Baş döndürücü bir hızla gelişen ve yıkıcı devrimler yaratan Yapay Zeka Çağı, endüstrileri yeniden şekillendiren stratejik trendleri de beraberinde getiriyor. Bu inovatif trendlerden bazıları, kuruluşların değer üretirken kendilerini ve iş modellerini yeniden yapılandırmalarını sağlarken, diğerleri ise operasyonların yapay zekayla daha verimli ve güvenli yürütülmesini kolaylaştırıyor.
Yapay zeka Güven, Risk ve Güvenlik Yönetimi
![Yapay zeka çağında stratejik teknoloji trendleri: 2024 ve ötesi 2 Yapay zeka çağında stratejik teknoloji trendleri: 2024 ve ötesi](https://digitalreport.com.tr/wp-content/uploads/2024/04/digitalreport.com_.tr_result-12.jpg)
Güven, Risk ve Güvenlik Yönetimi (Trust, Risk and Security Management – TRiSM) alanı, yapay zeka uygulamalarında giderek daha fazla önem kazanıyor. Gartner’a göre, 2026 yılına gelindiğinde, yapay zeka uygulamalarında TRiSM kontrollerini gerçekleştiren şirketler, hatalı ve geçersiz bilgilerin yüzde 80’ini ortadan kaldırarak karar alma süreçlerinin doğruluğunu artıracak. Bunun yolu ise yapay zeka model yönetişimini ve güvenirliğini desteklemekten, şeffaflığı ve veri koruma pratiklerini iyileştirmekten geçecek.
Aktif olarak TRiSM kontrollerini uygulayan kuruluşlar, bu kontrolleri kullanmayan rakiplerine göre daha fazla YZ projesi geliştirebiliyor, daha hassas ve tutarlı YZ modelleri oluşturabiliyor ve sonuç olarak daha fazla değer üretiyor. TRiSM ile yönetilen YZ modellerini kullanan kuruluşlar, YZ odaklı uygulamaların doğruluğunu artırırken, bu modellerin aldığı kararlarda önyargıları da azaltıyor.
Bu trendi yakalamak için atılması gereken ilk adım, YZ TRiSM çalışmalarınızı yürütecek ve yönetecek özel bir birim oluşturmak. Kapsamlı bir YZ TRiSM programının bir parçası olarak, en iyi araç setlerini tüm organizasyon genelinde etkin bir şekilde yönetmelisiniz. Kabul edilebilir kullanım politikalarınızı belirlemeli, YZ modellerine erişimi ve kullanımını metodik bir şekilde kaydedecek ve onaylayacak bir sistem kurmalısınız.
Sürekli tehdit yönetimi
![Yapay zeka çağında stratejik teknoloji trendleri: 2024 ve ötesi 3 Yapay zeka çağında stratejik teknoloji trendleri: 2024 ve ötesi](https://digitalreport.com.tr/wp-content/uploads/2024/04/iStock-1055364614-Converted_result.jpg)
Sürekli tehdit yönetimi, siber güvenlik optimizasyonunu pragmatik ve sistemik bir yaklaşımla sürekli adaptasyon ve değişim sürecine sokan bir strateji. Gartner analistlerine göre, siber güvenlik yatırımlarını bu yaklaşıma göre önceliklendiren kuruluşlar, 2026 yılına gelindiğinde veri ihlallerini üçte iki oranında azaltacak. Bu yöntem, kuruluşların, tehditler sorun haline gelmeden önce maruziyetlerini değerlendirmelerini sağlayan bir yaklaşım olarak öne çıkıyor. Olası tehditlerin riskleri, spesifik iş projeleri veya kritik tehdit vektörleri bazında değerlendirilir ve hem yamalanabilir güvenlik açıklarını hem de yamalanamaz risk maruziyetlerini ele alır.
