Türkiye’deki gerçekleşen FinTech yatırımları yaklaşık 12 milyon dolarlık hacme ulaştı. Yazılım Test ve Kalite Derneği (Turkish Testing Board – TTB)’nin düzenlediği “FinTech Devrimi: Yeni Nesil Finans Teknolojisinin İnşası” başlıklı panel, FinTech’ler ve yazılım testi ilişkisini masaya yatırarak iş ve teknoloji dünyasının fikir liderlerini bir araya getirdi. Panelde ülkemizde gerçekleşen FinTech yatırımlarının yaklaşık 12 milyon dolarlık hacme ulaştığının belirtildi. Türkiye’nin FinTech konusunda Singapur, Hong Kong, Dubai gibi görece az nüfuslu ülkelerin yatırım miktarına halen erişemediğinin altı çizildi. FinTech’lerin bankaların rakibi değil tamamlayıcı gücü olduğunun vurgulandığı panelde, FinTech konusunda sağlıklı bir yazılım geliştirme sürecinin sağlanabilmesi için siber güvenlik teknolojileri gibi altyapı yatırımlarına ihtiyaç duyulduğu belirtildi.
Güvenlik açıkları kapatılmalı
Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren Yazılım Test ve Kalite Derneği Başkanı Koray Yitmen, “ISTQB’nin 2018-2019 verileri, Türkiye’de güvenlik yazılımları alanındaki açığa dikkat çekiyor. Kullanılan test tipleri ve test raporlarında kullanılan yöntemlerin yanı sıra hangi yazılım testi seviyelerine yatırım yapıldığı da önem taşıyor. Dünyada güvenlik testleri yüzde 44.6 oranla, fonksiyonel ve performans testlerinin ardından 3’üncü sırada geliyor. Türkiye’de ise güvenlik testleri yüzde 33 ile 6’ncı sırada. Finans sektöründe kullanılan yazılımlarda güvenliğin ne denli önemli olduğu düşünüldüğünde, Türkiye’deki durumun son derece yetersiz olduğu açıkça ortada” dedi.
Türkiye’de FinTech yatırımları 12 milyon dolar
FinTech İstanbul Kurucu Ortağı ve İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Selim Yazıcı ise ‘bankaların kader döngüsü’ olarak ifade ettiği olgudan bahsederek bankacılık ve finans sektöründeki firmaların FinTech’ler konusunda sırasıyla inkâr, şaşkınlık ve işbirliği geliştirme süreçlerinden geçtiğini kaydetti. Türkiye’deki FinTech yatırımlarının yaklaşık 12 milyon dolara ulaştığını kaydeden Yazıcı, “Ülkemizde FinTech’ler hızla gelişse de söz konusu yatırımlar Singapur, Hong Kong, Dubai gibi daha az nüfuslu ülkelere göre oldukça düşük” dedi.
Selim Yazıcı, “Geleceğe baktığımızda FinTech’leri bankacılığın geleceği ile kıyaslamak doğru değil. Bunun yerine bankalar lisans sahibi olarak özne işlevi görecekler. FinTech’ler de bu süreçte bankalar ve finans kuruluşlarına hız ve kârlılık kazandırmaya yardımcı olacak” dedi.
Paribu CEO’su Yasin Oral da FinTech’leri “eski sistemlere ve bankaların hantal yapılarına karşı çıkarılan update’ler” şeklinde tanımladı. “FinTech’leri tamamlayıcı ve temel güçlendirici olarak görmek gerekiyor” diyen Oral, “Bankaların altyapıları ile ilgili yapılan çalışmalarda büyük sorunlarla karşılaşıyoruz. 2020 yılına ilişkin projelerde de güvenliğin ilk sırada olması gerektiğini görüyoruz. Paribu olarak önümüzdeki yıla ilişkin hedefimiz ise kendi blockchain ağımızı oluşturmak” şeklinde ifade etti..
Kullanıcı deneyiminde FinTech-banka işbirliği
İyzico Yazılım Direktörü Yalçın Yenigün, panelde yaptığı konuşmada “FinTech’leri kullanıcı deneyimine odaklanan finansal şirketler olarak görmek gerekiyor. Bu anlamda bankalara ve finansal kuruluşlara büyük katkılar sunuyor. Bu nedenle ilerleyen dönemde bankaların FinTech’lerle işbirlikleri artacak” dedi. Yenigün, “Yurtdışında bu işbirlikleri halihazırda mevcut. Diğer yandan yepyeni bir alan olan finansal teknolojiler tarafında Türkiye’de gerekli regülasyonların yapılması da önem taşıyor” şeklinde konuştu. Yenigün, sözlerine şöyle devam etti: “İyzico olarak gelecek dönemdeki yatırımlarımız ‘private cloud’ ağırlıklı olacak. Yazılımcı sayısında da artışa gitmeyi düşünüyoruz. Otomasyonun taşıdığı önem nedeniyle sürekli ve otomatik test çalışmalarına da odaklanacağız.”
Robotik süreç ve yapay zeka devri
Robotik süreçler ve yapay zekanın test ve kalite konusunda giderek daha önemli bir yer alacağını ifade eden Intertech Yazılım ve Kalite Yönetim Lideri Serkan Can, internet ve mobilin sık kullanılmasının kalite ile ilişkisine de değindi. Can, “Bu durum, uygulamaların potansiyelini artırmasında son derece önemli. Biz de 2020 yılında kalite dönüşümü ve kalite metriklerinin düzenlenmesi üzerinde duruyoruz. Otomasyon söz konusu olduğunda, yeni bir ürünün oluşum aşamasından olgunluk aşamasına kadar olan tüm süreçte en büyük sorun, uygulamaların test edilebilir olarak geliştirilmesi. Aksi takdirde otomasyon aşamasında sıkıntılar yaşanıyor” şeklinde konuştu.