İnsanların ve şirketlerin birbirlerine sahip olmadıkları ama kullanmak üzere bir araya gelerek paylaştıkları mal ve hizmetlerin pazarı olan paylaşım ekonomisi, farklı sektörlerde yenilikçi fırsatlarla çeşitlenmeye devam ediyor. Gayrimenkul alanında yatırım yapanlar için de paylaşım ekonomisi modeli yeni fırsatlar sunuyor.
Paylaşım ekonomisi nedir?
Paylaşım ekonomisi sahibi tarafından çok az gereksinim duyulan bir hizmetin veya gerecin, sahibince kullanılmadığı zamanlarda ihtiyacı olan başka kullanıcılara, uzmanlaşmış bir pazarlayıcı tarafından sunulması ve kullanıcının ödediği kullanım ücretinden pazarlayıcının bir pay alması temelli bir alışveriş düzenidir.
Airbnb, Uber, Zipcar gibi platformlarla geniş kitlelere yayılan bu ekonomi çeşidi ile mal ve hizmetlerin daha verimli kullanımı sayesinde sürdürülebilir çözümler ortaya çıkıyor. Paylaşım ekonomisinin gayrimenkul sektöründeki örnekleri de günümüz trendleri arasında yer alıyor.
Uzmanlara göre gayrimenkul sektörü açısından paylaşım ekonomisi birçok fırsat sunma potansiyeline sahip. Gayrimenkul sektörüne yeni bir müşteri segmenti olarak daha esnek ve uygun fiyatlı konut seçenekleri sunan paylaşım ekonomisi sayesinde boş kalan yerleri daha verimli kullanmak ve kazanç artışı sağlamak mümkün oluyor. Gayrimenkul yatırımcılarına daha fazla fırsat sunması da bir diğer önemli avantaj.
Emlak dünyası için yeni bir fırsat
Emlak piyasası, paylaşım ekonomisinde “hizmet olarak alan” konseptinin yükselişiyle birlikte önemli bir değişim geçiriyor. Bu konseptin arkasındaki fikir, kısa vadeli kiralamalar sağlayarak ve alanlara cazip faydalar ekleyerek kullanılmayan gayrimenkul alanını verimli kullanmaktır. Bu tür alanlara olan talep, hem KOBİ’lerin hem de şirketlerin ihtiyaç duyduğu artan seçenek ve esnekliğin yanı sıra bu ortak alanların sağladığı işbirliği fırsatlarından kaynaklanmaktadır. Akıllı bina teknolojilerinin ve finansal teknolojilerin yükselişi, arama, pazarlık ve yürütme maliyetlerini azaltarak kullanılmayan alanların verimli bir şekilde tahsis edilmesini sağlamıştır. Bu teknolojilerin kullanımı, daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunan “deneyime dayalı” alanlara olan talebin de artmasına neden olmuştur.
Türkiye’deki örnek uygulama: VClub
Paylaşım ekonomisini Türkiye’de gayrimenkul sektörüne taşıyan ilk örnek olarak karşımıza çıkan VClub, bireysel yatırımcılara küçük bütçelerle tapulu yatırım imkanı sunuyor. İnovatif teknolojik alt yapısıyla özellikle genç yatırımcıların yoğun ilgisini çeken VClub, paylaşımlı mülkiyet yatırım modeli olarak, yatırımlarının karşılığında düzenli kira geliri sunuyor.
VClub Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Öztürk’e göre paylaşım ekonomisi, katma değerli mülkle sürdürülebilir kazanç fırsatı sunabiliyor. Paylaşım ekonomisi modeli VClub, yatırımcıları tapulu gayrimenkul sahibi yaparken, diğer benzer gayrimenkul ürünlerine göre daha erişilebilir, özgün ve yenilikçi çözümler sunuyor.
Tatil, gayrimenkul ve yat projelerini paylaşım ekonomisine sunan VClub, paylaşım ekonomisi odaklı bir yatırım sistemini benimseyerek, büyük yatırımlara küçük yatırımcıların ortak olabileceğini belirtiyor. Şirket bu modelle sattığı projelerin hissesine karşılık tapusunu da yatırımcılara veriyor.
Hepsiemlak “Dostluk Çatısı” altında buluşturuyor
Regus ile model rüşdünü ispatladı
1990’larda Avrupa’da ve daha sonra Amerika’da çalışma alanı hizmeti kavramını başlatan Regus, kendi işini yapan serbest çalışanlar, yolculuk yapan veya uzaktan çalışan küçük sayıdaki çalışanlar için alan sağlamak için yola çıktı. Ancak günümüz pazarındaki teknolojinin yaygınlaşması, “alan hizmeti” olarak adlandırılan bu kavramın yeni bir yaklaşımını mümkün kıldı. Bu kavramla birlikte boş kapasiteyi verimli bir şekilde kullanmak, işlem maliyetlerini minimuma indirmek ve alan dışında cazip faydalar eklemek gibi unsurlar öne çıktı.