Sürekli tehdit yönetimi, kuruluşların güvenlik duruşlarını saldırganın gözünden değerlendirmelerini, güvenlik kontrollerinin sürekli test edilmesini ve buna dayalı olarak maruz kalma ve iyileştirme önceliklerinin belirlenmesini gerektirir. Bu yaklaşım, taktik ve teknik müdahalelerin etkilerinin, kanıta dayalı güvenlik optimizasyonlarını destekleyen gelişmiş ekip çalışmasıyla desteklenmesine dayanır. Sürekli tehdit yönetiminden azami faydayı sağlamak isteyen kuruluşların, bunu halihazırda iş değeri odağında oluşturulmuş risk farkındalığı ve yönetimi programlarıyla tutarlı bir biçimde işlerine entegre etmeleri gerekiyor.
Sürdürülebilir teknoloji
![Yapay zeka çağında stratejik teknoloji trendleri: 2024 ve ötesi 4 Yapay zeka çağında stratejik teknoloji trendleri: 2024 ve ötesi](https://digitalreport.com.tr/wp-content/uploads/2024/04/iStock-472675498_result-1.jpg)
Sürdürülebilir teknolojiler, ekolojik dengeyi ve insan haklarını desteklemek amacıyla çevresel, sosyal ve yönetişimsel sonuçları hedefleyen dijital çözümler çerçevesi olarak tanımlanabilir. Bu çerçeve, iş dünyasında önümüzdeki birkaç yıl içinde giderek daha fazla önem kazanacak. Gartner’ın öngörülerine göre, 2027 yılına gelindiğinde CIO’ların dörtte biri, sürdürülebilir teknoloji etkilerine bağlı olarak ikramiye alacakları sözleşme maddelerine sahip olacak. Sürdürülebilir teknoloji çerçevesi, çevresel, sosyal ve yönetişim odaklı teknolojileri kapsar. Çevresel teknolojiler, doğal riskleri azaltma, önleme veya doğayla uyumu sağlamaya odaklıyken, sosyal teknolojiler insan haklarını, sağlığını ve refahını destekler. Yönetişim teknolojileri ise iş süreçlerinin, gözetiminin ve kapasitesinin iyileştirilmesiyle ilgilenir.
Sürdürülebilir teknolojiler, kuruluşların genel performansını iyileştirmek için gerekli içgörüleri sağlama açısından da önem taşır. Konu sürdürülebilir teknoloji olduğunda, verimlilikten ödün vermek zorunda kalacağınızı düşünebilirsiniz ancak yapılandırılmış bir karar verme süreci ve yol haritasıyla bu çerçeveyi sürdürülebilirliği artırmak ve değer üretimini iyileştirmek için kullanabilirsiniz. Kurumsal sürdürülebilirliğinizi sağlamak için yenilikçi ve öncü teknolojiler arasında doğru dengeyi bulmalısınız.
Platform mühendisliği
![Yapay zeka çağında stratejik teknoloji trendleri: 2024 ve ötesi 5 Yapay zeka çağında stratejik teknoloji trendleri: 2024 ve ötesi](https://digitalreport.com.tr/wp-content/uploads/2024/04/Screenshot-2024-04-05-162109_result.jpg)
Platform mühendisliği, işin giderek daha teknoloji odaklı bir hal aldığı günümüzde kuruluşların benzersiz ihtiyaçları doğrultusunda self-servis platformlar geliştirme ve işletme kabiliyetidir. Kurum içi self-servis platformları, iş süreçleri ve kullanıcı ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilen spesifik araçlardır.
Gartner’ın tahminlerine göre, 2026 yılında yazılım mühendisliği kuruluşlarının yüzde 80’i kendi ekiplerinin ihtiyaçlarına yönelik self-servis platformlar geliştiren platform ekiplerine sahip olacak. Bu ekipler, iş departmanlarının süreçlerini iyileştirecek platformlar geliştirecek.
