Yapay zeka teknolojisinin geleceği üzerine yazıp çizenlerin anlattığı fütüristik senaryoları sanki uzak bir gelecekte geçen bilim-kurgu hikayeleri gibi dinleyen milyonlarca insan, geçtiğimiz ay tanıtılan ChatGPT-4o’nun neler yapabildiğini gördüğünde önce büyük bir şaşkınlık, ardından hayranlık son olarak da epey kafa karışıklığı yaşamış olsa gerek.
Hem konuşarak hem de telefonumuzun kamerasını kendimize çevirip görüntümüzle iletişim kurduğumuz ChatGPT-4o’nun görsel olarak bizi ve çevremi”zi algılayabilmesinin yanı sıra gerçek bir insana çok benzeyen anlama ve konuşma becerisi gerçekten çok etkileyici.
Geçtiğimiz sayıda (henüz ChatGPT-4o tanıtılmamışken) bu köşede “Dua edin yapay zeka sadece işinizi elinizden alsın” başlıklı bir yazı yazmış ve sanal sevgili servislerinin yapay zekayla ulaştığı seviyeyi anlatıp başımıza neler gelebileceğinden bahsetmiştim. Aradan daha iki ay geçmeden ChatGPT-4o’nun ortaya çıkmasıyla birlikte bütün teknoloji medyasının manşetleri Samantha adında bir yapay zekaya aşık olan Theodore’un hikayesini anlatan 2013 yapımı “Her” filmine göndermelerle doldu. Şimdi, tam karşımızda duran devasa soru işaretine odaklanalım istiyorum. Gerçek bir insandan ayırt edilemeyecek hatta gerçek bir insana “tercih edilecek” yapay zeka servisleri, henüz pandemi olarak tanımlanmasa da bazı ülkelerde epidemi aşamasına gelmiş yalnızlık ve sosyal izolasyon sorunlarına bir çözüm olur mu? Yoksa işleri daha da kötü mü yapar?
Sheffield Üniversitesi’nden bilişsel robotik profesörü Tony Prescott, “Yapay Zekanın Psikolojisi” adlı yeni kitabında yalnızlığın insan sağlığına ciddi şekilde zarar verdiğini ve yapay zekanın buna kısmı bir çözüm sunabileceğini savunuyor. İnsanların çevrelerine güvenleri azaldıkça giderek yalnızlığa sürüklenebileceğini ve sosyal açıdan kendilerini izole edebileceğini söyleyen Prescott, yapay zekanın insanlara pratik yapmaları ve sosyal becerilerini geliştirmeleri için bir yol sunarak “döngüyü kırmalarına” yardımcı olabileceğini söylüyor.
ABD’deki Halk Sağlığı Merkezi’nin (USPHS) geçen yıl hazırladığı “Yalnızlık ve İzolasyon Epidemimiz” adlı rapora göre yalnızlık insan sağlığına obeziteden daha fazla zarar veriyor. Kardiyovasküler hastalık, demans, depresyon ve anksiyete riskini de artırıyor.
4 milyona yakın insanın kronik yalnızlık içinde olduğu raporlanan İngiltere’de bir Yalnızlık Bakanlığı bile var. Birkaç sene önce aynı dertten muzdarip olan Japonya’da da benzer bir bakanlık kurulmuştu.
İşin özü, bahsi geçen yapay zeka servislerinin iki büyük kullanıcı kitlesi olacak gibi görünüyor. Birincisi iki kelam edecek tek bir kişisi bile kalmamış yaşlılar. İkincisi ise ikili ilişkileri sürekli hayal kırıklığı ile sonuçlandığı için kendini toplumdan soyutlamış gençler.
Yapay zekanın milyonlarca insana yarenlik ederek kendilerini iyi hissetmelerini sağlaması kulağa hoş geliyor ancak “bi’ denemeniz” için bedava verilen, ilk kullandığınızda kendinizi çok iyi hissettiren ama sonra bağımlılığa dönüşüp felaketiniz olan bazı kötü alışkanlıklara benzemeyeceğini de kimse garanti edemiyor. Bu arada ChatGPT-4o’nun tüm muhteşem özelliklerini bedava deneyebileceğinizi söylemiş miydim?
Bu yazı Digital Report Dergisinin 19. sayısında yayınlanmıştır.