TÜİK Mayıs 2021 verilerine göre 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı %24 seviyesinde. Hane halkı işgücü araştırması sonuçlarına göre ise gençlerde işsizlik oranı 2018 yılında %20,3 iken 2019 yılında %25,4’e yükseldi. 2020 yılında ise gençlerde işsizlik oranı %25,3 olarak kaydedildi.
Türkiye’de 2016-2017 yılında üniversite eğitimini bırakan genç sayısı 212 binken, 2017-2018 yılında önceki yıla göre %92,2 artarak 408 bie ulaştı. Birçok genç, okudukları bölümün kendi ilgi alanlarına ve becerilerine uygun olmadığını düşündükleri için üniversiteyi terk ediyor. Üniversite giriş sınavlarına üniversiteyi terk etmiş çok fazla genç tekrar giriyor.
OECD verilerine göre ise Türkiye, 15-29 yaş aralığındaki gençlerin eğitimde ve istihdamda olmama (NEET) oranının en yüksek olduğu 2. ülke durumunda. Türkiye’de yüksek öğretim derecesindeki 15-25 yaş aralığındaki gençlerdeki NEET oranı 2019 yılında %26, 2020 yılında da %28,3 oldu. Bu da NEET oranının OECD verilerine göre Türkiye’de giderek arttığını gösteriyor.
Nüfusunun %15,4’ü 15-24 yaş aralığında olan Türkiye’de, gençlerin %25’i işsiz. Türkiye’de gençler hayatlarıyla ilgili kararları verirken ihtiyaç duydukları bilgi ve yönlendirmelere ulaşamıyorlar. Kendilerini yeterince tanımıyorlar, meslekleri ve seçeneklerini bilmiyorlar. Dolayısıyla kendilerine uygun meslek ve alanları belirlemekte zorlanıyorlar.
Rakamlar da gösteriyor ki, işsizlik Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri. Bu konuda devlet seviyesinde çözülmesi gereken makro ekonomik sorunlar bir yana, özel sektörün elini taşın altına sokması da son derece önemli. Şirketler tarafında atılacak ilk adım yeni nesli tanımak, onlarla doğru iletişim kurmak olmalı. Peki bunun yolu nedir?
2009 yılından beri aktif olarak gençlerin istihdam edilebilirliklerini arttırmak için çalışan Gelecek Daha Net Gençlik Platformu ve araştırma şirketi Zenna Danışmanlık; birlikte Türkiye’deki genç dostu şirketleri görmek ve şirketlerin bu konuda ne derece başarılı olduğunu değerlendirmek amacıyla 2017 yılında Genç Dostu Şirketler Araştırması’nı gerçekleştirildi. Araştırma sonrasında bir şirketin genç dostu olabilmesi için gerekli olan 7 ana kriter belirlendi. Günümüz Türkiye’sinde daha fazla anlam kazanan bu kriterler şöyle sıralanıyor:
- Yenilikçilik
- Çalışanına değer vermek
- Çalışanının gelişimini önemsemek
- Çalışma ortamı
- Herkese karşı adil olmak
- Toplum nezdinde itibarlı şirket olmak
- İletişim yeteneği ve gücü
Gençleri tercih eden onlara iyi imkânlar sağlayan şirketler var mı?
Gençler, şirketlerden çalışanlarının eğitimine ve mesleki gelişimine önem verildiği, çeşitli sosyal aktiviteleri de gerçekleştirebilecekleri keyifli bir çalışma ortamı beklentisi içindeler. Ülkemizde çalıştığı için lisansüstü eğitimini yarıda bırakan genç sayısı giderek artıyor. Gençler çalışma hayatlarıyla eğitim hayatlarını birlikte sürdürebileceklerine inanıyorlar. Eğitimlerini tamamlamaları için, yöneticileri tarafından motive edilmeyi ve desteklenmeyi bekliyorlar.