Platform mühendisliği, geliştiricilerin deneyimlerini iyileştirirken, üretilen iş değerinin de teslim edilmesini hızlandırıyor. Bilişsel yükün azaltılmasını sağlayan bu yaklaşım, aynı zamanda kuruluşların yetenekleri elde tutmalarını da kolaylaştırıyor.
Platform mühendisliği pratiğinin kalbinde, yeniden kullanılabilir, birleştirilebilir ve yapılandırılabilir bileşenlerle dahili platformlar oluşturulması ve iyileştirilmesi yatıyor. Her platform başlı başına bir ürün olarak ele alınmalı. Bir self-servis platformu oluştururken, son kullanıcı konumundaki profesyonellerin deneyim ve ihtiyaçlarından hareketle, onlara en gerekli dijital kabiliyetleri, araçları ve süreçleri önceliklendirin. Tüm bunlar etrafında süreç ve sonuç odaklı bir platform geliştirin.
Yapay zeka destekli geliştirme
![Yapay zeka çağında stratejik teknoloji trendleri: 2024 ve ötesi 6 Yapay zeka çağında stratejik teknoloji trendleri: 2024 ve ötesi](https://digitalreport.com.tr/wp-content/uploads/2024/04/iStock-1387660022_result.jpg)
Günümüzde yapay zekanın etkisi altına almadığı alan yok denecek kadar az ve yazılım geliştirme Yapay Zeka Çağı’ndan en etkilenen alanların başında geliyor. 2024 ve sonrasında etkisini artıracak olan yapay zeka destekli geliştirme, üretken yapay zeka ve makine öğrenimi gibi teknolojilerin yazılım geliştirme, test ve teslim süreçlerinde daha fazla kullanılmasını sağlayacak. Gartner’ın paylaştığı verilere göre, günümüzde yazılım geliştiricilerinin yalnızca yüzde 10’u yapay zekayı kodlama asistanı olarak kullanırken, bu oran 2028 yılında yüzde 75’e ulaşacak.
Giderek geliştirme ortamlarına entegre olan yapay zeka destekli geliştirme araçları, uygulama kodu üretmekten eski kodları modern dillere çevirmeye, tasarımdan kodlamaya dönüşümü desteklemekten uygulama test yeteneklerini geliştirmeye kadar birçok avantaj sağlıyor.
Yapay zeka destekli yazılım mühendisliği, geliştirici üretkenliğini artırıyor ve geliştirme ekiplerinin iş operasyonlarının yürütülmesi için ihtiyaç duyulan yazılım taleplerinin karşılanmasını kolaylaştırıyor. YZ destekli geliştirme araçları, yazılım mühendislerinin kod yazmaya daha az zaman harcamasını, bunun yerine etkili iş uygulamaları tasarlamak ve geliştirmek gibi daha kritik görevlere odaklanmasına olanak tanıyor.
Yapay zeka destekli geliştirme akımı önümüzdeki yıllarda bir sektör normuna dönüşecek. Ancak yapay zeka yardımıyla yazılım geliştirme süreçleri kesinlikle denetimsiz bırakılmamalı. Bu akımı sağlıklı biçimde yakalamak isteyen kuruluşların her şeyden önce yazılım geliştirme süreçlerinde kullanılacak yapay zeka destekli kod üretme araçlarını değerlendirecek ve bunların en iyi şekilde nasıl kullanılacağını belirleyecek, deneyimli yazılım mühendislerinden oluşan bir ekip kurmaları gerekiyor.
