Discovery için Türkiye pazarı ne ifade ediyor? Türkiye’deki izleyici profilinizi nasıl tarif edersiniz?
Türkiye; büyük, canlı ve gelecek vaat eden bir pazar olmasından dolayı bizim için gerçekten çok önemli. Baktığınızda Discovery global bir şirket, fakat bazı ülkeler var ki istediğiniz kadar global olun, onlara bölge bazında yaklaşılması gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle de bir ülkedeki iş düzenimiz bir diğerinden farklı işleyebiliyor. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki Türkiye’de TV ekosisteminin tüm unsurlarına sahibiz; ulusal kanal ve ücretli kanalların yanı sıra discovery+ olarak BluTV ortaklığıyla SVOD yayınımız ve ek olarak DMAX ve TLC’nin web sitelerinde AVOD seçeneğimiz bulunuyor. Umarım tüm bunlar Türkiye’deki bakış açımızı, bu pazara ne kadar inandığımızı ve bağlı olduğumuzu yeterince gösteriyordur.
Türkiye’deki izleyici profiline gelirsek; resmi olarak, her iki kanalımızın da 20+ ABC1 hedef kitlesi bulunuyor. TLC’ye baktığımızda daha çok kadın odaklı olduğunu DMAX’in ise daha çok kadın-erkek birlikte izlendiğini görüyoruz. İzleyicilerimizi; çevrelerindeki dünyaya karşı ilgili, meraklı ve açık fikirli insanlar olarak düşünüyoruz. Dünyadaki tüm izleyicilerimizin sınırlardan ya da önyargılardan uzak olduğuna inanıyoruz.
Açıkçası bu yıl BluTV ile ortaklığa girdikten ve discovery+’ı yayına aldıktan sonra dijital izleyicilerimiz hakkında çok daha fazla şey öğrendik. Gerçekten bizim için çok ilginç bir yolculuğun başladığını söyleyebilirim. Örneğin dijital izleyicilerin, lineer kanallarımızın izleyicilerine kıyasla ne kadar farklı olduğu ya da olmadığı, neleri tercih ettikleri gibi daha buna benzer birçok şeyi keşfediyoruz. Deneyimlerimiz, içeriğimizin tüm platformlarda talep gördüğünü gösteriyor. Fakat az önce de belirttiğim gibi tüketim modellerinde mutlaka farklı nüanslar bulunuyor.
Dünyada ve Türkiye’de OTT pazarı ne durumda? Pazarın büyümesi ve yeni oyuncularla çeşitlenmesini nasıl yorumlarsınız?
OTT pazarı, Türkiye’de olduğu gibi uluslararası alanda da bir patlama yaşıyor diyebiliriz. Covid’in etkisiyle birlikte sadece video değil, tüm dijital hizmetler geçtiğimiz bir buçuk yılda hayatımızı ciddi şekilde değiştirdi. Hatta 2021’de sektörün yavaşlayacağına dair beklentiler vardı, ancak dinamikler hala çok olumlu ilerliyor. Elbette eninde sonunda bir denge sağlanacaktır, ama itiraf etmeliyim ki gelecekte olması beklenilen bu gelişmelerin herkesin düşündüğünden daha hızlı hayatımıza girmesi ilginç bir deneyimdi.
Şu anda olanları ‘içerik çığı’ olarak adlandırabilirim. Gerçekten üzerimize çığ gibi içerik düşüyor. Gün geçtikçe çok daha fazla oyuncu arenaya giriyor ve her türde, her formatta içerik karşımıza çıkıyor. Samimiyetle söyleyebilirim ki, izleyiciler olarak bu zamanlara tanık olduğumuz için çok şanslıyız.
OTT pazarının büyümesi ve yeni oyuncularla çeşitlenmesi, aslında dünya çapında izleyicilerin ödeme eğiliminin artmasına yardımcı oldu. Bu durum tabii ki sektörde herkesi olumlu etkiledi. Yapılan araştırmalara göre, insanların içerik ihtiyaçlarını karşılamak için birden fazla OTT servisine abone olduğunu görüyoruz. Buna rağmen yine de diğer tüm hizmetlerden ayrışmanız ve öne çıkmanız gerekiyor. Baktığınızda discovery+ olarak, BluTV aracılığıyla 2 bine yakın gerçeğe dayalı kurgu olmayan içerik sunuyoruz. Bu eşsiz kütüphaneyi başka hiçbir hizmet bu iddiada sunamaz.
Dijital platformların büyük yapım şirketlerini satın alması ile pazarda yaşanan konsodilasyon sonrası eğlenceli içerik sektörünün geleceğinde bizi neler bekliyor?
