Dijital 46’lıklar
İnternet ve teknoloji dünyasının son 20 yılını hızlıca gözümüzün önünden geçirdiğimizde hem milyonlarca kişinin hayatına dokunmuş başarılı girişimleri hem de bir dönem çok tutmuş ama sonra kaybolup gitmiş işlerin çoğunu bir çırpıda sayabiliriz. İnternette bir girişim başlatmanın maliyetlerinin düşük olması, heyecan verici fikirlerin gelişen iletişim altyapısı ve teknoloji sayesinde kısa sürede hayata geçirilebilmesi gibi nedenler gençlere hayallerini gerçekleştirebilmeleri için cesaret verdi. Dışarıdan ışıltılı bir dünya gibi görünen girişimciliğin gerçekleriyle yüzleşmek zorunda kalanlardan bazıları yılmayarak hedeflerine ulaşırken çoğu “değerli tecrübeler” edinerek kariyerlerine daha klasik yollardan devam etti. Bugün herhangi bir kafeye oturduğunuzda otuzlu yaşlarını biraz geçmiş insanların “o iş aslında bi tutsaydı” ya da “biraz daha sermayem olsaydı” ile başlayan onurlu mağlubiyet hikayelerine denk gelmeniz çok olası. “Microsoft’u birkaç arkadaş garajda kurmuş” masallarına kapılan koca bir nesil için iyi bir hayat sürmenin ve zenginliğin anahtarı maalesef paspasın altında kaldı. Sektör devleri hafiften baş gösteren küçük girişimleri yuta yuta ilerlerken tek kazançlı çıkanlar doğru zamanda “exit yaparak” cebini doldurabilen bir avuç insan oldu.
Filmi biraz daha ileri sararsak, sosyal medya mecralarının patlaması ile hayatımıza giren internet ünlülerinin elde ettiği şöhret ve para, genç neslin yeni rotasını belirledi. Girişimci olmak isteyen bir önceki neslin yerini makyaj yaparak, oyun oynayarak, dans ederek, gezip tozarak milyonlara ulaşmasının önünde hiçbir engel olmadığını düşünenler aldı. Microsoft örneğinde olduğu gibi bu gençlere de tutkularının peşinden giderlerse, çok iyi içerikler üretirlerse ve uzun süre bunu yapmaya devam ederlerse milyonlarca takipçilerinin olacağı söylendi. Sahip olmaları gereken samimi aile dostları, ajanslardan almaları gereken destekler, reklam harcamaları ve tanımaları gereken yetkili abilerden bihaber şekilde atıldıkları dünyada çoğu pes etti. Kalanların bir kısmı şu an TikTok’ta ayıcık, yüzük ve nazar boncuğu kovalıyor.
Yeni norm: Zenginlik için her yol mübah
Şatafatlı lüks hayatlar, çok güzel kadınlar, çok yakışıklı erkekler, evli-mutlu-çocuklu aileler her gün biz istemeksek de gözümüze sokuluyor. Yapılacak çok şey var, bunları yapmak için çok paraya ihtiyaç var ve normal insanların normal şartlar altında bu hayatı yaşamasının imkânı yok. 50 yaş üstü için önemli olan para değil sevgi, saygı ve dürüstlük olabilir ama artık onların dünyasında yaşamıyoruz. Sahip olamadığı için üzüleceği neredeyse hiçbir şey olmamış bir neslin değerleri günümüzde karşılık bulmuyor. Artık kısa yoldan zengin olmayı bir gereklilik olan gören ve elde edemediği hayat en ince ayrıntısına kadar her gün suratına çarpıldıkça kendini giderek büyüyen bir baskı altında hisseden bir neslin çağındayız.
Sinerjinin büyüme tehlikesi
Kısa yoldan zengin olma hırsı tahmin edeceğiniz üzere çoğu zaman illegal yollara sapma ve ahlaki değerlerde çöküşle neticelenir. Dolayısıyla aslında dolandırıcılık, kara para aklama gibi işlerin “işin ehlinin elinden çıkarak” vasıfsız halk kitlelerine inmesinin nedenini biraz da zamanın ruhuna bağlıyorum. Bununla birlikte sosyal medyanın bu olayların tam göbeğinde yer alması durumu biraz daha tehlikeli boyuta getirmiş görünüyor. Hukuk etkin bir şekilde uygulanmaz ve suçlular caydırıcı cezalar almazsa kısa süre içinde binlerce yeni “istekli” ile karşılaşabiliriz.
Özendiği hayata ulaşamayacağı her geçen gün biraz daha kesinleşen bir neslin büyüyen umutsuzluğunu hafife almamak gerektiğini düşünüyorum.
Bu yazı Digital Report Dergisinin 17. sayısında yayınlanmıştır.