü gerçekçiliğini koruyor.
Aydınlık karanlık dengesindeki bir unsur da fotoğrafta karşımıza çıkan ve videodan sonra TV’lere sıçrayan HDR, yani yüksek dinamik aralık.
Dolby Vision bu yıl sadece LG TV’lerde
Piyasada, her ne kadar şirketler pazarlama sebebiyle farklı adlar taksalar da, iki geçerli HDR teknolojisi bulunuyor. Bunlardan birisi açık bir standart olan HDR10, diğeri ise Dolby Vision.
Bu sistemler genellikle yazılım ile uyumlu içerikleri filtreleyerek görüntülerdeki aydınlık / karanlık dengesini artırıyor. Ancak HDR10, tüm filme aynı filtreyi uygularken, Dolby Vision’da her sahne için o sahneye özel filtreleme yapılıyor. Bu da yüzde 33’e kadar daha yüksek başarı elde edilmesini sağlıyor.
LG yetkililerinin bunu vurgulamasının sebebi, Dolby ile yaptıkları münhasırlık anlaşması. Yani 2016 model TV’lerde Dolby Vision özelliğini kullanma hakkı sadece LG’de olacak, seneye ise diğer üreticiler de bu lisansa sahip TV’leri piyasaya çıkartabilecekler.
Dolby Vision özelliği, bugün ülkemizde rölansmanı yapılan Netflix’te de yerini almış durumda. Ultra HD/4K ve Dolby Vision logoları, Netflix’teki içeriklerin bilgi ekranında görülebiliyor. Ancak bunları seyredebilmek için en az 20 Mbit hızında bir internet bağlantınız olması gerektiğini hatırlatayım.
Panelle ilgili bir diğer öne çıkan özellik; 10 bit renk desteğine sahip olması. Bu da, 1 milyardan fazla renk işlemesini ve dijital sinema endüstrisinin kullandığı Digital Cinema Initiative (DCI) renk standartlarının yüzde 99’unu desteklemesini sağlıyor.
Web ve uygulamalar bilgisayar kadar hızlı
LG OLED65G6V, işletim sistemi olarak da webOS 3 kullanıyor. Test ettiğim kadarıyla söyleyebilirim ki, akıllı TV’lerdeki hız ve bağlantı problemleri ortadan kalkmış. Aynı kablosuz ağdaki bir dizüstü bilgisayar ve akıllı TV’yi tekmono’yu açmak üzere yarıştırdık ve LG TV’nin web tarayıcısı son derece hızlı bir şekilde sayfayı görüntülemeyi başardı. Ancak hız sadece tekmono ile sınırlı kalmadı, Google aramalarında da benzer bir performansa şahit oldum.
İşaretçiye sahip kumandası, bazı rakip cihazlardaki gibi klavyeye sahip değil, ancak bu işaretçi TV’yi yönetmeyi son derece kolaylaştırıyor. Dilerseniz Bluetooth destekli bir klavye-fare takarak, web ve uygulamalardan faydalanabilir, TV’yi yönetebilirsiniz.
Bunun dışında örneğin müzik dinlerken TV ekranını kapatma gibi özelliklerin artık düşünülmüş olması da, gözden kaçmaması gereken ince detaylar.
Harman Kardon hoparlörler sinema keyfini tamamlıyor
Görüntü ve teknik özellikler konusundan yeterince bahsettik, ancak görüntünün tamamlayıcısı sesi unutmamak lazım. Film, dizi ya da spor müsabakaları kadar müzik dinlerken de odayı doldurabilecek bir ses olması, seyircileri atmosfere sokmak açısından önemli.
Harman Kardon’un özel hazırladığı soundbar, TV’nin alt kısmına monte ediliyor. Üretim sonrası ve montaj sonrası olmak üzere iki kez sertifikalandırılarak kalitesi garanti edilen sistem, 80 Watt ses çıkışı sağlıyor ve 5+2 hoparlörden oluşuyor.
