Google, Austin, Teksas’a sürücüsüz aracı Koala ile giderek Thinkery adlı çocuk müzesinde çocuklarla buluştu. Garip ve meraklı sorular geliyordu; bunlardan biri de “silecek olacak mı?” idi.
Google çalışanı, “evet olacak ama camda değil, aracımızın gözünde, yani algılayıcısında olacak” dedi. Çocuklar şaşkınlık içerisindeydi…
“Nasıl olur?” dedi içlerinden cılız olanı.
“Çünkü aracımızın buna ihtiyacı yok” diye telkin etti Google çalışanı, küçük çocuğu. “Sürücüsüz bir aracın tamamıyla otonom olması gerekiyor. Yani hiçbir şekilde insana ihtiyacı olmaması gerekli. Bu yüzden insanların yolu görüp görmemeleri önemli değil” diye gülümseyerek ekledi.
Kahramanlarımızın ağızları bu gelişmiş teknolojiye açık kalmıştı. Evet, araçların dört tekerleği var ve A noktasından B’ye gitmeye yarıyorlar… Ama tüm benzerliklerimiz burada sona eriyor çocuklar. Çünkü insanlar sürmeyecekse, insanlara göre tasarlanmasının pek de anlamı yok değil mi?
“Evet Kaan ağabey, Google araçları ilk duyurulduğunda direksiyon ve pedallar da yoktu ve şaşırmıştık, artık şaşırmıyoruz” diye çıkıştı çok bilmiş bir çocuk.
“Peki, sana bir soru ufaklık, Google neden Austin’e geldi?” dedi Kaan çocuğa meydan okurcasına. Çocuk kem küm etmeye başladı, yüzü kızardı ve kaçtı. Yanıtı bilmiyordu. Arkadaşları arkasından gülseler de Kaan bunun yanlış olduğunu söyledi ve cevabı verdi:
“Çünkü farklı yol şartlarını ve sürüş olanaklarını öğrenmeleri gerekiyor. Kaliforniya’daki yol şartlarıyla Teksas’takiler bir değil.”
Hikayenin devamını 2020’ye kadar sürücüsüz araçlar halka açılınca okuyacağız. 🙂