Union İstanbul’un Ajans Başkanı Mehmet Erkmen, markaya değer katan iletişim yöntemlerinden biri olan sponsorluk faaliyetlerinin özellikle televizyon mecrasında ‘sundu-sunar’ konseptiyle dikkat çektiğini söyledi.
Türk izleyicisinin televizyon seyretmeyi sevdiği yadsınamaz bir gerçek. Yapılan araştırmalar ve izleyicinin ekran başında geçirdiği süreler de bu genel kaanati doğruluyor. Ekranlardaki özel televizyon kanalı sayısı aynı zamanda yoğun bir rekabet ortamı oluşturuyor. Bu rekabetin nedeni ise TV sektöründeki reklam pastasının büyüklüğü olarak göze çarpıyor.
Geleneksel Türk izleyicisinin her sezon olduğu gibi bu sezon da dizi izlemeyi ihmal etmediğini belirten Union İstanbul Ajans Başkanı Mehmet Erkmen, ünü ülke sınırlarını aşan yapımların ve özellikle dizilerin, reklam çalışmaları yerine daha çok sponsorluk çalışmaları yaptığını söyledi.
Markaya değer katan iletişim yöntemlerinden biri olan sponsorluk faaliyetlerinin özellikle televizyon mecrasında ‘sundu-sunar’ konseptiyle dikkat çektiğini aktaran Erkmen, “Vaktinin büyük bir kısmını ekran karşısında geçiren Türk izleyicisinin dizilere olan bu ilgisi dizilerin sayılarının ve sürelerinin çoğalmasını da doğrudan etkiliyor. Yapımcılar, televizyon yöneticileri ve reklam verenler ise izleyicinin bu ilgisinden oldukça memnun görünüyor” dedi.
“TV sponsorluğunda aslan payı dizilerde”
2015 reklam dağılımına bakıldığında TV’nin yüzde 52 oranla en güçlü mecra olduğunun bir kez daha altını çizen Union İstanbul Ajans Başkanı Mehmet Erkmen, “Görüldüğü gibi hala en etkin mecra TV ve daha uzun yıllar tüm bütçedeki büyük payını koruyacağına inanıyorum. Gerek Türk toplumunun mecra tüketim alışkanlıklarına baktığımızda gerekse güven endeksine baktığımızda hala TV’nin güven sıralamasında üstlerde olduğunu görüyoruz. Şirketlerin dizilere sağlamış olduğu ‘sundu-sunar’ şeklindeki sponsorluk çalışmaları, 2016 yılı sonunda reklam yatırımlarının artmasını sağlarken dizi sektörüne de katkıda bulunmaya devam edecek” şeklinde konuştu.