Tomas Lindahl, Paul Modrich ve Aziz Sancar, DNA’nın sürekli kimyasal bir kaosa dalmadığının keşfederek ödülü aldılar.
Nobel komitesi, hücrelerin DNA’yı sürekli olarak onarmasını ve genetik bilgiyi korumasını açıklayan ve haritalandıran çalışmayı ödüle layık gördü. Çalışmaya göre, DNA, çevresinde sürekli saldırı altında kalmasına karşın, hücredeki mekanizmalar bütünlüğü korumasını sağlıyor.
Komite, Lindahl’ın “DNA’nın bozulma hızının Dünya’daki hayatın mümkün olmamasını sağlayacak hızda olduğunu” göstermesi sonucunda DNA’nın çöküşünü önleyen moleküler mekaniği keşfettiğini belirtti.
Sancar ise “nükleotidlerin ayrışma tamiri olarak adlandırılan ve DNA’nın aldığı morötesi ışınlardan gördüğü zararı tamir eden hücre mekanizması” üzerine çalışmasıyla ödüllendirildi. Bu cilt kanserinin tedavisi için önem taşıyor, zira bazı insanlar bu tamir mekanizmasındaki bozukluklarla doğuyor ve güneş ışığına maruz kalarak daha kolay cilt kanseri oluyorlar.
Modrich’in çalışması ise hücrelerin DNA’nın çoğaltılması esnasında oluşan hataları düzeltmelerini gösterdi. Komite bundan şöyle bahsetti: “Bu hata ve karışıklık düzeltme mekanizması, DNA’nın çoğalması esnasındaki hata frekansını binde bire düşürüyor. Bu tip bir hata düzeltmedeki bozukluklar kolon kanserinin kalıtımsal bir türüne sebep oluyor.”