Günümüzün ileri görüşlü finansal kurumları çalışanlarının işlerini kolaylaştıran, hızlandıran ya da doğrudan doğruya onların yerini alan modern teknolojiler kullanarak verimliliklerini artırmanın ve müşterilerine yeni ürünler, hizmetler sunarak farklılaşabilmenin telaşındalar.
Tüm fintek şirketlerinin ekonomik belirsizlik dönemlerinde bile ellerindeki kaynaklarla neler yapabileceklerine dair bir vizyon geliştirmeleri gerekiyor. Pandemi öncesinde birçok finans kurumu, dijital bankacılık dönüşümüne ya başlamış ya da önemli ilerlemeler kaydetmişti. Pandemi sonrasında ise finans kurumları ve bankalar hızla artan tüketici beklentilerine yanıt verebilmek için dijital dönüşüm çalışmalarını hızlandırmak zorunda kaldı.
Hibrit çalışmanın yeni norm haline gelmesi ve yeni teknolojilerin tüm iş süreçlerini dönüştürmesi, finansal kurumların mevcut iş modellerindeki karmaşıklığı hiç olmadığı kadar artırdı. Artık tüm bu değişime “yetişebilmek” değil “geleceğe hazırlanmak” önemli hale geldi.
Geleceği öngörmek için hype döngüsünü kullanmak
Araştırma şirketi Gartner, bir teknolojinin geliştirilmesi, ticari kullanıma sunulması, benimsenmesi, düşüş yaşaması ve nihayet eskimesi şeklinde ilerleyen süreci ‘hype döngüsü’ olarak adlandırıyor. Bu döngü 5 temel aşamadan oluşuyor.
1. Aşama: İnovasyon tetikleyicisi
Yeni bir teknolojinin halka ilk kez tanıtıldığı aşamadır. Genellikle ürün ve potansiyel uygulamaları hakkında çok fazla abartı vardır. Ortada prototipler olabilir ancak genellikle işlevsel ürünler veya pazar çalışmaları yoktur.
2. Aşama: Şişirilmiş beklentilerin zirvesi
Medya kuruluşları ve analistler yeni teknolojiyi ve potansiyel uygulamalarını fark eder. Bu da ilginin artmasına ve genellikle gerçekçi olmayan beklentilere yol açar.
3. Aşama: Hayal kırıklığı çukuru
Gerçeklik ortaya çıktıkça başlangıçtaki coşkunun yersiz olduğu anlaşılır. İnsanlar teknolojinin uygulanabilirliğini ve potansiyelini sorguladıkça coşku azalır.
4. Aşama: Aydınlanma rampası
Bu aşamada ürünün yetenekleri, sınırlamaları ve potansiyel kullanım durumları hakkında daha gerçekçi beklentiler ortaya çıkar. İnsanlar ürünün neler başarabileceği konusunda daha bilgili hale gelir.
Teknolojiyi erken benimseyenler ilk faydaları görmeye başlar. Bu durumu fark edenler söz konusu yeniliği kendi kuruluşlarına nasıl uyarlayacaklarını anlamaya başlar.
5. Aşama: Verimlilik platosu
Son aşama ürünün olgunluğa ulaşması ve pazarda yaygın olarak benimsenmesidir. Bu noktada insanlar ürüne aşinadır ve onu nasıl etkili bir şekilde kullanacaklarını iyi bir şekilde anlamışlardır. Kullanıcılar ürünün özelliklerinden yararlanma konusunda daha yetkin hale geldikçe bu durum üretkenliği de pozitif etkiler.

Döngüleri fark etmek ne fayda sağlıyor?
Gartner’ın hype döngüleri gelişmekte olan teknolojilerin olgunluğunu ve potansiyelini değerlendirmek için önemli bir yol haritası sunuyor. Hype döngüsü, bir teknolojinin mevcut durumu, başarı beklentisi ve daha geniş pazarlara ulaşıp ulaşamayacağı hakkında objektif bir değerlendirme sunarak nereye yatırım yapılması ve nerede yatırımdan kaçınılması gerektiği konusunda fikir veriyor.