Yapay zeka destekli geliştirme yalnızca yazılımların inşa sürecini değil aynı zamanda testlerini de kapsıyor. Bu alanda faaliyet gösteren birçok yapay zeka test aracı bulunuyor ve bunların geleceğin geliştirme süreçlerinin mihenk taşlarından olmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Sektörel bulut platformları
![Yapay zeka çağında stratejik teknoloji trendleri: 2024 ve ötesi 7 Yapay zeka çağında stratejik teknoloji trendleri: 2024 ve ötesi](https://digitalreport.com.tr/wp-content/uploads/2024/04/iStock-849074294_result.jpg)
Sektörel bulut platformları, dikeylerin değişken ihtiyaçları doğrultusunda tasarlanmış ve kurumsal ihtiyaçlara göre özelleştirilebilir niş platformlardır. Bu platformlar, spesifik bir sektörün gereksinim ve hedefleri doğrultusunda SaaS, PaaS ve IaaS hizmetlerini tek bir çatı altında toplar ve kullanıma hazır kabiliyetler olarak sunar. Gartner’a göre, 2027 yılında işletmelerin yarısı işlerini hızlandırmak için sektörel bulut platformları kullanacak. Günümüzde bu platformları kullanan işletmelerin oranı ise yüzde 15’in altında.
Sektörel bulut platformları, doğaları gereği kullanıma hazır opsiyonel hizmetler içerir. BT liderleri, bu hizmetleri kullanarak sektörlerinde yaşanan değişimlere hızla yanıt verebilir ve rekabete adapte olabilir. Bu platformların bir diğer cezbedici yanı ise dikey sektörlerin görev kritik önceliklerine göre sonuçlar alınmasını sağlamaları.
Sektörel bulut platformları, bir sektörde faaliyet gösteren tüm organizasyonların ihtiyaç duydukları dijital kabiliyetleri sunmak için modüler hizmet yaklaşımını sergiliyor. Bu model, BT liderlerinin kuruluşlarını rekabetten farklılaştıracak hizmet kompozisyonları oluşturmalarına olanak tanıyor. Böylece hem müşterilere hem de partner ekosistemine benzersiz değerler sunulmasının önü açılıyor.
Akıllı uygulamalar
![Yapay zeka çağında stratejik teknoloji trendleri: 2024 ve ötesi 8 Yapay zeka çağında stratejik teknoloji trendleri: 2024 ve ötesi](https://digitalreport.com.tr/wp-content/uploads/2024/04/Screenshot-2024-04-05-160245_result.jpg)
Akıllı uygulamalar, yapay zeka devriminin hayatlarımıza kazandırdığı yeniliklerden bir diğeri. Yapay zeka, iç ve dış kaynaklardan bağlantılı verilerle desteklenen bu uygulamalar, hem son kullanıcılar hem de iş için yeni kabiliyetleri mümkün kılıyor. İş zekasını pratik uygulamalara dönüştüren bu akım, işi daha önce hiç olmadığı kadar geniş bir ölçekte ve daha tutarlı şekilde otomasyona bağlıyor.
Akıllı uygulamalar, geleneksel uygulamalara kıyasla çok daha fazla işlevi, kendi başlarına ya da tıpkı RPA gibi diğer uygulamalarla etkileşime girerek, insanlardan herhangi bir girdi olmaksızın bağımsız olarak gerçekleştirebiliyor. Gartner’a göre, 2026 yılında kullanıma sunulacak yeni uygulamaların yüzde 30’u yapay zekayı kullanarak adaptif kullanıcı arayüzlerine ve gelişmiş otomasyon kabiliyetlerine sahip olacak. Günümüzde bu uygulamaların diğer tüm uygulamalar içerisindeki oranı ise yüzde 5’in biraz altında.
