Bitcoin başta olmak üzere kripto paralarda uzun süre aşağı yönlü giden grafik tersine dönmüş gibi görünüyor. Piyasada neler oluyor şu an?
Piyasa aslında Bitcoin’in 3. yarılanma dönemine uygun şekilde gidiyor. Bu da şu demek: Mayıs 2020’deki yarılanmanın ardından aşağı yukarı 1-1,5 sene yukarı yönlü bir gidiş olması gerekiyor. Sonrasında 4 yıl olan yarılanma süresinin kalan 2-2,5 senesinde kripto kışı ya da ayı dönemi dediğimiz dönem yaşanıyor. Şu an bu dönemin ne kadar süreceği konusunda tartışmalar var. Bana göre Bitcoin yarılanmaya uygun şekilde 2021 yılını tamamlayacak gibi görünüyor. Burada elbette inişler çıkışlar olacaktır. Bunu değiştirecek ise Ethereum’daki gelişmeler olabilir. 4 Ağustos’ta Ethereum’da bir ağ güncellemesi olacak. Ethereum beklediği güncellemeleri yapabilirse ve iyi performanslı bir süreç ortaya çıkarsa 12 yıldan beri Bitcoin’e bağlı giden piyasada süreç biraz daha farklılaşır. Şu anda Bitcoin’in piyasa hakimiyeti yüzde 40 civarında. Ethereum’un ise yüzde 17-18 gibi. Eğer Bitcoin’in hakimiyeti yüzde 40’ın altına iner, Ethereum ekosisteminin hakimiyeti yüzde 25’lere doğru çıkarsa boğa ve ayı dönemi ezberleri bozulmuş olur. Piyasayı takip edenlerin Bitcoin’in hakimiyetinin yüzde 40’ı üstüne çıkma ya da altına inme durumlarını takip etmeleri gerek. Ethereum için de aynı şekilde yüzde 20 altı ve üstü kritik seviyeler.
Kripto para ekosistemi üzerinde bir Elon Musk etkisi var malum. Ayrıca kripto para yatırımcıları kendisinden son dönemde pek hazzetmiyor. Sen bu konuda ne düşünüyorsun? Elon Musk ne yapmaya çalışıyor?
Elon Musk önemli bir girişimci. Ancak her konuda çok iyi olmasını beklemek doğru olmaz. Musk bence hala kripto para ekosistemine yabancı. Dogecoin ile farklı bir ilişkisi var. Dogecoin ve etrafındaki coin’leri destekliyor. İlk başta Bitcoin’i destekler gibi görünse de piyasadaki etkisini Dogecoin’den yana kullandı. Halbuki Dogecoin dediğimiz aslında Bitcoin’in klonu ve merkeziyetsizlik anlamında da Bitcoin kadar güçlü bir yapısı yok. Birkaç yüz tane kayıt tutucusu var. Onlar da Dogecoin’in kurucusunun arkadaşları. Dogecoin’in piyasa için çok yenilikçi bir coin olduğunu söyleyemeyiz. Ancak Elon Musk bunu tersine çevirebilir. Dogecoin’in yapısı ve topluluğu buna uyum sağlar mı bilmiyoruz. Elon Musk Dogecoin’e yeni bir yol haritası getirmezse etkisi sadece bir spekülasyon olarak kalır.
Musk, mayıs ayında çevreye etkilerini gerekçe göstererek Bitcoin’in Tesla araçların satın alımında kullanılmasını askıya aldıklarını ifade etmiş ve piyasada düşüş başlamıştı. Elon Musk geçtiğimiz haftalarda ise, Bitcoin üretimi yüzde 50 çevre dostu olunca Tesla almak için kullanılabilecek açıklamasını yaptı. Bu açıklamalar ne kadar samimi sence?