Örneğin, bir teknoloji Şişirilmiş Beklentilerin Zirvesi aşamasındaysa işletmeler bunun başlangıçta düşünüldüğü kadar etkili olmayabileceğini ve bu nedenle yatırım yapmadan önce daha fazla araştırma yapılması gerektiğini görebiliyor. Öte yandan Aydınlanma Rampası aşamasında olan teknolojiler daha az riskle daha güvenilir ve kanıtlanmış çözümler sağlayabiliyor. Ödeme sistemlerindeki inovasyonlar, bankaların finteklerle hem rekabet etmesini hem de ortaklık kurmasını sağlıyor. Aynı zamanda müşterilerin ürün ve hizmetlere olan talebini etkiliyor ve küresel olarak düzenleyici eylemleri şekillendiriyor. CIO’lar bu hype döngüsünü pratik iş kararları almak ve ödemelere yönelik stratejik yatırımları önceliklendirmek için kullanabiliyor.
Ödeme sistemleri sektöründe öne çıkan teknolojiler ve hype döngüsü
Yurt dışına para gönderimi, gerçek zamanlı ödemeler, makine müşteriler, alternatif ödeme yöntemleri ve bunların altında yatan teknolojilerin giderek yükselmesi, ödeme sistemleri sektöründeki şirketler arasındaki rekabeti kızıştırıyor.
Rekabette önde kalmak isteyen banka CIO’larının yenilikleri takip etmesi, organizasyonlarının ve müşterilerinin gelecekteki ihtiyaçlarını öngörmesi ve
yatırımlarını buna göre önceliklendirmesi gerekiyor.
Yakın gelecekte ödeme sistemleri sektörünü önemli ölçüde etkilemesi beklenen ve hype döngüsünde yer alan teknolojiler dört ana başlık altında toplanıyor:
1. Gerçek zamanlı ödemeler
Bu başlık altında yurt içi ve sınır ötesi gerçek zamanlı ödemeleri mümkün kılan teknolojiler, platformlar ve sınır ötesi gerçek zamanlı ödemelerin küresel düzeyde birlikte çalışabilirliğini sağlamak için gereken yenilikleri kapsıyor. Bu hype döngüsündeki yenilikler şöyle sıralanıyor:
- Parayı gerçek zamanlı olarak hareket ettirmek ve bu işlemi destekleyen altyapı
- Gömülü ödeme ekosistemlerinden yeni gelir akışları yaratmak
- Mevcut, yeni ve ortaya çıkan küresel ödeme yöntemlerini işlemek
- Ödemelerde yapay zeka ve üretken yapay zeka kullanmak
- Gerçek zamanlı sınır ötesi ödemeler
- Bankacılıkta hibrit bulut
- Bankacılık ödemeleri için genel bulut
- Perakende merkez bankası dijital paraları (CBDC)
- Toptan merkez bankası dijital paraları (CBDC)
2. Ödeme ekosistemleri
Bu başlıkta bankaların yeni pazarlara açılmalarına yardımcı olmasını sağlayan teknolojiler bulunuyor. API platformları, bankaların ödeme stratejilerini yeniden şekillendirmelerini ve müşterileri yeni hizmet ortamlarına çekmelerini sağlıyor. Böylece yeni gelir kalemleri yaratılmış oluyor. Bu çerçevedeki yenilikler arasında şunlar yer alıyor:
- Veri odaklı inovasyon
- Açık ödemeler
- İşlem verisi üzerinden gelir elde etme
- Bankacılıkta API pazar yerleri
3. Ödeme işlemleri
Mevcut, yeni ve gelişmekte olan küresel ödeme yöntemlerini desteklemek için yenilikçi yollar şöyle sıralanıyor:
- Blok zinciri varlık tokenizasyonu
- Bankacılıkta çevrim dışı dijital ödemeler
- Ödemelerde akıllı sözleşmeler
- Birleştirilebilir ödeme merkezi platformları
- Hizmet olarak ödemeler
- Merkezi olmayan finans
- Programlanabilir para
4. Ödemelerde yapay zeka ve üretken yapay zeka etkisi
Doğrudan işlem (STP) oranlarını en üst düzeye çıkarmak ve işlemler işlenmeden önce dolandırıcılık girişimi olup olmadığını tespit edebilmek her zaman öncelik taşıyor. Üretken yapay zeka da dahil olmak üzere yapay zeka tekniklerindeki gelişmeler, ödemelerle ilgili bankacılık operasyonlarını etkileyen yenilikleri teşvik ediyor.
