Türkiye’nin en önemli gündemlerinden biri enflasyon. Yanlış siyasi ve ekonomik politikaların dışında fiyatların bu seviyeye gelmesinde şeffaf olmayan yönetimler çok etkili. Blok zinciri gıda başta olmak üzere tüketim ürünlerinin tedarik zincirini nasıl iyileştirebilir?
Blok zincirinin temelinde çok ayaklı ve birbirine güven sorunu ya da güç dengesi sıkıntısı olan mekanizmalar arasında kurala dayalı olarak adil bir işleyiş sağlama kabiliyeti var. Blok zinciri süreçlere şeffaflık getiriyor ve bu teknoloji üzerindeki akıllı sözleşmeler bunun bir protokole bağlı çalışmasını sağlıyor. Örneğin söz konusu akıllı sözleşme sektörü domine eden market ile oradaki üretici arasında en başından itibaren iki tarafın taahhüt ettiği prensiplerin kod olarak girildiği esasa dayalı bir çalışma şeklini belirliyor. Bu sözleşmeler güven ya da güvenlik gerektiren her süreçte kullanılabiliyor. Buradaki önemli konulardan biri de olayın artık kişi ya da kurumlardan çıkıp tamamen o kodun idaresine bırakılması. İlgili tüm partilerin de o kodun üzerinde mutabık kalması. Tedarik zinciri örneğinden gidersek, market de, nakliyeci de, üretici de, depo da, tüm oyuncular bu zincirin içerisinde yer alabiliyor ve hiçbir şekilde sorun yaşamadan en baştan koyulan protokole bağlı çalışmaya devam ediyor. Tüm paydaşların en baştan attığı imzanın taahhüdünü herkesin mutabık olduğu akıllı bir kod yönetiyor.
Bu konuda paylaşabileceğiniz örnekler var mıdır?
Aslında çok iyi örnekler yok. Marketler bu süreci hayata geçirmeyi deniyor. Fakat diğer paydaşlara kendi kurallarını dayattıkları için bir anlamda kendi blok zincirlerini kurmaya çabalıyorlar. Tekelci bir anlayıştan herkesi göz eten bir anlayışa dünyanın mental olarak geçmesi çok zor. Örneğin bir başka büyük zincir, ben kendi blok zincirimi kurdum ve bütün tedarikçilerimi bu zincire bağladım diyor. Buradaki temel hata blok zincirinin kimseye ait olmaması aslında. O blok zinciri tüm sektörün olmalı. Burada olan adı blok zinciri olan bir işlem tekeli kurmak.
Blok zincirin alacak çok yolu var hala evet, ama iyi ve öncü örneklerle işler değişecektir. Ülkeler arası gümrük işlemlerinin blok zinciri üzerinden yapılması yine bu alandaki önemli adımlardan biri. Bizim Ticaret Bakanlığı şu an Endonezya ve Hollanda ile bunu test ediyor.
Enflasyon ile mücadelede bir diğer önemli araç kripto paralar olabilir. Bazı ülkeler bir yatırım aracı olarak kripto paraları bir süredir kullanıyor. Türkiye’deki kullanıcılar için kripto paralar bu dönemde hayatta kalma adına bir fırsat olabilir mi?
Kripto paralar bu konuda okur yazarlığı olan ve uzun vadeli düşünen kullanıcılar için her dönemde iyi bir yatırım aracı olmaya devam edecektir. Sıradan kullanıcıların iniş-çıkışları bu kadar değişken olan bir finansal varlığa yatırım yapması ve bu şekilde hayatta kalması çok zor geliyor bana. Diğer yandan kripto paraların çok fazlasının yeterince merkezsizliği sağlayamaması ve bundan dolayı da kendilerine has kuralları bozma kabiliyeti olayı saadet zincirlerine, ponziye ya da dolandırıcılığa götürüyor. Kripto paralar yüzünden Türkiye’deki vatandaş hayat pahalılığından kaçayım derken elindekini de kaybedebilir. Uzun vadeli yatırım bilincini oluşturmadan bu işe girmek doğru olmayacaktır. Örneğin Venezuela geçtiğimiz yıllarda o kadar yüksek bir enflasyon yaşadı ki, bitcoin ya da diğer kripto paraların oynaklığı ülkenin parasının yaşadığı duruma yanaşamadı. O yüzden halk dash ya da bitcoin gibi varlıklara yöneldiler.
İngiltere’nin BM Mülteci Örgütü (BMMYK), BM Kalkınma Programı (UNDP) ve Dünya Ekonomik Forumu (WEF) arasında gerçekleşen iş birliği kapsamında, blok zinciri teknolojisinin sürdürülebilir kalkınma çalışmaları için kullanılmasına karar verilmişti. Hatta bu konuda BM tarafından yol haritası belirlenmişti. Diğer yandan Dünya Gıda Örgütü bir süre önce 10 binin üzerinde Suriyeli mülteciye kriptografi temelli şifreli kartlar göndermişti. Şifreli olarak kişilere özel gıda yardımı tanımlanan bu kartlar ile binlerce mülteci yiyecek yardımı almış oldu. Blok zinciri Türkiye’deki mülteci krizini çözmede nasıl etkin bir şekilde kullanılabilir?
Aslında özellikle mültecilerle ilgili ülkedeki en temel ihtiyaç açık, şeffaf ve manipüle edilmediğine güvenilen bir kayıt sisteminin oluşturulması. Blok zinciri bize bunu sağlıyor. Sadece merkezi bir idarenin kontrolünde değil, çok partinin katılarak oradaki bilgileri daha fazla güvence altına alan ve oradaki mültecilerin bireysel mahremiyetini korurken diğer yandan sıfır ispatlı kimlik sistemi ile buradaki demografik veriyi de şeffaf bir şekilde sunabilen ve hack’lenmemesini sağlayan bir işleyişe ihtiyaç var. Bu tam olarak blok zincirinin tanımı aslında.
Blok zinciri temelli bir sistem ile; kaç mülteciye kimlik verildi, kaçına vatandaşlık verildi, kim hangi hizmetlerden yararlanıyor gibi verileri herkes şeffaf bir şekilde görebilir. Bu ilk bakışta devletin aleyhine gibi görülse de, işin aslını ortaya koyması açısından tüm paydaşların merkezsiz bir kayıt sistemine ihtiyacı var.
Bu yazı Digital Report Dergisinin 14. sayısında yayınlanmıştır.