Burada Musk’ın yaptığı bir yandan doğru. Çünkü piyasada eski nesil bir madencilik var. Özellikle Çin’de oluşan fosil yakıtlar üzerinden yapılan ve 1. nesil “Proof of Work” dediğimiz madencilik şeklinin değişmesinin zamanı geldi. Mayıs’tan beri bu konuda adımlar atılıyor. Bu adımlar ile Bitcoin’deki yeşil enerji kullanımı yüzde 50’nin üzerine çıktı. Elon Musk burada bir istikrar bekleyecektir. Sonrasında samimi olup olmadığını göreceğiz. Elon Musk günün sonunda ekosistem üzerinde yapacağı inovasyonlar ile etkili olabilir. Yoksa sadece spekülasyonlar dahilinde giderse kalıcı olmaz. Çünkü kripto para ekosisteminin Bitcoin’e inancı her zaman tamdır. Musk’ın Bitcoin’e karşı olan söylemlerini de piyasa fazla içselleştirmez. Ekosistem derinlerde bilinçli ve sorgulayıcı bir ekosistemdir. Musk ortaya bir şey koyamazsa yavaş yavaş etkisi bitecektir.
“Yeni nesil kripto paraların hem enerji tüketimi az hem de yeşil enerji kullanıyorlar”
Daha çevre dostu bir kripto para ekosistemi sence mümkün mü? Bunun yolu nedir?
Şu anda kripto para ekosistemi zaten çevre dostu. 10 yıl önceki teknolojiyi kullananlar bile yüzde 50 yeşil enerji kullanıyorlar. Yeni nesil kripto paraların ise hem enerji tüketimi az hem de yeşil enerji kullanıyorlar. Bu yüzden burada kripto paraları çevre düşmanı olarak görenler bankacılık ya da altın üretimi sistemlerin çevreye çok daha fazla zarar verdiklerini ve dünyanın kaynaklarını daha fazla tükettiklerini unutmamalılar. Bitcoin çevreye zarar veriyor diyenler çalışma sisteminde 12 yıldır neyi ikame ettiğine iyi bakmaları gerek. Bitcoin kendine kendine çalışan bir finans sistemi olarak çok daha çevre dostu. Buna ön yargılı bakmak yerine karşılaştırmalı olarak bakıp ikame ettiği sektörlerden çok daha çevre dostu olduğunu görüyoruz.
Bitcoin ve diğer kripto paraların üzerinde çalıştığı blok zinciri teknolojisinde dünyada ve Türkiye’de yaşanan gelişmelere bakalım. Öncelikle bu teknolojinin sahip olduğu potansiyelin dünya şu an için ne kadarını kullanabiliyor sence?
Blok zinciri konusunda dünya henüz yolun çok başında. Başta bankacılık olmak üzere bu teknolojinin tehdit ettiği sektörlerin bu teknolojiye çok ciddi bir direniş gösterdiğini söyleyebilirim.
Blok zinciri ile en radikal değişim yönetişimde olacak.
Blok zincir kullanımları ağırlıkla kripto para ve bankacılık sektörlerinde. Ama yavaş yavaş denizcilik, lojistik sektörü, gıda güvenliği, tedarik zincirleri gibi sektörel kullanımlar ile çeşitleniyor. Mesela Türkiye’de Gümrük Bakanlığı’nın gümrük süreçlerinde güven sorununu çözmek için blok zinciri kullandığını görüyoruz. Çin blok zinciri teknolojisinde dünyada en çok patente sahip olan ülke. Çok farklı uygulamalar geliştiriyorlar. Çin kendi dijital parası “Dijital Yuan” ile blok zincir iş çözümlerini, birleştirerek bu teknolojiyi çok daha ilginç bir yere götürerek. Sınır ötesi ülkelerle hem kredi mekanizması hem de iş çözümlerini ortaya çıkaracak. Blok zincir ile tüm dünyada sağlıktan bağış sistemlerine belge arşiv yönetiminden seçim sitemlerine kadar güvenin gerektiği her alanda akıllı sözleşmeler üzerinden çok daha güvenilir sistemler yaratılacak.
Blok zincirin yaratacağı paradigmal değişim epey sancılı olacak. Ancak blok zinciri yeni neslin devreye girmesi ile çok daha hızlı yaygınlaşacaktır. NFT gibi bir yenilikle kültür sanat oyun ve yazılım piyasasında orjinallik sertifikalarında blok zincirinin yarattığı radikal değişime hepimiz şahit olduk. Blok zinciri diğer sektörlere de yenilikçi ve yıkıcı uygulamalarla benzer şekilde sirayet edecek.
Blok zincirinin pandemide etkili kullanımlarına şahit olduk ve gıdadan sağlığa pandemi sonrası değişen dünyada ne kadar önemli bir teknoloji olduğunu tekrar gördük. Senin takip ettiğin ilginç kullanım alanları var mı son dönemde?