18-24 yaş aralığındaki gençlerin %54’ü genç dostu şirket olmadığını düşünüyor. Üç büyük şehir dışında yaşayan gençler de genç dostu şirket varsa da bu şirketlerin kendi şehirlerine gelmeyeceğini düşünüyorlar.
Gençler “tersine mentorluk” konusunda kendilerine güveniyorlar. Fakat üst düzey yöneticilerin onlardan mentorluk almak isteyeceklerine inanmıyorlar. Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte birçok şirketin gündemine “tersine mentorluk” çalışmaları da girmeye başladı. Çünkü şirketlerin ve yöneticilerin gençlerden öğrenecekleri çok şey var.
Tersine mentorluk içeriği tamamen yapılandırılmış olmakla birlikte bugün Covid-19’un gençler üzerindeki etkileri, otomasyon ve dijital dönüşüm ve eşitsizlikler, uzaktan çalışma, kadın liderliği gibi birçok konuyu içeriyor ve burada gençler, liderlerin bilgilerini artırmak ve onlara yeni bakış açıları kazandırabilmek için mentorluk yapıyor. İki taraflı öğrenme fırsatı sayesinde hem gençler hem liderler güçlendiriliyor.
Diğer yandan dünyadaki mülteci sayısı rekor seviyeye ulaşmış durumda ve Göç İdaresi verilerine göre, Türkiye’de geçici koruma altında kayıtlı 3,6 milyon Suriyeli bulunuyor. Genç nüfus olarak tanımlanan 15-24 yaş aralığında 746 bin 590 kişi bulunuyor, 15 – 29 yaş aralığına bakıldığında ise bu sayı 1 milyonu geçiyor. Bir sayı olarak ele alınan bu gençlerin becerileri, yetenekleri ve aynı zamanda da ekonomik gelişime katkı sağlayabilecek potansiyelleri, ne yazık ki çoğunlukla fark edilmiyor.
Pek çok şirketle kurumsal iş birlikleri geliştiren Gelecek Daha Net, 2018 yılından beri çalışmalarını mülteci gençlere de sunmaya başladı ve gençlerin istediği tersine mentorluk programı uluslararası ortamda geliştirilen Embark Programı ile hayat buldu.
Hikayeyi tersine çevirmek
Embark, Unilever Türkiye ve Gelecek Daha Net işbirliği ile 2018 yılında ortaya çıktı ve pilot dönemi 2018 yılının Mart – Temmuz ayları arasında 13 kişilik bir mentor grubu ile uygulandı. Pilot dönemde 13 Suriyeli genç Unilever yönetim kurulu üyelerine mentorluk yaptı. Genç liderleri ve üst düzey yöneticileri güçlendirerek Embark topluluğu ile sosyal uyum ve ekonomik içerme süreçlerine hız kazandırabilmeyi amaçlayan Embark, tersine mentorluk programı mülteciler hakkındaki hikayeyi tersine çevirerek yeni bir bakış açısı yaratıyor. Unilever ile başlayan bu yolculukta bugün 15’den fazla şirket, 150’den fazla üst düzey yönetici yer alıyor.
Embark, gençler ve özel sektör ile düzenli olarak gerçekleştirdikleri toplantılar sayesinde aldıkları geri bildirimleri ve hızla dönüşen dünyanın gereksinimlerini gözeterek tersine mentorluk dışında yeni programlar da geliştirdi. Bugün Embark’ın aktiviteleri arasında Tersine Mentorluk, Beceri geliştirme ve istihdam edilebilirliği artırma kampları, sosyal girişimcilik kampı, Goals for Good programı, Türkiye’de iş ortamına uyum eğitimi, sosyal uyum ve topluluk oluşturma buluşmaları gibi birçok farklı aktivite yer alıyor. Goals for Good programında gençlerin sosyal ve çevresel etkilerinin farkında olmaları, ülkemizde yaşayan tüm gençlerin hem kendi iyi olma halleri için hem de gezegenimiz için olumlu etki yaratacak kararlar almalarını sağlanıyor.
Bu yazı Digital Report Dergisi 9. sayısında yayınlanmıştır.