Kendinizden ve EAK Digital’dan kısaca bahseder misiniz?
Baba tarafından Türkiye, anne tarafından ise İngiltere kökenliyim. Londra’da doğdum ve büyüdüm. Bir blok zinciri PR ve pazarlama ajansı olan EAK Digital’ın kurucusuyum. Ajansımız Londra merkezli ama Japonya, Çin, ABD ve Türkiye’de de hizmete veriyoruz. Daha çok kripto ve blok zinciri endüstrisi ile çalışıyoruz. Şu anda kripto alanındaki en büyük 30 projeyi temsil ediyoruz. Ayrıca İstanbul Blockchain Haftası’nın da organizasyonunu gerçekleştiriyoruz.
Kripto para ve block zinciri şirketleri için PR çalışmalarına nasıl başladınız?
Aslında büyük bir kripto para yatırımcısı olan bir müşterimizin talebiyle başladı. 2017’de müşterimizle San Fransisko’daki bir konferansa gittiğimde, sektörün heyecanını yaşamanın yanı sıra, kriptonun dünyayı değiştirebileceğini düşünmeye başladım. Ana akımda da karşılaşılabilen dolandırıcılıklara baktığımızda, bu alanda ciddi bir itibar ihtiyacı olduğunu düşünmeye başladım. Daha sonra müşterimin de bu alandaki talebiyle, EAK Digital olarak kripto dünyasına yöneldik.
Halkla ilişkiler açısından kripto para çalışmalarının gelenekselden farkı nedir?
Kullanılanm kanallar ve sektördeki topluluklar daha farklı. Discord ve Telegram kanallarından faydalanmak, YouTube ve TikTok influencer’larıyla çalışıyoruz. Ancak dürüst olmak gerekirse, PR nereden bakarsanız bakın yine de PR’dır. İlişki kurmak bu işin en önemli parçası. Ancak kripto alanındaki halkla ilişkiler çalışmalarının zorlukları da var. Çünkü çok fazla proje ve kripto para var, bu sebeple de olanca gürültünün içinde kendi sesinizi duyurmaya çalışmanız gerekiyor. EAK olarak, biz her zaman iyi bir konsepte ve yaratıcı fikirlerimize güveniyoruz.
Türkiye’deki pazarı nasıl görüyorsunuz?
Son iki üç yıl içerisinde uluslarası şirketlerin kripto markalarını ve hizmetlerini tanıtmaları açısından son derece ilginç bir pazara dönüştü. Türkiye’deki kripto işlem hacmi de oldukça yüksek ve tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’deki insanlar da kriptodan para kazanmak istiyorlar. Bizim amacımız ise uluslararası şirketlerin Türkiye’deki kitleleri hedefleyebilmelerine yardımcı olmak. Burası dışarıdan ilginç bir pazar ama yerelleşme anlamında yabancı şirketler için zorlukj arz edebiliyor. Bu anlamda bu iki nokta arasında bir köprü kurabileceğimi düşünüyorum. Türkiye’deki kripto pazarının gelişmesi ve belki de bir numara olması için de çalışıyorum ve bu düşünce beni heyecanlandırıyor.
Son dönemde konuşulan kripto para düzenlemeleri hakkındaki fikriniz nedir?
Düzenlemeye karşı değilim, hatta düzenlemeden yanayım. Önemli bir gelişme olarak değerlendiriyorum. Ancak kısıtlayıcı olmaması Türkiye’deki büyük hareketliliğin ve potansiyelin bir şeylere dönüşmesine yardımcı olacaktır. Bu da ince bir çizgi çekmeyi gerektiriyor, ancak ben düzenlemenin sektöre fayda getireceğinden yana umutluyum.
İstanbul Blockchain Week hakkında neler söylemek istersiniz?
Bu etkinlik bizim için çok heyecan verici ve Türkiye’de bugüne kadar yapılan benzer etkinliklerden farklı olmasını istiyoruz. Doğru insanları, yeni nesillere ilham verecek insanları buraya getirmek önemli. Tüm dünyanın takip edeceği bir etkinlik olmasını istiyoruz, pandemide kendi geliştirdiğimiz yazılım ile onlinbe düzenlediğimiz Blockdown konferanslarından sonra, bunun hem fiziksel hem dijital bir etkinlik olması amacımız. 2-3 bin kişilik bir fiziksel yönü olacak. 2022’nin üçüncü çeyreği için planlama yapıyoruz. Tüm dünyada tanınan ABD ve Avrupa merkezli isimler bu konferansta olacak ve Türkiye’nin nasıl bir gelişim içinde olduğunu, buranın yatırım için uygun olduğunu göstermek hedefimiz. Etkinlikte eğitimler, atölyeler, hackathon’lar gibi yatırıma dönebilecek aktiviteler olacak. Sadece bir ana etkinlik çerçevesinde değil de, belki 15 ufak etkinliğinde de yer aldığı, kapsamlı bir hafta ortaya çıkartmak için çalışıyoruz.
Bu yazı Digital Report Dergisi 10. sayısında yayınlanmıştır.