Singapur ve Malezya, aşı sertifikalarını izlemek için blok zinciri teknolojisini kullanması bence iyi bir örnek. Bu uygulamanın küresel olarak yaygınlaşması sağlanabilir. Son dönemde fun token’lar bence ilginç bir kullanım alanı. Biliyorsunuz fan token’lar spor kulüpleri ile taraftarlar arasında etkileşimi arttırmak ve taraftarlara söz hakkı verilerek çeşitli konularda oylamaya katılmalarını sağlayan ve fikirlerini beyan etmelerine izin veren bir token çeşidi. Spor kulüplerinin bu konuya ilgisi önemli. NFT’nin kendisi de ilginç bir blok zincir kullanımı tabii. Sanat eserlerinin orjinallik takibinde çığır açacak bu uygulama bence. Tedarik zinciri uygulamaları pandemi ile birlikte yaygınlaşmaya başladı. Örneğin Migros’un tedarik zinciri özelinde bir blok zincir uygulaması var. Bununla birlikte yakın gelecekte dünyadaki enerji ağı sistemlerinin blok zincirine taşındığını göreceğiz. Singapur gibi ülkeler buna öncü olacaklar. Tapu ve gayrimenkulde blok zincir kullanımına dair ABD’de bazı eyaletlerde ilk uygulamaları görüyoruz.
Kripto paralara son bir yıldır artan ilgi, ekosistemin dijital okuryazarlık ortalamasını düşürdü.
Blok zinciri hangi endüstriler üzerindeki etkileri ile sence dünya üzerinde daha radikal değişimlere neden olacak?
Tabii ki kripto paralarla. Para sistemi en kanlı dijital dönüşüme sahne olacak. Blok zincirini burada bir teknoloji olarak değil, merkeziyetsiz doğası ile fiziksel işleyişleri internete taşıyarak bu alanda dijital dönüşümün bir sonraki adımı olarak görüyorum. Blok zinciri üzerinde dijitalleşen herhangi bir işletimin dağıtık bir şekilde yapılabilmesini sağlayan bir metodoloji. Dolayısıyla özellikle tedarik, sağlık gibi birden fazla parti ile çalışan tüm sektörlerin yavaş yavaş merkezisizleşecek ve bu anlamda da dünya üzerinde yakın zamana blok zincir ve ötesinde teknolojilerle radikal değişimleri yaşacağız. En radikal değişim yönetişimde olacak. Devletlerim şirketlerin ve toplulukların yönetiminde artık yönetişime geçilecek. Yönetişim ile süper merkezilikten merkeziyetsizleşmeye doğru gidilecek.
Son olarak Türkiye’de hem blok zinciri hem kripto para ekosistemlerinde endüstrilerin ve kullanıcıların ilgisini nasıl değerlendiriyorsun?
Türkiye’de Bitcoin’in çıkışından beri kendini çok fazla geliştiren ve gençlerden oluşan bir ekosistem var. Bu ekosistemdeki kullanıcı sayısı geçen seneye kadar 800 bin ile 1 milyon arasındaydı. Bu kitlenin bilinçli ve araştırmacı olduğunu düşünüyorum. Ancak son bir yıldır bu 1 milyona 5 6 milyon kişi daha ilave oldu. Sonradan gelenler bu alandaki dijital okur yazarlığın ortalamasını düşürdü maalesef. Bu alana ilginin bilinçsiz şekilde arttığına şahit olduk. Son dönemde kripto platformları ile ilgili yaşanan sıkıntıların bu bilinçsiz kullanımdan kaynaklandığını düşünüyorum. Bu konuda hem devletlere hem de MB, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu gibi ilgili kurumlara çok ciddi sorumluluk düşüyor.
Bilinçli kullanıcılar piyasadaki değişimler ve riskler ile baş edebilirler. Ancak bu 5-6 milyonluk bilinçsiz kitle için birtakım düzenlemelerin yapılması gerek. Bu kullanıcılar bir şekilde güvence altına alınmalı. Birtakım teknik ve hukuki düzenlemelerle Türkiye kendi bölgesinde blok zincir temelli iş ve finansal çözümlerle daha fazla ön plana çıkabilir. Ve bu sayede kripto para alanında daha fazla yatırımcıyı da ülkemize çekebiliriz.
Bu yazı Digital Report Dergisi 9. sayısında yayınlanmıştır.