Şu anda olanları “içerik çığı” olarak adlandırabilirim. Gerçekten üzerimize çığ gibi içerik düşüyor. Gün geçtikçe çok daha fazla oyuncu arenaya giriyor ve her türde, her formatta içerik karşımıza çıkıyor. Samimiyetle söyleyebilirim ki izleyiciler olarak bu zamanlara tanık olduğumuz için çok şanslıyız. Fakat bence bu durum sonsuza kadar böyle sürmeyecek ve pazar konsolide olacak. Daha az ama büyük oyuncuların pazarda kalacağını ve daha dengeli sayıda program yaratacaklarını düşünüyorum. Tabii bunlar sadece benim düşüncelerim, yani ben kâhin falan değilim sonuçta. Zira, 2021’de medyanın geleceğini tahmin etmek gerçekten çok zor.
Dijital ve lineer yayıncılık arasındaki etkileşimin tüketici ve reklam sektörüne yansımalarını Discovery özelinde değerlendirir misiniz?
Açıkçası stratejimizin çok net olduğunu düşünüyorum: mümkün olan en geniş izleyici kitlesine ulaşmak adına, “içeriklerimizi ve programlarımızı nerede rahat ediyorsanız orada izleyebilirsiniz” diyoruz. TLC ve DMAX ile ücretsiz ulusal kanallarda, Discovery Channel, Discovery Science, ID ve Eurosport’la da ücretli kanallarda içerikler sunuyoruz. Rahatlıkla söyleyebilirim ki bu içeriklerin benzersiz ve rakipsiz olduğundan eminim. Bir de daha önce bahsettiğim gibi, reklam satış yoluyla para kazandığımız AVOD web sitelerimiz ve buna ek olarak discovery+ gibi abone bazlı video izleme (SVOD) hizmetlerimiz bulunuyor. Tüm bunlar sosyal medyadaki güçlü varlığımız ve bilinirliğimiz tarafından destekleniyor.
Bizim için harika olan şeylerden biri ise her yerde büyümeyi başarabilmemiz. Örneğin; FTA’da güçlü ratinglere sahibiz. Onun dışında, Türkiye’deki yolculuğuna Mayıs ayında başlayan discovery+’ı daha çekici bir hale getirmek için dijitale özel daha fazla orijinal içerikle zenginleştiriyoruz. Örneğin gelecek aylarda Prens Williams ve David Attenborough’u bir araya getiren çevre belgeseli Earthshot ve uzay yolculuklarının geleceğini ele alan Last Exit: Space’i izleyicilerle buluşturacağız. İzleyicilerimiz bu oirijinal içeriklere olumlu tepki veriyor. Böylece içeriğimizle etkileşime giren daha fazla kullanıcının olduğunu görüyoruz.
Son olaraksa şu anda web sitelerimizi yeniden hazırlıyoruz ve içerik stratejimizi geliştiriyoruz. TLC ve DMAX’in Kasım ayında yayına başlayacak dijital platformlarında günümüzün içerik ve tüketim alışkanlıklarına uygun UX\UI’nin yanı sıra tamamen farklı bir görünüm ve his sunmaya hazırlanıyoruz. Daha da önemlisi web sitelerimizin, lineer TV markalarımızın dijital alandaki mükemmel bir uzantısı haline getireceğine inanıyoruz.
Discovery’nin BluTv yatırımı sonrası, süreçte beklentileriniz dahilinde aldığınız geri dönüşleri yorumlar mısınız? Türkiye’ye yeni yatırımlar gündeminizde var mı?
Finansallar ve KPI’lar hakkında maalesef yorum yapmıyoruz, ancak editoryal, marka ve portföy açısından BluTV ile ortaklığımızın kesinlikle uyumlu olduğunu ve hatta beklentilerimizi aştığını söyleyebilirim. Yani, discovery+’ın Türkiye SVOD arenasına girmesinin tamamen doğru bir yol olduğundan eminiz.
Yeni yatırımlara gelirsek açıkçası her zaman gündemimizde bir şeyler bulunuyor. Ancak gizlilik politikası gereği, ne yazık ki bir şey söylemem mümkün değil. Ancak dediğim gibi Türkiye bizim için önemli bir pazar ve genelde birkaç girişime aynı anda baktığımız oluyor. Tabii bunlar iş geliştirme sürecinin bir parçası, yani bazen hayata geçmeye de biliyor, ama bizim için ülkedeki fırsatları görmek ciddi anlamda heyecan verici oluyor.
Bu yazı Digital Report Dergisi 11. sayısında yayınlanmıştır.