Üretken yapay zekayla bezenmiş akıllı uygulamalar yalnızca kullanıcıların değil, aynı zamanda tüketicilerin, ürün yöneticilerinin ve geliştiricilerin de deneyimlerini iyileştiriyor. İşlem verileri ve dış kaynaklardan gelen veri akışlarıyla desteklenen akıllı uygulamalar, kurumsal kullanıcıların halihazırda faydalandıkları uygulamalar üzerinden içgörüler sunuyor. Bu sayede kullanıcılar, ihtiyaç duydukları içgörüler için ilave iş zekası araçlarına ihtiyaç duymuyor. Akıllı uygulamalar, yapay zeka sayesinde prosedürel özelliklerin yanı sıra tahmin ve öneri kabiliyetleri de kazanıyor. Bu sayede uygulamaların kullanıcılar için özelleştirilmesi, daha iyi sonuçlar alınması ve veri odaklı karar verme süreçlerinin bir sonraki seviyeye taşınması mümkün oluyor. Akıllı uygulamaları organizasyonunuza entegre etmek için iş zekasını yakalayacak, açıklayacak, kataloglayacak, haritalayacak ve izleyecek yetkin bir ekip kurmalısınız. Bu sayede, iş zekasını uygulamalarınıza ekstra bir derinlik ve kabiliyet olarak kazandırabilirsiniz. Ancak aksiyona geçmeden önce akıllı uygulamaların nasıl kullanacağına dair net bir anlayışa sahip olmalı ve bunu tüm organizasyona yaymalısınız.
Demokratikleştirilmiş üretken yapay zeka
![Yapay zeka çağında stratejik teknoloji trendleri: 2024 ve ötesi 9 Yapay zeka çağında stratejik teknoloji trendleri: 2024 ve ötesi](https://digitalreport.com.tr/wp-content/uploads/2024/04/iStock-1469497683_result.jpg)
ChatGPT ve Midjourney gibi üretken yapay zeka araçları, geride kalan yıla damgasını vurdu. Yapay zeka destekli araçlarla metin, görsel, ses ve video gibi yeni içerikler yaratma kabiliyeti ve bunun giderek yaygınlaşması, üretken yapay zekayı son yılların en etkili akımlarından birisi yapıyor. Ancak asıl devrim, bu araçlara ve sundukları içerik üretim kabiliyetlerine erişim demokratikleştirildiğinde yaşanacak.
Bulut tabanlı ve açık kaynaklı araçlar, üretken yapay zekanın gelecekte demokratikleşmesini ve dev teknoloji şirketlerinin tekelinden çıkmasını sağlayacak. Kurumsal kullanıcılar, daha önce mümkün olmayan şekilde bilgiye muazzam bir erişim sağlayacak ve sahip olmadıkları teknik yeteneklere ulaşacak. Bu yeni bilgi ve yetenek bolluğu, üretkenlik için yeni bir çağı başlatacak. Öngördüğümüz bu yeni çağın verimli ve güvenli olması için ise yapay zeka yönetişimi ve sorumlu yapay zeka pratiklerine odaklanılması gerekecek.
Günümüzde iş süreçlerinde üretken yapay zeka kullanan kuruluşların oranı yüzde 5 iken, Gartner bu oranın 2026 yılında yüzde 80’i aşacağını tahmin ediyor. Şirketlerin çok büyük bir bölümü, üretken yapay zeka API’larını, modellerini veya yapay zeka destekli akıllı uygulamalarını iş süreçlerine dahil edecek.
Üretken yapay zekaya erişimi demokratikleştirmek, organizasyonlar için daha fazla görevi otomasyona bağlama, üretkenliği artırma, maliyetleri düşürme ve büyüme için yeni fırsatlar yakalama şansı sunacak. Profesyoneller, doğal dil sohbet arayüzleri aracılığıyla hem kurum içi hem de dışından sayısız bilgi kaynağına erişim elde edecek. Pozisyonundan ve görevinden bağımsız tüm çalışanların yorulmak bilmeyen ve leb demeden leblebiyi anlayan akıllı bir asistanı olacak.
Üretken yapay zekanın daha şimdiden yarattığı etkiyi ve Gartner’ın 2026 tahminlerini göz önünde bulundurduğumuzda, demokratikleştirilmiş erişimin tüm iş dünyasının çalışma ve rekabet etme şeklini değiştireceğini öngörmek zor değil.
