Cinsiyet çeşitliliği toplumuzun her alanında çok önemli bir konu, ancak kadının işyerlerinde eşit temsiliyetini sağlamak birçok alanda olumlu etkiler sağlıyor.
Dünya Ekonomik Forumu- 2021 Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu’na göre kadın ve erkek nüfusu arasındaki cinsiyet eşitsizliği incelendiğinde Türkiye 156 ülke arasında 133. sırada yer alıyor. Kadınların ekonomiye katılımı ve fırsat eşitliği alanında 140. sıradayız. Bu verilere baktığımızda cinsiyetler arası uçurumun küresel ölçekte tamamen kapanması ancak 135 yılda mümkün olacak.
En yüksek kadın çalışan oranı veri ve yapay zeka alanında karşımıza çıkıyor
Dünya genelinde sektörlere göre kadın iş gücü oranına baktığımızda ise bulut bilişimde kadınların işgücü oranının yüzde 14, mühendislikte yüzde 20, veri ve yapay zekada ise yüzde 32 olduğunu görüyoruz.
Şubat 2018’den bugüne bulut bilişimde kadınların oranı yalnızca 0,2 yüzde puanı artarken, veri ve yapay zeka rollerinde kadınların oranı 0,1 puanlık bir düşüş gördü.
TÜİK 2020 Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması’na baktığımızda da çok farklı rakamlarla karşılaşmıyoruz. 2020 yılında toplam 199 bin 371 kişi Ar-Ge personeli olarak çalışırken, kadın Ar-Ge personel sayısı, 2020 yılında 63 bin 655 kişi ile toplam Ar-Ge personel sayısının yüzde 31,9’unu oluşturdu. Forbes çalışmasına bakıldığında bilim ve mühendislik alanlarında kadın çalışan oranı yüzde 28, Silikon Vadisi’nde ise yalnızca yüzde 3.
Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi ve Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi Birimi kadınların iş hayatında güçlenmesi için 7 ana prensip çerçevesi belirledi.
Kadın çalışan dostu şirketler, dönemsel olarak işgücü demografilerini ve işe alım raporlarını yayınlayarak bu konuda şeffaflığı sağlayabilir, bu alandaki önyargıların yıkılmasına ön ayak da olabilirler.
Bunlardan ilki, cinsiyet eşitliği için üst düzey kurumsal liderlik oluşturmak. İkincisi, işyerinde tüm kadınlara ve erkeklere adil davranmak – insan haklarına ve ayrımcılığa saygı duymak ve desteklemek. Üçüncüsü, tüm kadın ve erkek işçilerin sağlık, güvenlik ve refahını sağlamak. Dördüncüsü, kadınlar için eğitim, öğretim ve mesleki gelişimi teşvik etmek. Beşincisi, kadınları güçlendiren kurumsal geliştirme, tedarik zinciri ve pazarlama uygulamalarını hayata geçirmek. Altıncısı, topluluk girişimleri ve hakları savunma yoluyla eşitliği teşvik etmek. Sonuncusu ise toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için kaydedilen ilerlemeyi ölçmek ve kamuya açıklamak. Tüm araştırmalara bakıldığında gördüğümüz ortak sonuç günümüzde erkeklerin, kamuda ve özel sektörde, hala yüksek ücret ödenen yönetim ve karar verme noktalarında sayıca ve konumlama olarak üstünlüğünü koruyor oldukları. Oysa teknoloji çağında kadının kurumsal hayatta güçlenmesini sağlayacak en önemli güç teknoloji üretiminde uzmanlaşması ya da teknoloji okur yazarlığını benimsemiş olması.
Ana hedefimiz teknolojide kadının yükselmesi
Zehra Öney, Teknolojide Kadın Derneği Kurucusu
Teknolojide Kadın Derneği (Wtech) olarak kadınların kurumsal hayatta güçlenmesi adına üzerimize düşeni aldık. Özellikle teknolojide yetkin uzman insan kaynağı yetiştirme hedefi ile yola çıkarken, kadınların da ‘teknoloji erkek işidir’ algısından çıkarak teknoloji üretimi ve istihdamına katılmaları için programlar ve eğitimler düzenliyoruz.
Teknolojide kadının güçlenmesi ana hedefimiz olmakla beraber çeşitlilik de bizim için önemli. Teknoloji okuryazarı olan insan sayısı arttıkça cinsiyet farklılığı konusunun da kendiliğinden çözüleceğine inanıyoruz.
Bu ihtiyacın karşısında odak noktamızı üç ana konu başlığında belirledik; eğitim, sürdürülebilirlik, araştırma ve ölçümleme.