TV’nin ayarlarından odaya göre ses optimizasyonu da otomatik yapılabiliyor. Bunun için kumandayı oturduğunuz yerden ekrana doğru tutmanız gerekiyor, bu esnada TV’den gelen test sesleri, kumandadaki mikrofondan ölçülüyor ve ses en iyi ayarlara getiriliyor.
Harman Kardon’un hoparlörü, TV’ye önden ve arkadan çıkıntı verse de, duvar montajına engel olmuyor. Bu durumda da, hoparlör farklı bir şekilde takılarak kullanılabiliyor.
Diğer iki TV’ye gelirsek; bu cihazdaki özellikler, 65 inçlik OLED65E6V’de de yer alıyor. Tek fark, hoparlörün 60 Watt gücünde olması.
Kavisli ekranda açı ve görüntü farkı
Üçüncü model olan OLED55C6V ise kavisli ekrana sahip. Bugüne dek kavisli ekranlarda OLED kullanılmamasının dezavantajlarını vurgulayan LG yetkilileri, bunun TV’nin yan açılardan izlendiği durumlarda kalite düşüşüne ve farklı panel teknolojisinin de görüntü kalitesinde düşüşe sebep olduğunu söylüyorlar. Bu sebeple OLED kullanılan modelin görüntü ve ses kalitesi açısından diğer iki modelden aşağı kalır yanı yok.
TV’lerle ilgili son olarak eklemek istediğim, Wi-Di desteği ile bilgisayardan görüntü aktarımının, MiraCast ile uyumlu cihazlardan video başta içerik aktarımının kolayca yapılabilmesi oalcak.
Türkiye’deki TV pazarı ne uzuyor ne kısalıyor…
Yetkililerle TV pazarını da konuştuk. Fakat ne yazık ki, ülkemizdeki TV pazarı hakkında bilgi sahibi olmak, öyle sanıldığı gibi kolay değil. Araştırma şirketlerinin parayla sattığı ve basın bültenlerinde sadece kırıntısını bıraktığı veriler, TV üreticilerinin de (haklı olarak) sadece kendi verdiği kırıntılarla birleşince, pazar hakkında yorum yapmak zor.
Ben de elimden geldiği (elimin kolumun yettiği) kadarıyla sizi aydınlatayım. Bundan iki yıl önce, yani 2014 (pazar verileri açısından bakarsak, sondan bir önceki pazar verisine sahip olduğumuz yıl) Türkiye’de 3,7 milyon adet TV satıldı. 2015’te ise bu rakam 3,1 milyonda kaldı.
LG’deki yetkililer pazar payı sorularımı çok detaylı yanıtlamadılar, ancak 2014’te yüzde 27 olan pazar payının yüzde 32’ye çıktığını belirttiler. Ancak yüzde 32 sadece zincir mağazalardaki (yani teknoloji marketlerdeki) pazar payı. Dolayısıyla bayi satışları buna katılmış değil. Bu sebeple, şirketin TV pazar payının büyüdüğünü ya da küçüldüğünü söyleyemeyiz.
Bu yıl ile ilgili görüşleri ise pazarın beklenen büyümenin altında kaldığı yönünde. Temmuz ayında Türkiye’de yaklaşık 250 bin adet TV satıldığını belirttiler. Ancak önceki yıllarda (hele Dünya ve Avrupa Futbol Şampiyonası olan yıllarda) yaz satışlarının 1,5 milyonu bulduğunu ve bu aylarda satışların yüzde 15 arttığını biliyoruz. Bu yıl da yüzde 20 artış olduğu sektör paydaşlarınca konuşuluyor, dolayısıyla, bu yaz yaşadığımız çeşitli talihsiz olayları da hesaba katarsak, Türkiye’nin TV satışları açısından çok gerilemediğini söylememiz yanlış olmaz.