Artırılmış bağlantılı iş gücü
![Yapay zeka çağında stratejik teknoloji trendleri: 2024 ve ötesi 10 Yapay zeka çağında stratejik teknoloji trendleri: 2024 ve ötesi](https://digitalreport.com.tr/wp-content/uploads/2024/04/iStock-1867707293_result.jpg)
Hibrit ve asenkron çalışma konusunda kat edilen ilerlemenin bir sonucu olarak ortaya çıkan artırılmış bağlantılı iş gücü stratejisi, yetenek geliştirmeyi hızlandırmak ve ölçeklendirmek için akıllı teknoloji, iş gücü analitiği ve beceri artırımını optimize eden bir doku oluşturarak, profesyonellerin organizasyonlara sağladığı değeri artırmayı hedefliyor. Gartner’a göre, 2027 yılında CIO’ların yüzde 25’i artırılmış bağlantılı iş gücü inisiyatifleriyle kilit roller için yetkinliğe ulaşma sürelerini yüzde 50 azaltacak. Artırılmış bağlantılı iş gücü stratejisi, işin yapılması için ihtiyaç duyulan yeni nesil dijital yeteneklerin kazanımını artıracak. Yeni kazanılan yeteneklerin yetkinliğe ulaşmalarını ise hızlandıracak. Bu stratejinin bir parçası olarak kullanılacak otomasyon ve yapay zeka, işin daha da akıllanmasını sağlayacak ancak iş gücü giderek daha karmaşık sorunlar çözmek için çalışacak. Akıllı teknolojilerle güçlendirilmiş çalışan deneyimlerini mümkün kılacak artırılmış bağlantılı iş gücü stratejinizi oluştururken, karmaşık ortamlarda görev alacak tecrübesiz çalışanların yetkinliğe ulaşma sürelerini kısaltmayı önceliklendirin.
Organizasyonunuzdaki kilit paydaşların da katkısıyla, hangi iş gücü segmentlerine yatırıma öncelik verileceğine karar verin. Çalışanların mevcut şartlarda imkansız görünen görevleri başarmalarına yardımcı olacak iç görüler ve öneriler oluşturun.
Tüketici makineler
![Yapay zeka çağında stratejik teknoloji trendleri: 2024 ve ötesi 11 Yapay zeka çağında stratejik teknoloji trendleri: 2024 ve ötesi](https://digitalreport.com.tr/wp-content/uploads/2024/04/makine-musteriler1_result.jpg)
Yapay zeka, nesnelerin interneti ve diğer bağlantılı teknolojiler, tarihte ilk kez şirketlere kendi müşterilerini yaratma kabiliyeti sağlayacak. Makineler, insanlar tarafından belirlenmiş çerçeveler ve veri kaynaklarından hareketle, ekonomik aktörler olarak para karşılığında bağlı oldukları kişi ve kuruluşlar adına ürün ve hizmet satın almaya başlayacak. Gartner’a göre, 2028 yılına geldiğimizde tüketici olarak davranma potansiyeline sahip olan 15 milyar bağlantılı nesne aktif olacak. Makine müşteriler, 2030 yılında trilyonlarca dolar değerinde ürün ve hizmet satın almış olacak ve bu dijital ticaret için yepyeni bir çağ başlatacak.
Günümüzde HP Instant Ink ve Amazon Dash Replenishment gibi hizmetler, sahibinin adına sınırlı satın alma işlevlerini otomatik olarak yerine getirebiliyor. Bu aşamada satın alma kuralları tamamen insanlar tarafından belirleniyor ve makineler satın almaları belirli bir ekosistem içinde gerçekleştiriyor. Bu “bağlı tüketiciler”, üç aşamalı bir evrimin ilk aşamasını temsil ediyor. İkinci ve günümüzde gelişmekte olan aşamada, insanlar “uyarlanabilir tüketici” konumundaki makineler için satın alma kuralları belirliyor ancak yapay zeka belirli görevler için minimum insan müdahalesiyle seçim yapabiliyor. Henüz gerçekleşmeyen ancak ufukta görünen son aşama ise makineleri otonom ekonomik aktörlere dönüştürecek.
Bu yazı Digital Report Dergisinin 18. sayısında yayınlanmıştır.