Bu yenilikler, müşteri memnuniyeti, güvenlik ve STP oranlarını artırmaya yardımcı oluyor. Bu başlıkla ilgili takip edilmesi ve gereken yenilikler ise şöyle sıralanıyor:
- Bankacılıkta üretken yapay zeka
- Bankacılıkta hiperotomasyon araçları
- Önleyici dolandırıcılık tespiti
- Bankacılıkta makine müşterileri
Yakın gelecekte bankaların nelere hazırlanması gerekiyor?
Gartner, önümüzdeki iki yıl içinde olgunlaşacak ve ana akım haline gelecek üç teknolojiye dikkat çekiyor. Bunlardan ilki olan gerçek zamanlı ödemelerin dönüştürücü bir etkiye sahip olması bekleniyor. Diğer ikisi olan veri odaklı inovasyon ve açık ödemelerin ise yüksek bir etki yaratacağı tahmin ediliyor.
Gerçek zamanlı ödemeler, ödemeleri günün belirli saatlerinde gerçekleşen para hareketinden, saniyeler içinde sonuçlanan kesintisiz bir sürece dönüştürme potansiyeli sunuyor.
Gartner ayrıca ana akım olarak 2-5 yıl içinde benimsenecek yenilikler arasında yer alan toptan merkez bankası dijital parası CBDC, önleyici dolandırıcılık tespiti, ödemelerde akıllı sözleşmeler ve blok zinciri varlık tokenleştirmesinin ödeme hızına, güvenliğine ve veri erişimine olan etkisine de dikkat çekiyor.
Banka CIO’larının bu yeniliklerin etkisini değerlendirip önceliklerini buna göre belirlemesi gerekiyor. Geleneksel iş süreçlerini SaaS sağlayıcılarına dış kaynak olarak verme veya bu teknolojileri destekleyen finteklerle iş birliği yapma gerekliliği ortaya çıkacak gibi görünüyor.
Yeni teknolojilerin fırsatları ve riskleri
Gartner, “yeni teknolojiler” için hype döngüsü tartışmalarında kanıtlanmış bir yol veya kesin bir yatırım getirisi olmadığını özellikle belirtiyor. Yerleşik kullanım senaryoları olan teknolojilerin aksine yeni teknolojiler daha yıkıcı olduğundan ana akım haline gelmesi iki yıl içinde gerçekleşebileceği gibi on yıldan daha uzun da sürebiliyor. Yeni teknolojilerin erken aşamada nasıl evrileceğine dair her zaman büyük belirsizlikler bulunuyor.
Yeni çıkmış teknolojiler uygulama açısından daha büyük riskler taşırken, erken benimseyenler için de potansiyel olarak daha büyük faydalar sunabiliyor. Tüm bu yenilikler dünyasında finansal kurumların müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde ürünler ve kanallar geliştirmeye, yeni teknolojik yeteneklere yatırım yapmaya ve otomasyon süreçlerini iyileştirmeye öncelik vermesi gerekiyor.
Bu yazı Digital Report Dergisinin 20. sayısında yayınlanmıştır.