Eğitim yolculuğunda rotamızı nokta atışı olarak belirlemek ve amaçladığımız faydayı sağlayabilmek adına araştırma-ölçümleme odağımıza başvurduk ve Türkiye’nin röntgenini çekmek istedik. Bu amaçla Türkiye’nin ilk “Teknoloji ve İnsan Endeksi” çalışmasını hayata geçirdik. Burada Türkiye’nin teknoloji konusunda algı, tutum, davranışlarını ölçerek ve endeksleyerek bir endeks notu çıkarttık. Türkiye’nin endeks notu 100 üzerinden 47, yani ortalamanın altında yer alıyoruz. Araştırma sonucunda çıkan pek çok sonuç bizim bundan sonraki projelerimizi daha odaklı yapmamızı sağlayacak.
Teknolojide Kadın Derneği olarak iki farklı akademimiz var. Her ikisi de istihdama katkı sağlayacak nitelikte insan yetiştiriyor.
Teknolojide Kadın Derneği’nin akademisi Wtech Akademi çatısı altında tamamı ücretsiz yüzde 80’i kadın 350’den fazla öğrenciye teknik eğitimler verdik, yüzde 70’ini istihdama kazandırdık. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu çatısında ve yatırım desteğiyle oluşturduğumuz Genç Dönüşüm Akademisi’nde ise 4 dönemde bin 500 öğrenciye tamamı ücretsiz eğitimler verdik. Yüzde 65’i kadın olan öğrencilerimizin yüzde 81’ini istihdama yerleştirdik.
İlk adım görevlendirme, terfi ve ücretlendirmede eşitliği sağlamak
McKinsey tarafından 5 yıl süren bir araştırmanın sonucuna göre, kadının iş hayatındaki ilk birkaç yılı iş yaşamına devam etmesi konusunda çok önemli. Bu süreçte terfileri ertelendiğinde ya da hiç gerçekleşmediğinde bu durum ciddi bir şekilde kariyer dönüşümünü tetikliyor. ‘Kırık basamak’ olarak adlandırdıkları bu olay aslında işte cinsiyet eşitsizliğinin de ilk adımı oluyor.
İşte tam da bu nedenle kadın çalışan dostu bir şirket olmanın ilk ayağı görevlendirme, terfi ve ücretlendirmede eşitliği sağlamaktan geçiyor. Bu alanda yapılacak iyileşmeler, iş hayatına adım atmış kadınların cesaretlerini kırmamak adına oldukça önemli bir rol oynuyor. Kadın çalışan dostu şirketlerin temel ortak özellikleri bu konudaki eşit tavırları oluyor.
Teknoloji alanında yapılan araştırmalara göre bu sektördeki büyük şirketlerin yüzde 78’i erkeklerin aynı görev için daha yüksek maaş aldığını kabul ediyor.
Aynı şekilde teknoloji alanında 25 yaşın altındaki kadınlar kendi yaşlarındaki erkeklere göre ortalama yüzde 29 daha az kazanıyor.
Apple ve Google’ın kendi raporlarında verdiği rakamlar da çok dikkat çekici. Apple’ın raporuna göre, kadınlar erkek meslektaşlarının kazandığı her 1 sterline karşılık 74 penny kazanıyor ve erkeklerin yüzde 94’üne karşılık kadınların sadece yüzde 88’i ikramiye alıyor. Google’ın raporu da çok farklı değil. Erkeklerin kazandığı her 1 sterlin karşılığında kadınlar saatte 83 penny kazanıyor ve kadınların ortalama ikramiyeleri erkeklerden yüzde 43 daha düşük.
Performans oranı yüksek kadın çalışanlarını belirli teknik programlarla daha da güçlendirerek önlerinin açılmasını sağlamak da bu şirketlerin özelliklerinin başında yer alıyor. Ford, SabancıDx, kadın çalışan dostu şirketler olarak çalışanlarına teknoloji alanında teknik eğitimler vermek için bizlerle iletişime geçtiler ve bu alanda birbirinden değerli projeler oluşturduk.
Bunlar dışında, kariyerine ara vermiş kadınları işe geri dönmeye teşvik etmeyi amaçlayan çalışmalar yapan şirketler de gerekli yetkinliklere sahip ancak iş hayatına verdiği ara nedeniyle istihdamdan uzaklaşan kadınların geri dönmelerini destekliyor. Kadınların ara verdikleri süreci daha hızlı kapatmaları, ayrı kaldıkları süre içerisinde gerçekleşen özellikle teknolojik gelişmeleri hayatlarına hızla sokabilmeleri adına verilen eğitimler de bu ayağı desteklemenin en hızlı yollarından biri olarak göze çarpıyor.
Kadın çalışan dostu şirketlerin mentorluk programları da iş hayatındaki kadınların güçlenmesi adına yapılan çalışmaların en etkili bacaklarından birini oluşturuyor.
Son olarak kadın dostu şirketlerin, kadınların hali hazırdaki sorumluluklarını “kadın sorumluluğu” olarak görmek yerine daha insansı politikalar uygulamaları gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Ancak bu insansı politikalar sayesinde, kadınlar kadın olarak ayrıştıklarında değil, insan olarak değerlendirildiklerinde kendilerini daha rahat hissedebilecekler.
Bu yazı Digital Report Dergisi 13. sayısında yayınlanmıştır.